> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla >  Endülüs’te Fetih Başlarken
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Endülüs’te Fetih Başlarken  (Okunma Sayısı 1322 defa)
15 Ekim 2014, 12:36:21
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« : 15 Ekim 2014, 12:36:21 »




Endülüs’te Fetih Başlarken

Yusuf Yavuz | Mart 2011 | BİNBİR DAMLA   

Emevi Devleti’ne bağlı kahraman komutanlardan Tarık bin Ziyad, İspanya’nın fethi için onbeş kilometre genişliğindeki Cebel-i Tarık (Cebelitarık) boğazından dört gemiyle askerlerini geçirerek büyük bir savaşa hazırlanırken, oniki bin kişilik ordusunun huzurunda şöyle bir konuşma yapmıştı:

“Askerlerim! Görüyorsunuz ki arkanızda deniz, önünüzde düşmanlar… Kaçacak hiçbir yeriniz yok. Vallahi sabır ve sebattan başka yapacağınız bir şey de yok! Düşmanımızın bütün gücüyle üzerimize geldiği apaçık bir gerçek. Üstelik yiyecek ve teçhizatı da bol. Halbuki bizim kılıçtan başka silahımız, düşmanın elinden alacağımız yiyecekten başka azığımız yok! Bir şey yapmadan şu halimiz birkaç gün devam etse kuvvetten kesiliriz. Bizden korkan düşman da halimizi görüp bize karşı cesaretlenir. Bu kötü akıbete düşmekten kendinizi koruyarak, şu azgın düşmana karşı size düşeni gereğince yapın!

Müstahkem şehirler ve güçlü düşman karşınızdadır. Ölümden korkmazsanız bu fırsatı değerlendirmek ve zafere ulaşmak mümkündür. Şunu kesinlikle biliniz ki, bu savaşta ben de sizden fazla güvende değilim. Yine iyi biliniz ki, eğer şu zorluklara biraz sabrederseniz, daha müreffeh bir hayata kavuşursunuz. En ucuz malın can olduğu bu pazara sadece sizi sürmüyor, önce kendi canımdan başlıyorum. Canınızı düşünerek benden yüz çevirmeyin. Siz de benden daha fazla bir zorluğa katlanmayacaksınız. Sizin payınıza da bana düşenden fazlası düşmeyecek. Hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Biliniz ki, sizi davet ettiğim şeye ilk icabet eden ben olacağım. Kesinlikle bilin ki, iki ordu savaşa başlayınca bizzat kendim Rodrik denen azgına hücum edip inşallah onu öldüreceğim. Siz de benimle birlikte saldırın. Eğer onu öldürdükten sonra ben de ölürsem sizi ondan kurtarmış olurum. Başınıza itaat edeceğiniz bir kahramanı getirmekten aciz değilsiniz. Eğer ona yetişemeden ölürsem, benim bu arzumu terk etmeyin ve onun üzerine yüklenin. Onu öldürerek bu ülkenin fethini tamamlayın. Çünkü askerleri o öldükten sonra dağılırlar ve bir daha toparlanamazlar.”

Bu hitabenin ertesi günü başlayan şiddetli savaşta, İspanya kralı Rodrik’in doksan bin kişilik ordusu bir haftada darmadağın olmuş, Endülüs’te sekiz yüzyıl sürecek olan İslâm hakimiyetinin yolu açılmıştır. (Şevval 92 / Temmuz 711)

Heyet / Çağ yayınları, Doğuştan günümüze Büyük İslâm Tarihi (İst. 1988), 4/39-40 vd.

Belatü’ş–Şüheda Savaşı

Abdurrahman Gafikî Endülüs valisi iken ordusuyla birçok yeri fethederek Pireneleri geçmiş ve Fransa içlerine ilerlemeye başlamıştı. Müslüman kuvvetlerini durdurmak için Franklar’ın başında bulunan Charles (Şarl) Martel, büyük bir orduyla harekete geçti. İki ordu Poitiers (Puvatye)’nin 20 km. kuzeydoğusunda karşılaştı. Abdurrahman’ın kuvvetleri hafif süvarilerden olmasına karşılık, Frank (Fransız) ordusu zırhlı piyadelerden oluşuyordu. İki ordu karşılıklı olarak bir haftalık bekleyişten sonra müslümanların hücumuyla savaş başladı. (Şaban-Ramazan 114 / Ekim-Kasım 732). Kurtuba’dan çıkarak savaş halinde uzun mesafe kat eden ve çokça ganimet malını da yanında taşıyan müslüman ordusu hayli yorgun bir haldeydi. Ganimet eşyaları ise başlı başına bir külfet ve eziyetti. Abdurrahman Gafikî, ordunun savaş gücünü zayıflatacağını farkettiğinden, askerlerin yanlarındaki ganimet yükünün bir kısmını bırakmalarını istemişse de, bu isteğe uyulmamıştır. Yaklaşık bir haftalık çarpışma sonunda Franklar İslâm ordusu saflarında bir gedik açarak ganimetlerin bulunduğu yere yaklaştılar. İslâm ordusundan bunu gören bir askerin “Ganimetler elden gidiyor!” diye bağırmasıyla askerlerin büyük bir kısmı ganimetleri kurtarmak için geri çekildiler. İslâm ordusunda safların çözüldüğünü gören Franklar şiddetle hücuma geçtiler. Müslüman askerler arasında panik başladı ve birçokları şehit oldu. Ordu komutanı Abdurrahman Gafıkî de başından aldığı ağır bir ok yarasıyla şehit oldu. Bununla beraber akşam bastırıncaya kadar savaşa devam edildi. O gece müslüman komutanlar aralarında bir durum değerlendirmesi yaptılar. Ertesi günkü savaşa hazırlanmaktansa geri çekilmenin daha uygun olacağını kararlaştırdılar. Yorgun İslâm ordusunda pek çok asker şehit olmuştu. En iyisi, zafer sarhoşluğuyla oyalanmakta olan düşmanı uyandırmadan, çadırları da orada bırakıp gece karanlığında geri çekilmekti. Öyle yaptılar. Müslümanlar çadırlarını ve daha önce bırakamadıkları ağır yüklerini orada bırakıp yanlarına hafif eşyaları alarak güneye doğru çekildiler. İslâm kaynaklarında “Belatü’ş-Şüheda / Şehitler Yolu” denilen bu savaş (Puvatye Savaşı) ile Franklar büyük bir zafer kazanmış değillerse de, müslümanların Avrupa içlerine doğru yaptıkları ilerlemelerin önü kesilmişti.

Büyük İslâm Tarihi, 4/74-78; Ziya Paşa, Endülüs Tarihi (İstanbul 2004), s. 41-43.

Endülüs’te Yeni Bir Devlet

Emevî Devleti yıkılıp Abbasî Devleti kurulduğu zaman (132/750), yeni Abbasî halifesi Seffah, saltanatını güçlendirmek ve ortaya çıkması muhtemel isyanları önlemek için, Ümeyyeoğullarını çok sıkı takip etmeye ve yakalananları öldürtmeye başlamıştı. Bu amansız takip ve katliam sonunda, Emevî ailesine mensup olanların hemen hemen tamamı öldürülmüşse de, bunlardan Abdurrahman ibn Muaviye kendisini kurtarabilmişti.Abdurrahman ve ailesi Fırat kıyısındaki ormanlık bir köyde gizleniyordu. Abbasî askerlerinin oralarda kendisini aradığını öğrenince kurtuluşu çok uzaklara kaçmakta buldu. Yanında azatlı köle Bedr ile Suriye, Filistin ve Mısır üzerinden İfrıkıyye’ye (Tunus) ve oradan Fas’a ulaştı. Endülüs’te kendisini destekleyecek Yemenli kabilelerin olduğunu öğrenince, oradan gönderilen bir gemiyle Gırnata sahillerine çıktı (Ağustos 755). Kısa zamanda çevresinde onbinlerce taraftar toplandı. Yirmi beş yaşında iken kendisine biat edilerek Endülüs emiri / başkanı seçildi (138/756); başkent olarak Kurtuba’ya yerleşti. Böylece I. Abdurrahman namıyla üç asır sürecek olan (756-1031) Endülüs Emevî Devleti’ni kurdu. Zuhur eden bütün isyanları bastırarak otuz üç yıllık çok başarılı bir hükümdarlıktan sonra geride güzel eserler bırakarak vefat etti (172/788).

I. Abdurrahman, Kurtuba’da iktidarı ele geçirdikten sonra bir yandan ülkede birliği sağlamak için birbirini izleyen isyanları bastırmakla uğraşırken, diğer yandan da yeni kurulan devleti gereği gibi teşkilatlandırdı ve bazı imar faaliyetlerinde bulundu. Emevî hilafetinin bir vilayeti olan Endülüs’te artık yeni bir devlet kurulmuştu. Abdurrahman’ın Kurtuba’da yaptırdığı meşhur Cami-i Kebir, 786’da tamamlandı ve sonradan yapılan ilavelerle daha da büyüyerek günümüze kadar ulaştı. Bu muhteşem cami, Endülüs Emevî mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Abbasî katliamından kurtulmayı başarıp tehlikelerle dolu, uzun bir yolculuktan sonra, hiç tanımadığı ve karışıklıklar içindeki Endülüs’e geçerek iktidarı ele geçirmesi, ülkenin her tarafında birbirini takip eden isyanları bastırarak düzen ve birliği sağlaması, Abdurrahman b. Muaviye’nin büyük bir şahsiyet olduğunu göstermektedir. Üç asır kadar devam eden Endülüs Emevî Devleti’nin kurucusu olması, onun İslâm tarihinin büyük isimleri arasında yer almasını sağlamıştır.

el-Makkarî, Nefhu’t-Tîb (Beyrut 1998), 1/258-262; Diyanet İslâm Ansiklopedisi,

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Endülüs’te Fetih Başlarken
« Posted on: 20 Nisan 2024, 15:47:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Endülüs’te Fetih Başlarken rüya tabiri, Endülüs’te Fetih Başlarken mekke canlı, Endülüs’te Fetih Başlarken kabe canlı yayın, Endülüs’te Fetih Başlarken Üç boyutlu kuran oku Endülüs’te Fetih Başlarken kuran ı kerim, Endülüs’te Fetih Başlarken peygamber kıssaları, Endülüs’te Fetih Başlarken ilitam ders soruları, Endülüs’te Fetih Başlarkenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes