> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla > Mushafların Çoğaltılması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mushafların Çoğaltılması  (Okunma Sayısı 5813 defa)
11 Temmuz 2011, 20:07:11
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 11 Temmuz 2011, 20:07:11 »



Binbir Damla

Ekim 2010 142.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.

Mushafların Çoğaltılması

Hazret-i Ebu Bekir r.a. döneminde Kur’an-ı Kerim sayfaları tek mushaf halinde toplanmış, bu mushaf halifelik süresince Hz. Ebu Bekir’in ve ondan sonra Hz. Ömer r.a.’ın yanında korunmuş, onun vefatından sonra da onun kızı ve Peygamber Aleyhisselam’ın eşi Hz. Hafsa’nın yanında koruma altına alınmıştı. Ayrıca sahabenin bazı ileri gelenleri de kendileri için birer Kur’an-ı Kerim yazıp yanlarında bulundurmuşlar, yüzlerce Kur’an hafızı (kurra) ise halka Kur’an öğretmeyi sürdürmüştür.

Hulefa-yı Râşidin’in üçüncüsü olan Hz. Osman r.a.’ın halife seçilmesinden bir yıl kadar sonra, hicretin 25. senesinde Kûfeli askerler Ermenistan ve Azerbaycan’a kadar gitmişlerdi. Meşhur sahabi Huzeyfe İbnü’l Yeman hazretleri de onlarla beraberdi. Onlara yardım için Şam’dan o tarafa bir askeri birlik de gönderilmiş, bu muharebede Kûfeli askerlerle birlikte savaşmışlardı. Kur’an-ı Kerim’de bazı kelimeler, manası değişmeden Arapça’da farklı lafız ve okuyuşlara da elverişli olduğundan, iki ordu mensupları arasında birbirinden farklı kıraatler görülmüş, iki taraf kendi kıraatlerinin doğru, öbür tarafın hatalı olduğunu iddia etmeye başlamıştı.

Aynı anlamdaki telaffuz farklarından doğan bu kıraat ihtilafının bir fitneye dönüşmesinden endişe eden Huzeyfe hazretleri, Kûfe’ye döndükten sonra Medine’ye giderek, farkına vardığı tehlikeli durumu Hz. Osman r.a.’a arz etti. Halife hazretleri de başta Hz. Ali r.a. olmak üzere Ashab-ı Kiram’la istişare ettikten sonra, herkesi müşterek bir kıraat üzerinde toplamak için, Kur’an-ı Kerim’in yeni tertiple mushaflarda yazılmasına karar verdi. Hz. Hafsa’nın yanındaki ilk Mushaf-ı Şerifi getirterek, Kureyş’in okuyuşuna göre yeni mushaf çalışmaları için Zeyd ibn Sabit başkanlığında seçkin bir heyeti görevlendirdi.

Beş yıl sonunda çalışmalarını tamamlayan heyet, 6-7 mushaf nüshası hazırladı. Ayetlerin yeri hiç değişmeden, surelerin sıralanışı ilkinden biraz farklı olarak bugünkü şekilde düzenlendi. İlk Mushaf-ı Şerif de Hz. Hafsa’ya iade edildi. Çoğaltılan mushaflardan birer tane Mekke, Kûfe, Basra, Şam, Yemen ve Bahreyn’e gönderildi; birisi Medine’de bırakıldı. (Buna “İmam Mushaf” denilmiştir.) Karışıklık olmaması için, öteki özel mushaflar ve sayfalar toplanarak imha edildi. Hz. Osman mushaflarının tıpkı yazmaları zamanla çoğaltılarak her tarafa yayıldı ve hiç değişmeden zamanımıza kadar geldi.

el-İtkan fî Ulûmi’l-Kur’an, 1/188-189; Menâhilül-İrfân, 1/210-215


Ebû Zer Hazretleri’nin Hâli

Sahabenin zahit alimlerinden Ebu Zer el-Gıfarî r.a., Hz. Osman r.a.’ın halifeliği döneminde Şam’da bulunuyordu. Aldığı maaşın günlük nafakasından fazlasını muhtaçlara dağıtır, yanında hiç altın para bırakmazdı. Bundan dolayı halk arasında pek muhterem ve mübarek bir zat olarak tanınırdı. Fakat zühd ve takva yönünden halkın kaldıramayacağı bir hayat tarzını kendisi gibi herkesten bekler, eldeki malların bekletilmeden mutlaka Allah yolunda harcanmasını isterdi. İyi niyetine diyecek yoktu, ama herkesin hali ona uymuyordu. Şam valisi Hz. Muaviye, onun ağır tekliflerinden rahatsızlık duyuyordu. Ondaki samimiyeti sınamak için, bir gece adamlarından biriyle anlaşarak kendisine hibe şeklinde bin altın gönderdi. Aynı şahıs ertesi gün Ebu Zer hazretlerine gelerek: “Aman beni Muaviye’nin hışmından kurtar. O beni başkasına gönderdiği halde, ben yanlışlıkla altınları sana getirip vermişim!” dedi. Ebu Zer hazretleri ise: “Evladım, o altınlar bu gece fakirlere dağıtıldı, bir tane bile kalmadı. Muaviye bana üç gün mühlet versin de, o kadar altını tekrar bulup ödemeye çalışayım.” dedi.

Muaviye r.a. gördü ki, onun sözü ve işi birbirine uyuyor. Şam’da onu idare etmek de zor. Çaresiz onun halini Hz. Osman’a bildirdi. Halife de onu Medine’ye çağırınca oraya gitti. Fakat Medine eskisi gibi değildi, zenginleşerek gelişmiş ve değişmişti. Hz. Osman r.a. ona: “ Ey Ebu Zer, halkı zorla zühd ve takvaya sevketmek mümkün değil. Bana gereken onlar arasında Allah’ın emriyle hükmetmek ve adaleti sağlamaya çalışmaktır.” dedi. O ise: “Zenginler -zekâttan başka- sadakalarını da vermezlerse biz onlardan razı olmayız.” dedi. Orada bulunanlardan Kâ’bü’l-Ahbâr: “Farzı yerine getiren borcunu ödemiş olur.” deyiverince, Ebu Zer: “Sen kim oluyorsun ki burada lafa karışıyorsun?” diyerek, kafasına şiddetli bir sopa indiriverdi!..

Ebu Zer r.a. Medine’deki hayattan sıkılmaya başlamıştı. Hz. Osman’a dedi ki: “Rasulullah Aleyhisselam bana: ‘Şehrin binaları Sel dağına ulaşınca Medine’den çık git.’ demişti. İzin verirsen buradan çıkıp gideyim.” O da izin verince, beş-altı kilometre ötede Mekke yolu üzerindeki yerleşime elverişli Rebeze köyüne gitti. Kendisine halife tarafından birkaç deve ile iki hizmetçi verilerek yeterince para ve erzak tayini yapıldı. Ailesi de Şam’dan onun yanına getirildi. Orada bir mescid inşa ederek gelip geçenlere hadis ve fıkıh dersleri vermeye çalıştı. Ara sıra Medine’ye de gidip gelen Ebu Zer Gıfarî hazretleri, iki yıl sonra Rebeze’de vefat etti. Allah ondan razı olsun.

el-Kâmil fi’t-Tarîh, 3/113-116; Kısas-ı Enbiya, 2/302-309


Hz. Osman r.a.’ın Şehâdeti

Hülefa-yı Raşidîn’in üçüncüsü olan Hz. Osman r.a.’ın son yıllarında sosyal hayatın değişmesi ve bazı kışkırtıcıların da tahrikiyle, çeşitli bölgelerde valilerden hoşnutsuzluk ve şikayetler baş göstermişti. Hicaz’da ortaya çıkan yahudi dönmesi Abdullah b. Sebe ise Kûfe, Basra ve Mısır’daki muhaliflere tahrik edici mektuplar göndererek halkı valilere ve halifeye karşı ayaklanmaya çağırıyordu. Muhaliflerin şikayet konularının büyük çoğunluğu, temelsiz ve haksız iddialardı. Yapılan teftiş ve araştırmalar da bunu gösteriyordu. Fakat yükselen fitne dumanı doğru görüşü de perdeliyordu. Bazı karışık olaylardan sonra hicretin 35. yılı baharında Kûfe, Basra ve Mısır bölgelerinden toplam birkaç bin kişilik isyancı gruplar, Medine civarına gelip konaklamışlardı. Maksatları halifeyi yerinden almaktı. Bu sırada Mısırlılar askerî birliği de bulunan Hz. Ali’ye halifelik teklif etmişler, fakat kesin bir dille reddedilmişlerdi. Henüz aradıklarını bulamayan isyancı gruplar, başka bir planla Medine’den uzaklaşıp gitmişlerdi.

Fakat isyancıların ayrılıp gittiğini gören Medine askerleri dağılınca, asiler tekrar toplanarak Medine’ye tekbirlerle baskın yaptılar ve Hz. Osman’ın evini kuşatmaya aldılar. Kendilerine neden geri döndükleri sorulunca da, Mısır valisine gönderilmekte olan ve kendilerinin cezalandırılmasını isteyen bir mektubu ele geçirdiklerini söylediler. Hz. Osman’ın ise bu mektupla hiçbir ilgisi yoktu. Bunun kendileri tarafından tezgahlanmış bir komplo olma ihtimali vardı. Halifenin katibi Mervan ise -sahabi değildir- dengesiz sözleri ve işleriyle Hz. Osman’ı zor durumda bırakıyordu. Bu mektubu da, onun halifeden habersiz yazıp mühürlediği söylenir.

İsyancılar halifenin vazifesinden istifasını istiyor, Hz. Osman ise kesinlikle bunu kabul etmiyordu. Çünkü zamanında Rasul-i Ekrem s.a.v. onun ileride karşılaşacağı durumu bildirmiş ve ölesiye vazifesinde kalmasını istemişti. Halife kuşatma altında iken de mescide çıkıp herkese imamlık yapmaya devam ediyordu. Kırk gün kadar sürdüğü bilinen bu muhasaranın bir ayı böyle geçmişti. Son on gününde ise evinden çıkmasına imkan vermediler ve evine su ulaştırmayı da engellediler. Kendisini savunmak isteyen yüzlerce taraftarının Medine’de savaşmasına izin vermedi. Kuşatmanın son (cuma) gününde Mısırlı birkaç katil/eşkıya evin arka duvarından girerek, seksen iki yaşındaki halifeyi Kur’an okurken hanımı Naile’nin gözü önünde vurup şehit ettiler. Halifeliği oniki yıl sürmüştü. Allah ondan razı olsun.

el-Kâmil, 3/154-180; el-Bidâye ve’n-Nihâye, 7/182-212

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mushafların Çoğaltılması
« Posted on: 29 Mart 2024, 19:04:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mushafların Çoğaltılması rüya tabiri,Mushafların Çoğaltılması mekke canlı, Mushafların Çoğaltılması kabe canlı yayın, Mushafların Çoğaltılması Üç boyutlu kuran oku Mushafların Çoğaltılması kuran ı kerim, Mushafların Çoğaltılması peygamber kıssaları,Mushafların Çoğaltılması ilitam ders soruları, Mushafların Çoğaltılmasıönlisans arapça,
Logged
23 Temmuz 2016, 16:15:23
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 23 Temmuz 2016, 16:15:23 »

Esselamu aleykum.Hz.Ebubekir doneminde kur ani kerim bir araya getirilip cogaltimis ve herkese ulasimi saglanmistir.Rabbim hz.Ebubekir den ve hzimet eden herkesden razi olsun inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes