> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla > Endülüste Acı Son
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Endülüste Acı Son  (Okunma Sayısı 1177 defa)
05 Temmuz 2011, 21:29:29
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 05 Temmuz 2011, 21:29:29 »



Binbir Damla

Nisan 2011 148.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.

Endülüs’te Acı Son

I. Abdurrahman tarafından miladî 756 yılında kurulan Endülüs Emevî Devleti, 275 yıllık hakimiyetten sonra 1031 tarihinde yıkılmıştı. Bu büyük devletin yıkılışından sonra yine Endülüs’te “Tavâif-i Mülûk” (Melikler Topluluğu) denilen yirmi üç müslüman şehir devleti kurulmuş, ardından Murâbıtlar dönemi başlamış (1086), sonra bunu Muvahhidler takip etmiş (1147-1212), bir süre sonra da Benî Ahmer Devleti kurulmuştur (1232). Bu sıralarda, beş asırdır Endülüs’ün merkezi olarak müslümanların elinde bulunan Kurtuba şehri de hıristiyanların eline geçmişti (633/1236).

İbnü’l-Ahmer diye tanınmış Muhammed ibn Yusuf tarafından Güney Endülüs’te kurulan Gırnata / Benî Ahmer Devleti, “Küçük Endülüs” olarak 260 yıl devam etmişti (1232-1492). Benî Ahmer Devleti’nin son hükümdarı Ebu Abdillah es-Sağîr’in saltanat yılları sonunda, 1491 başlarında Kral Ferdinand, 60-70 bin kişilik ordusuyla Gırnata’yı kuşatmıştı. Müslümanlar yedi ay boyunca şehri kahramanca savunmuşlarsa da, kışın da bastırmasıyla erzakları tükenmeye başlamış ve dirençleri kırılmıştı. Osmanlı ve diğer İslâm ülkelerinden de beklenen yardım ulaşmamıştı.

Savunmadan ümidini kesen devlet adamları ve komutanlar, düşmanın hile ve maksadını geç farkeden gafil ve teslimiyetçi son sultanın başkanlığında, meşhur el-Hamra sarayının salonunda toplanarak Gırnata’yı teslim etmeye karar verdiler. Birçok aldatıcı maddeyi içine alan 55-60 maddelik bir antlaşma metni taraflarca imzalanarak savaşa son verildi. İspanyollar bir süre sonra, antlaşma gereği merasimle Gırnata’ya girdiler (Ocak 1492).  Gırnata’nın basiretsiz son sultanı Ebu Abdillah ise aile ve maiyetiyle kendisine ayrılan başka bir yere gitmek üzere yola çıkmıştı.

Devletin kurucusu İbnü’l Ahmer tarafından temeli atılan muhteşem el-Hamra Sarayı’nı düşmana terk ederek başkent Gırnata’dan ayrılan zavallı sultan, Bâdul tepesine çıktığı sırada geriye dönüp hıçkırıklar içinde son kez bu güzel şehri ve sarayını acı acı seyretti. Ebu Abdillah es-Sağîr’in bu ağlar halini gören ve zamanında onun hatalarını destekleyen annesi Aişe Sultan ise, orada oğluna şu acı gerçeği söyleyiverdi: “Ağla oğlum ağla! Bir adam gibi savunamadığın vatanın için bir kadın gibi ağla!”

Nefhu’t-Tîb, 5/406-408; Endülüs Tarihi, s. 392-432.


Endülüs’te Engizisyon Zulmü

Şiddetli bir kuşatma sonunda dış dünya ile irtibatları kesilerek çaresiz bırakılan Gırnata müslümanları, görünüşte kendilerine birçok haklar tanıyan bir antlaşma karşılığında teslim olmak zorunda kalmışlardı (Rebiulevvel 897 / Ocak 1492). Böylece Endülüs Devleti’nin devamı olan Benî Ahmer Devleti de (1232-1492) yıkılıp tarihe karışmıştı. Ancak İspanyollar Gırnata’yı teslim aldıktan sonra antlaşma şartlarını yerine getirmediler. Kral Ferdinand ve karısı İzabella başta olmak üzere hıristiyan devlet ve din adamları, Endülüs müslümanlarına korkunç bir zulüm ve işkence uyguladılar. Müslümanlara cami ve mescitlerde ezan okumaları yasaklandı. Şehirden çıkartılıp kenar mahallelerde ve köylerde ikamete mecbur bırakıldılar. Zorla hıristiyanlaştırma faaliyeti başlattılar. İşkence altındaki müslümanlar kerhen hıristiyanlığa girmiş göründüler. Kelime-i tevhidi ve ezanı açıkça okuyan kimse kalmadı. Önceleri içinde Allah’ın zikredildiği, Kur’an okunan cami ve mescitler kilise ve manastıra çevrildi, hepsine haç ve çanlar takıldı. Bu uygulamaları yürürlüğe koyan Katolik kilisesi, kısa bir süre sonra hıristiyanlığa girmeyenleri ölümle cezalandırmaya başladı. Müslümanlara ait kütüphanelerdeki kitaplar toplatılıp Gırnata meydanlarında yakıldı. Endülüs müslümanlarının son sığınağı olan Gırnata, Arapça yazma kitapların toplatılıp yakılması için düzenlenen merasimlere çok sık sahne oluyordu. Yakılan bu kitapların sayısı yüz binleri geçiyordu. İspanyol idarecileri, müslümanlıklarını gizlice devam ettiren insanları tespit için teftiş mahkemeleri kurmuşlardı. Bu mahkemelerdeki görevliler, İslâm’la en küçük bir ilgisini farkettikleri insanları şiddetle cezalandırıyorlardı. Onları suçlamak için bir giyim tarzı, bir adet hatta yıkanma yeterliydi.

Üç asırlık Engizisyon mahkemelerinde görevli zalim hakimler, müslüman olduklarını farkettikleri şahısları zincire vurup birer böcek ve fare yuvası olan berbat zindanlara atıyorlardı. Zindanlara atılan müslümanların dış dünya ile irtibatları büsbütün kesilir, yakınlarına haber ulaştırmaya asla izin verilmezdi. Hıristiyanlığı kabullenmediği anlaşılan müslümanlar ise ateşte yakılarak cezalandırılırdı. Bu şekilde yakılma cezasına çarptırılanlar, şehrin büyük meydanında tertiplenen resmî merasimle topluca yakılırlardı.

Nefhu’t-Tîb, 5/409-410; İsmail Yiğit, İslâm Tarihi / Endülüs Benî Ahmer Devleti (İstanbul 1995), 9/77-85.


Endülüs’ten Gelen Mektup

Gırnata’da Benî Ahmer Devleti’nin yıkılıp sekiz asırlık Endülüs İslâm idaresinin büsbütün sona ermesiyle (1492), İspanya hıristiyan idarecileri tarafından müslümanlara karşı sürdürülen şiddetli zulümleri anlatan acıklı bir şiir-mektup, orada zulme uğrayan bir müslüman tarafından Osmanlı sultanı II. Bayezid’e gönderilmiştir. Mazlum şair, mektubunda özetle şunları yazmıştır:

“Onların hakimiyeti altına girdiğimizde ahdi bozarak zulümlerini başlattılar. Kral (Ferdinand) bizimle yaptığı ahde ihanet etti, bizi şiddet ve baskıyla kerhen hıristiyanlaştırdı. Dinimize dair ne kadar kitabımız varsa, hakaret ve alayla tamamını ateşte yaktılar. Hiç bir müslümanın elinde bir tane olsun kitap bırakmadılar. Hatta okumak için başbaşa kalacağımız bir mushaf bile. Kim oruç tutar veya namaz kılar da durumu öğrenilirse, her halükârda onu ateşe atıyorlar. Bizden kim onların küfrü gerektiren inançlarını reddederse en ağır cezaya çarptırılıyor. Malına el konuyor, yüzüne sopa vuruluyor, berbat zindanlara atılıyor. Ramazan ayında defalarca yedirmek veya içirmekle oruçlarımızı bozduruyorlar. Bize Peygamberimizi unutmamızı emrediyorlar; sıkıntılı durumlarımızda veya rahat anımızda O’nu anmamıza izin vermiyorlar. İçimizden bir grubun O’nun adını andıklarını duymuşlardı da, papazları ve devlet adamları, dövmek, borçlandırmak, hapse atmak veya aşağılamak yoluyla onları şiddetle cezalandırdılar...

Ey sultan, eğer gözlerin bizim durumumuzu görseydi, muhakkak yaşla dolup taşardı. Sizden onlara mektup ulaşmıştır. Ancak onlar mektupta istenilenlerden hiçbirini yapmamışlardır. Mısır elçileri onlara ulaşmış, kendilerine bir kötülük yapılmamıştır. İspanya idarecileri Mısır elçilerine, bizim kendi rızamızla hıristiyan olduğumuzu, zorlanmaksızın gönüllü bir şekilde küfre girdiğimizi söylediler! Sözleri kesinlikle yalandır ve bu sözler bize atılacak en ağır iftiradır. Lakin öldürülmek ve ateşte yakılmak korkusuyla içten kabul etmeksizin, onların söylediklerini zahiren söyledik...”

İspanya idarecileri bir asır oyunca Endülüs’te kalan müslümanların dinini, dilini ve kimliğini değiştirmek için insanlık dışı her yola başvurmuşlardı. Bütün bunlara rağmen onlar, özde müslüman kimliklerinden ayrılmamışlardı.

İslâm Tarihi / Endülüs Benî Ahmer Devleti, 9/89-91.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Endülüste Acı Son
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:50:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Endülüste Acı Son rüya tabiri,Endülüste Acı Son mekke canlı, Endülüste Acı Son kabe canlı yayın, Endülüste Acı Son Üç boyutlu kuran oku Endülüste Acı Son kuran ı kerim, Endülüste Acı Son peygamber kıssaları,Endülüste Acı Son ilitam ders soruları, Endülüste Acı Sonönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes