> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla >  Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı  (Okunma Sayısı 1222 defa)
06 Haziran 2012, 19:53:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Haziran 2012, 19:53:35 »



Binbir Damla


Yusuf Yavuz |
Mart 2012 | BİNBİR DAMLA   
   
Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı


On dört ciltlik “Tarîhu Bağdad” başta olmak üzere, yüze yakın değerli eserin müellifi olan büyük hadis alimlerinden Hatib el-Bağdadî (ö.463/1071) zamanında Ebubekir b. Zehra isimli bir sufi, meşhur velilerden Bişr-i Hafi hazretlerinin (ö.227/841) Bağdat’taki kabrinin yanı başında kendisi için bir kabir hazırlamıştı. Haftada bir gün gelip o boş kabrin içine girer, orada bol bol Kur’an okur ve yatıp uyurdu. Hatib Bağdadî vefat ettiği zaman, daha önce o da Bişr-i Hafi’nin yanına defnedilmesini vasiyet ettiği için hadis alimi arkadaşları, kabir sahibi İbn Zehra’ya gelerek kendisi için hazırladığı o kabri Hatib’e vermesini istediler. Adam bu teklife şiddetle karşı çıktı ve “Yıllarca önce kendim için hazırladığım bir yer benden alınacak, öyle mi” dedi.

Baktılar ki adam bu işe razı olmayacak. Babasına giderek durumu ona bildirdiler. Baba da oğlu İbn Zehra’yı yanına çağırarak ona dedi ki:

– Oğlum ben sana kabrini onlara ver demiyorum. Fakat diyorum ki, eğer Bişr-i Hafi hayatta olsaydı ve sen de onun yanında bulunsaydın, Hatib Bağdadî de gelip senden aşağıda otursaydı, o büyük alimin üstünde oturman seni memnun eder miydi?

İbn Zehra cevaben dedi ki:

– Hayır, asla! Bilakis kendim kalkıp yerime onu oturturdum.

– İşte şimdi de böyle olması gerekir!

Bu anlamlı tekliften sonra İbn Zehra’nın gönlü razı oldu. Kendisi için hazırladığı mezara Hatib Bağdadî’nin gömülmesine izin verdi. Bunun üzerine o muhterem alimi “Babuharb” denilen yerde Bişr-i Hafi’nin yanına defnettiler.

Hatib Bağdadî’nin çoluk çocuğu olmadığından, hastalığı sırasında iki yüz dinar (altın para) tutan mal varlığını sadakaya çevirdi. Hepsini günün alimlerine ve fakirlere dağıttı. Bütün elbiselerinin de sadaka olarak verilmesini tavsiye etti. Yazmış olduğu kitaplarının hepsini müslümanlara vakfetti. Şafiî fıkhında pek muteber bir eser olan “el-Mühezzeb” müellifi Ebu İshak eş-Şirazî de onun cenazesini taşıyanlar arasındaydı. Sağlığında ilminden çok faydalanmıştı. Ölümünden sonra onunla ilgili güzel ve salih rüyalar görüldüğü söylenir. Zamanında hadis ve tarih ilminin önderlerinden olan bir alimdi.

Vefeyâtü’l-A’yân, 1/92-93.



Yusuf el-Hemedanî k.s. ve İbnüssakka


Evliyanın büyüklerinden Yusuf el-Hemedanî hazretleri (ö.535/1140) genç yaşlarında Hemedan (İran) tarafından Bağdat’a gelmiş ve meşhur Şafiî fakihlerinden Ebu İshak eş-Şirazî’nin fıkıh derslerinde yer almıştı. Daha sonra da Semerkand ve İsfahan’da hadis ilminde ilerlemiş, zühd ve ibadet, riyazet ve mücahede hayatına yönelerek hidayet rehberi en üstün velilerden biri olmuştur.

Yetmiş yaşından sonra tekrar Bağdat’a gitmiş ve Nizamiye Medresesi’nde ders vermeye başlamıştı. Derslerine ilgisi pek fazlaydı. Bir gün İbnüssakka adıyla bilinen bir alim iyi niyet taşımayan, edeb ve nezaket dışı, saygısız bir tavır içinde bir mesele sormaya kalkmıştı. Onun inkâr ve hakaret kokan bu tavrından gönlü incinen büyük veli, gerekli cevaptan sonra onu şöyle ikaz etmişti: “Senin bu sözünden küfür kokusu seziyorum. İhtimal ki sen, İslâm dini dışında kalarak ölürsün.”

Güçlü bir alim olan İbnüssakka, her sahada kendisiyle ilmi münakaşalar yapanları susturabiliyor, çok da güzel söz söylüyordu. Zamanın halifesi de ilgi ve iltifat göstererek onu İstanbul’a Bizans kralına elçi olarak gönderdi. Adam orada bilgi ve konuşmalarıyla herkesin hayranlığını kazandı. Fakat kral bu yaman adamı kendilerine kazanma arzusuna düştü. Bunun için etkili bir tuzak olarak kralın kızıyla görüşme yapması sağlandı. Fettan kızla görüşünce gönlünü dağıtan İbnüssakka, onunla evlenme hevesine kapıldı. Kral ise onun İslâm’dan ayrılıp Hıristiyanlığa geçmedikçe bu işin olmayacağını bildirdi. Zavallı alim aşk belasıyla Hıristiyanlığı kabul edip o kızla evlendi.

Sonra İbnüssakka ölüm hastalığına yakalanınca kral ailesi onu dilenciye çevirip sokağa attılar. Eski bir tanıdığı bu acıklı halini görünce sebebini sordu. O da Hemedanî hazretlerine yaptığı edepsizliği hatırlayarak: “Bildiğin sebepten bana bulaşan bir fitnedir.” dedi. Adam, evvelce çok güzel Kur’an okuyan İbnüssakka’ya: “Ezberinde Kur’an kalmış mı?” deyince şu cevabı aldı: “Hatırımda kalan tek ayet şudur: Kâfirler zaman zaman temenni ederler ki, keşke müslüman olsalardı.” Sonunda koca alim hıristiyan olarak ölüp gitti. Kötü akıbetten Allah’a sığınırız.

Vefeyâtü’l-A’yân, 7/78-79; Yâfiî, Mir’âtü’l-Cinân (Beyrut 1997), 3/202-203; Nebhanî, Câmiu Kerâmâti’l-Evliyâ (Beyrut 1989), 2/529.


Fakirlikten Vezirliğe


Dört mezhep fıkhıyla ilgili iki ciltlik “el-İfsâh” adlı kıymetli eserin de müellifi olan Abbasî vezirlerinden ve alimlerinden İbn Hübeyre (ö.560/1165), vezirliğe yükseliş macerasını şöyle anlatıyor:

Yoksulluktan elim çok daralmıştı. Hatta günlerce yiyecek bulamamıştım. Bazı yakınlarım bana Maruf-i Kerhî hazretlerinin (ö.200/8159) mezarını ziyaret ederek orada Allah’a dua etmemi, çünkü onun yanında yapılan duanın makbul olacağını söylediler. Ben de onun kabrini ziyarete gittim, orada namaz kılarak dua ettim. Sonra çıkıp şehre (Bağdat’a) yöneldim. Katufta mahallesine geldiğim zaman, orada işlek olmayan terk edilmiş bir mescit gördüm. İki rekât namaz kılmak için girdim. Bir de baktım, hasır üstünde yatan bir hasta…

Hastanın başucuna oturdum ve “Ne istersin?” dedim. “Ayva isterim.” dedi. Civardaki bir bakkal gittim, peştemalımı rehin bırakarak iki ayva ve bir elma alıp getirdim. Hasta ayvayı yedikten sonra, “Mescidin kapısını kapatıver.” dedi. Kapattım. Hasırdan bir tarafa çekilerek “Şurayı kaz!” dedi. Orayı kazınca (altın para dolu) bir kap çıktı! “Bunu al, çünkü sen buna daha layıksın.” dedi. “Senin mirasçın yok mu?” dedim. “Hayır. Resafe’de bir kardeşim vardı, haber aldığıma göre o da ölmüş.”

Adam benimle konuşurken ömrü bitti ve ölüverdi. Onu yıkayıp kefenledim ve namazını kılıp defnettim. Sonra kabı elime aldım. İçinde 500 dinar/altın varmış. Karşıya geçmek için Dicle kenarına geldim. Baktım ki eski bir gemide eski elbiseler içinde bir kaptan, “Yanıma gel, yanıma!” diyor. Ben de yanına gittim. Gördüm ki yanındaki adamların çoğu da (kıyafetçe) bu adama benziyor. “Sen nerelisin?” dedim. “Resafe’denim.” dedi. “Senin kimsen yok mu?” dedim. “Hayır.” dedi. “Bir kardeşim vardı, görüşmeyeli hayli zaman geçti. Allah ona ne yaptı bilemiyorum.” Durumu anlamıştım. Adama, “Kucağını aç.” dedim. Açınca kaptaki altınları kucağına döküverdim. Gemici şaşırıp kaldı. Onun kardeşiyle aramızda geçen hadiseyi olduğu gibi anlattım. Bu malın yarısını benim almamı istedi. Ben de, “Vallahi bir tane bile almam!” dedim ve hepsini verdim. Ben daha sonra halifenin sarayında kâtiplik ve hazine memurluğu yaptım. Sonra da vezirliğe yükseldim.

Vefeyâtü’l-A’yân, 6/239-240; İbnü’l-Cevzî: el-Muntazam (Beyrut 1995), 10/475.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:18:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı rüya tabiri, Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı mekke canlı, Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı kabe canlı yayın, Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı Üç boyutlu kuran oku Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı kuran ı kerim, Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı peygamber kıssaları, Hatib el-Bağdadî’nin Mezarı ilitam ders soruları, Hatib el-Bağdadî’nin Mezarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes