> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla > İzinden Tanınan Deve
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İzinden Tanınan Deve  (Okunma Sayısı 1785 defa)
15 Ekim 2014, 12:41:53
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« : 15 Ekim 2014, 12:41:53 »



İzinden Tanınan Deve


Yusuf Yavuz | Mayıs 2011 | BİNBİR DAMLA   



Peygamberimiz Aleyhisselam’ın on dokuzuncu göbekten atası olan Nizar b. Mead, hayatı boyunca Kâbe hizmetlerini yürütmüştü. Ömrünün sonunda oğulları Mudar, Rebia, İyad ve Enmar’a mallarını bölüştürmüş, aralarında ihtilaf çıkması halinde, Necran’da bulunan Ef’a el-Cürhümî’ye başvurmalarını vasiyet etmişti. Nizar oğulları babalarının bıraktığı malların taksiminde anlaşamayınca, işlerini Ef’a el-Cürhümî’ye arz edip halletmek için yola çıktılar. Ef’a, Arapların sözü dinlenir hakimiydi. Nizar’ın dört oğlu hayvanlarına binip bir gün bir gece gitmişler ve Necran’a yaklaşmışlardı. Üzerinde biraz önce bir devenin gezindiği anlaşılan bir otlağa rastladılar. Dört kardeşten Mudar dedi ki: “Burada otlamış olan devenin mutlaka bir gözü kördü.” Rebia: “O deve hem de topal.” dedi. İyad: “Kuyruğu da kesiktir.” dedi. Enmar ise: “Hem ürküp kaçmıştır.” dedi.

Biraz sonra hayvanı üzerinde bir adamla karşılaştılar. Adam: “Şuralarda bir yitik deve gördünüz mü?” dedi. Mudar: “Onun bir gözü kör mü?” dedi. Adam: “Evet öyle.” dedi. Rebia: “Peki, topal mı?” dedi. Adam: “Evet.” dedi. İyad: “Onun kuyruğu kesik miydi?” dedi. Adam yine: “Evet.” dedi. Enmar: “O deve ürküp kaçmış mıydı?” dedi. Adam heyecanla: “Evet, vallahi bunlar benim devemin vasıflarıdır. Siz benim devemden haberdarsınız. Devem nerede? Onu bana gösterin!” dedi. Nizar’ın oğulları: “Biz senin deveni görmüş değiliz.” dediler. Fakat adam: “Sizler devemin özelliklerini sayıp dururken onu görmediğinizi nasıl kabul edebilirim?” diyerek peşlerine takıldı. Adamlar Necran’a varıp Ef’a el-Cürhümî’nin huzuruna çıktılar. Deve sahibi: “Ey kral, bunlar benim devemi almışlar, onun sıfatlarını da bana saydılar. Şimdi ise onu görmediklerini söylüyorlar.” dedi. Hakim Ef’a işin aslını onlardan öğrenmek isteyince Mudar dedi ki: “Ben devenin hep bir taraftaki otlardan otladığını görünce bir gözünün kör olduğunu anladım.” Rebia: “Ben devenin bir ayağının yerde belirgin izler bıraktığını, diğerinin izinin belirsiz olduğunu gördüm de topal olduğunu anladım.” dedi. İyad: “Devenin topluca terslediğini gördüm. Kuyruğu olsa iki yana sallar, tersi dağınık olurdu.” dedi. Enmar da: “Devenin bol otları bırakıp çorak bir yere geçmesinden, ürküp kaçtığını anladım.” dedi.

Ef’a da adama: “Bunlar ancak devenin izini görmüşler. Sen deveni başka yerde ara!” dedi.

Tarihu’t-Taberî (Kahire 1977), 2/268-69; Belazurî, Ensabü’l-Eşraf (Beyrut 1996, 1/35-36; Mes’udî, Mürûcu’z-Zeheb (Beyrut 1997), 2/120-121.

Hayrete Düşüren Tahminler

Rasulullah Aleyhisselam’ın büyük dedelerinden Nizar İbn Mead’ın dört oğlu, Mudar, Rebia, İyad ve Enmar, babalarından kalan malların bölüştürülmesinde anlaşmazlığa düştükleri zaman, hakemlik yapıvermesi için Mekke civarından yola çıkarak, Necran hakimi olan Ef’a el-Cürhümî’nin yanına gitmişlerdi. Ef’a onların akıllı ve sağlam görüşlü kişiler olduğunu farkettiğinden, neden kendisine ihtiyaç duyduklarını sordu. Onlar da: “Gerekirse sana başvurmamızı babamız tavsiye etmişti.” dediler. Ef’a da Nizar oğullarının misafirhanede ağırlanıp üst seviyede ikramda bulunma emrini verdi. Ayrıca dikkatli bir uşağına da: “Söyledikleri her şeyi bana ulaştır.” diye tenbih etti. Nizar oğulları misafirhaneye yerleştiler. Onlara bolca yemekler sunuldu. Yemekte şarap içilirken: “Biz bundan daha güzel, daha saf bir içki görmedik.” dediler. Dört kardeşten biri: “Keşke bu şarabın asması kabir üzerinde bitmiş olmasaydı.” dedi. Yemekteki koyun eti yenilince: “Biz bundan daha yumuşak ve semiz bir et görmedik.” dediler. Bir diğeri: “Keşke bu koyun köpek sütüyle beslenmiş olmasaydı.” dedi. Ekmeği yerken de: “Bugünkü gibi iyi ekmek görmedik.” dediler. Birisi: “Keşke onun hamurunu hayızlı kadın yoğurmasaydı.” dedi. Sonunda birisi: “Biz bu kraldan daha ikramlı birini görmedik. Keşke o, babası bildiği adamdan başkasının oğlu olmasaydı.” dedi.

Bütün bu sözler Ef’a’ya ulaştırıldı. Adam annesine koşarak, gerçek babasının kim olduğunu sordu. Annesi de babasının kendi kocasından başka biri olduğunu haber verdi. Ef’a soruşturma sonunda, şarabın üzüm asmasının, babası olarak bilinen adamın kabrinde dikili olduğunu; koyun etinin de, anası ölünce köpek sütüyle beslenmiş bir kuzudan olduğunu öğrenmiş oldu. Ef’a, Nizar oğullarına bu tahmini nasıl yaptıklarını sordu. Onlar da şöyle açıkladılar: Şarabı, içilince kişiyi susatmasından üzümünün kabir üzerinde yetiştiğini; koyun etinde köpek kokusu bulunduğu için köpek sütüyle beslendiğini; ekmeğin yemek içinde gevşeyip ufalanmasından hayızlı kadın tarafından yoğurulduğunu anladıklarını söylediler. Kral-hakimin babasının başka biri olduğunu ise, bilinen babasının böyle mükellef bir yemeği konuklarıyla birlikte yeme adetine oğlunun uymamasından anladıklarını belirttiler. Adamların bu firaseti, derin anlayışı gerçekten şaşırtıcı olmuştu.

Tarihu’t-Taberî, 2/269; Mürûcu’z-Zeheb, 2/121-122; Diyarbekrî, Tarihu’l-Hâmis (Beyrut 2009), 1/270-71.

İbn Cüd’an’ın Cömertliği

Cahiliyye döneminde zenginlik ve cömertliğiyle tanınmış olan Abdullah İbn Cüd’an (ö. 600 m.), önceleri pek yoksul ve şirret bir adammış. Birçok suç ve cinayetler işlediğinden, kabilesi ve babası tarafından terk edilerek himayesiz bırakılmıştı. Pek yaygın ve garip bir hikâyeye göre, bir gün Mekke civarında şaşkın ve karamsar vaziyette dolaşırken, dağlık bölgede bir mağara görmüş. Oraya girip bir yılan tarafından ısırılmayı ve orada ölüp bu serseri hayattan kurtulmayı arzulamış. İçeri girince beklenmeyen büyük bir yılanla karşılaşmış! Fakat bu yılan canlı değil, gövdesi altından, gözleri parlak iki yakuttan imiş!

Biraz daha ilerleyince mağara içinde Cürhümlü kralların mezarlarını, başlarında ölüm tarihlerini ve emirlik sürelerini belirten altın levhalar görmüş. Hatta bunlardan “Nüfeyle” adında birinin levhasında, beş yüz yıl yaşadığını, mülk ve servet uğruna nice yerler dolaştığını, fakat bunların kendisini ölümden kurtaramadığı yazıyormuş. Abdullah mağaranın orta kısmına varınca, orada yakut, inci, altın ve gümüşün yığılı olduğu bir hazineyle karşılaşmış. Bu kıymetli madenlerden yeteri kadar alarak dışarı çıkmış. Mağaranın ağzını taşlarla kapattıktan sonra yerini kaybetmemek için oraya bir işaret koyarak Mekke’ye dönmüş. Bu şekilde zenginleşen Abdullah b. Cüd’an, büyük bir kazan içinden herkese bol bol yemek dağıtmaya başlamış. Elindeki altınlar tükendikçe mağaraya gider, yeterince altın alıp gelirmiş. Abdullah’ın zenginlik ve cömertlik kaynağını tümüyle bu garip define hikâyesiyle izah etmek biraz müşkül görünmektedir. Onun ayrıca sonradan başlattığı ve çok kazanç sağladığı ticaret hayatı da zenginliğin önemli bir kaynağı olmalıdır. Söylendiğine göre İbn Cüd’an’ın yemek kazanı o kadar büyükmüş ki, binek üzerindeki bir adam oradan elini uzatıp yemek alabiliyor, insan öğle vaktinde onun gölgesinde gölgelenebiliyormuş. Peygamber Aleyhisselam ile Ebu Cehil de gençlik dönemlerinde, Abdullah’ın büyük sofrasından yemek yemişlerdi. Hz. Aişe r.a. demiş ki: “Ya Rasulallah, İbn Cüd’an çok yemek yedirir, misafir ağırlardı. Bu iyiliği kıyamet günü ona fayda verir mi?” Rasulullah Aleyhisselam buyurmuş: “Hayır. Çünkü o bir kerecik ‘Rabbim, kıyamet günü günahlarımı bağışla’ dememiştir.”

İbn Kesîr, el-Bidaye ve’n-Nihaye (Beyrut 1997), 2/616-17; Mahmud Şükrî, Büluğu’l-Ereb (Beyrut 2009), 1/104-105; Cevad Ali, el-Mufassal fî tarihi’l-Arab Kable’l-İslâm (Bağdat 1993), 4/94-103.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İzinden Tanınan Deve
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:37:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İzinden Tanınan Deve rüya tabiri,İzinden Tanınan Deve mekke canlı, İzinden Tanınan Deve kabe canlı yayın, İzinden Tanınan Deve Üç boyutlu kuran oku İzinden Tanınan Deve kuran ı kerim, İzinden Tanınan Deve peygamber kıssaları,İzinden Tanınan Deve ilitam ders soruları, İzinden Tanınan Deveönlisans arapça,
Logged
23 Temmuz 2016, 10:26:48
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 23 Temmuz 2016, 10:26:48 »

Farkli bir paylasim .Allah razi olsun.Rabbim dinde kavrayis sahibi kilsin insallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Temmuz 2016, 14:34:31
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 23 Temmuz 2016, 14:34:31 »

Aleykumselam.Peygamber efendimizin devesi yururken biraktigi izden belli olurmus.Rabbim anlayan ve peygamber efendimizin yolunda giden kullardan eylesin bizleri inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes