> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla > Tıp İlminin Önderleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tıp İlminin Önderleri  (Okunma Sayısı 1124 defa)
24 Ekim 2011, 20:07:17
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 24 Ekim 2011, 20:07:17 »



Binbir Damla


Mart 2005 75.SAYI


Yusuf YAVUZ
kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.


Tıp İlminin Önderleri

İslâm tarihinde tıp ilminde tanınmış filozoflardan birisi Muhammed bin Zekeriyya Ebu-Bekr er-Râzî'dir ki, doğum yeri Horasan olup, hicrî 311'de vefat etti. Râzî ömrü boyunca bir dakika bile kaybetmemeyi tercih ederek ya karalama yahut temize geçirmekle uğraştığından, yüzden ziyade eseri vardır. “el-Hâvî ” isminde bir kitabı ile çiçek ve kızamık hastalıklarına dair bir eseri yabancı dillere tercüme edilmiştir.

Onun tıbbî nasihatlerinden biri şöyledir: “Gıdalarla tedavi olmak mümkünse, ilaçlardan uzak dur. Tek başına tedavi mümkünse, topluluktan uzak dur. Hastalığın başlangıcında ilaçlarla işe başlanacak olursa, kuvveti düşürecek ilaçlarla başlama...”

Diğer biri de Ebu Ali Hüseyin İbn Sina'dır ki, Şiraz nahiyelerinde bir köyde, hicrî 370 yılında doğmuş, 429 tarihinde Hemedan'da vefat etmiştir.

Avrupalı tarihçilerden bazıları der ki: “Bu zat tabiblerin önderi ve belki filozofların meliki denilmeye layıktır ki, ömrü boyunca görmediği bela ve musibet, uğramadığı sıkıntı kalmamışken, yine kendinden sonrakilere araştırma sermayesi olarak pek çok paha biçilmez eser bıraktı.”

İbn Sina'nın “el-Kanun” ismindeki kıymetli tıp kitabı (dört cilt) hicrî 600 tarihlerinde Jerar Garmon adlı hekimin çabasıyla Latince'ye tercüme edildi. Daha sonra her lisana nakledildi.

Endülüs'te hicrî 250 tarihlerinden sonra tıp ilmi öyle bir seviyeye gelmiştir ki, orada yetişen tabipler, 7. yüzyıla değin dünyanın diğer kıtalarında çıkan alimlerle sayıca hemen hemen eşittir. Bunların en meşhuru Ebu'l-Kasım Halef bin Abbasî'dir. Medinetü'z-Zehra'da doğan Ebul-Kasım, Lion kralı Sanşo'yu Kurtuba'da tedavi etmiş olduğundan 350 senesinden sonra ölmüş olmalıdır. Bu zatın cerrahlığa dair çok meşhur olan “et-Tarif” adlı mühim kitabı bütün Avrupalı doktorlar için müracaat kaynağı olmuştur. Ne yazık ki diğer eserleri zamanla kaybolmuştur.

Ziya Paşa, Endülüs Tarihi, İstanbul 2004, s. 517-519


Dünyayı İple Ölçenler


Abbasî halifesi Me'mun , yeryüzünün küre şeklinde olmasında şüpheye düşmüştü. Bunun araştırılmasını isteyerek, o asrın en meşhur bilginlerinden Ebu Abdullah Muhammed bin Musa ile kardeşleri Ahmed ve Hasan isimli fazilet sahiplerini davet ederek, bu meselenin çözülmesi için sorular sordu. Bunlar da durumu gözler önüne sermek için büyük bir sahrada tecrübe edilmesi fikrini öne sürdüler. İstedikleri özellikte büyük sahra bulundu ve oraya gidildi.

Oraya vardıklarında bir yerde durup bazı özel aletlerle Kuzey Kutbunun (Kutup Yıldızı) yükseklik derecesini aldılar. Buraya bir kazık çaktılar. Kazığa uzun bir ip bağlayıp, sağa sola sapmadan kuzeye yöneldiler. Belli bir mesafeden sonra orada da bir kazık çakıp ipi bağladılar. Kuzey kutbunun tekrar yüksekliğini aldıklarında, önceki dereceden bir derece daha fazla olduğunu gördüler. Yürüdükleri mesafenin de 67 mil (111 km.) olduğunu belirlediler. Gökyüzü derecelerinin her birinin yeryüzünde bu kadar mesafeye denk geldiğini hesapladılar. (Bu şekilde dünyanın 40 bin kilometrelik çevre ölçüsü de hesaplandı.)

Oradan ilk önce çakılan kazığın yanına gelip, önceki miktar kadar güneye gittiler. Orada yüksekliğe baktıklarında Kuzey kutbu yüksekliğinin bir derece noksan olduğunu gördüler. Bu tecrübeyi dönüşlerinde Me'mun'a beyan ettiler. O da bunun tekrar yapılmasını isteyince, Kûfe ovasında bu tecrübe tekrar edildi. Önceki hesap aynen doğrulandı.

Diğer bir astronomi alimi de, Bettanî diye meşhur Ebu Abdullah Muhammed bin Cabir el- Harranî'dir . Bu zat da hicrî 260 senesinden 306 tarihine kadar gezegenleri gözlemlemekle uğraştı. Düzenlediği meşhur cetvelinde, o zamana kadar bilinmeyen bir takım işaretler ve yazılar vardır. Güneş yılında muteber olan 365 günün noksanını keşfedip, ondan güneşin batışını, o batıştan da yükselmesini hesapladı.

İbn Cabir'le aynı asırda bulunup, hicrî 300 senesinde vefat eden araştırmacı Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el- Birunî de, yıldızlar ve coğrafya hakkında iki faydalı eser yazmış, ikisi de Avrupa dillerine çevrilmiştir.

Endülüs Tarihi, s. 524-525


İlim-İrfan Mektepleri


Bilindiği gibi, İslâm milletinin, bir memleketi fetih veyahut yeniden tesis ettiğinde, ilk önce bir cami-i şerifle yanına bir mektep yapmak adetleri vardı. Değil müslümanların eline geçen şehir ve memleket, belki her kasaba ve nahiyede birkaç cami ve mektep inşa edilmi ştir.

Tarihçi Veyardo'nun araştırmalarına göre, bu mekteplerin bir kısmında öğrenim gören talebeler, gündüz derslerini almasının dışında gece evlerine gitmeyip mekteplerinde doyurulup yatırıldıklarından, milli terbiye için umumi mektepler tahsis edilmişti. Talebelerin bu mekteplerde oturup çeşitli hocalardan birçok ilim tahsil etmesi usulü, bütün milletlerden önce müslümanlarda görülmüştür. Bu hususta da Avrupalılar İslâm milletini taklit etmiştir. Hatta Mısır'ın Kahire kentinde de bu kabilden bir umumi mektep vardı. İfrîkıyyeli (Tunuslu) Lion adlı tarihçinin söylediğine göre, bu mektepler öylesine geniş ve güçlüydü ki, bir defa Mısır'da isyan hareketi meydana gelmişti ve o sırada ne kadar muhalif takımı varsa bu mektebe doldukları halde hepsini almıştı. Tıpkı bir kale gibi onları korumuştu.

İsrailoğullarından meşhur tarihçi İbn Yamin'in kaleme aldığı seyahatnamede, İskenderiyye şehrinde yirmi tane büyük umumi mektep bulunduğu, bunların Batlamyus zamanında olduğu gibi her taraftan gelip toplanan ilim talebeleriyle dolu olduğunu gördüğü kaydedilmiştir. İspanya'da (Endülüs'te) ise her dört haneli köyde bir mektep bulunduğuna göre, artık şehir ve kasabadakiler hesap edilsin!

Avrupa'da önceleri umumi mektep kuran Kardinal Albernoz zaten İspanyoldu . Gırnata'da terbiye görmüş ve sonraları Polonya'da yaptırdığı Sen Kalman mektebini orada görülen müslüman okullarını taklit ederek oluşturmuştur. Şurası önemlidir ki, İspanya'da bu tarzdaki mekteplerin çoğu Emevî meliklerinden Melik III. Abdurrahman ve II. Hakem asırlarında ve bir takımı da daha önceleri yapılmıştır. Kardinalin doğumunun hicrî 700 yılında olduğu düşünülürse Avrupa'ya bu faydalı usulün gelişi 500 seneden fazla gecikmiştir.

Endülüs Tarihi, s. 528-529



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tıp İlminin Önderleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:14:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tıp İlminin Önderleri rüya tabiri,Tıp İlminin Önderleri mekke canlı, Tıp İlminin Önderleri kabe canlı yayın, Tıp İlminin Önderleri Üç boyutlu kuran oku Tıp İlminin Önderleri kuran ı kerim, Tıp İlminin Önderleri peygamber kıssaları,Tıp İlminin Önderleri ilitam ders soruları, Tıp İlminin Önderleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes