> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla >  Ebu Talipin Son Anları
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebu Talipin Son Anları  (Okunma Sayısı 4279 defa)
28 Ağustos 2011, 11:13:08
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Ağustos 2011, 11:13:08 »



Binbir Damla



Haziran 2008 114.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.

Ebu Talip’in Son Anları


Peygamberliğin onuncu yılında Rasulullah s.a.v.’in amcası ve himayecisi Ebu Talip ölüm döşeğindeydi. Kureyşli müşriklerin ileri gelenleri, onun ölümünden önce Rasul-i Ekrem s.a.v.’i ikna edip davasından vazgeçirmeyi istiyorlardı. Ona gidip dediler ki: “Ey Ebu Talip! Kardeşinin oğluna söyle, bizim dinimizle (putperestliğimizle) uğraşmasın. Biz de onunla uğraşmayız!”

Ebu Talip haber salıp yeğenini çağırdı ve O’na dedi ki: “Ey kardeşimin oğlu! İşte kavminin büyükleri gelmiş, seninle sözleşmek isterler. Senin onlardan istediğin nedir?” “Ey benim amcam! Ben onlardan bir tek cümleyi söylemelerini istiyorum. Eğer onu söylerlerse, bütün Arap ülkelerine hakim olurlar.”

Bunu duyan müşrikler meraklanıp heyecanlanıverdiler: “Sen onu bize söyle de, bizler bir değil on defa söyleyelim!” dediler. Rasullah s.a.v. “Lâ ilâhe illallah diyerek, Allah’tan başka taptıklarınızdan vazgeçmeniz gerekir.” dedi. Bunun üzerine müşrikler, “Ey Muhammed! Sen bunca ilahları bir tek ilah yapmaya mı kalkıyorsun? Senin işin de hayret bir şeymiş yahu” dediler. “Putperestliğe devam!” zihniyetiyle dağıldılar.

Peygamber s.a.v. Efendimiz, oradan ayrılmayan Ebu Cehil’in yanında amcasına, “Ey amca! Sen kelime-i tevhidi söyle de, kıyamet gününde sana şahit ve şefaatçi olabileyim” deyince Ebu Cehil hemen araya girdi: “Ey Ebu Talip! Sen baban Abdülmuttalip’in dininden yüz mü çevireceksin? Sakın ha!” dedi. Bu sözler birkaç defa karşılıklı tekrarlandı.

Ebu Talip “Kureyşlilerin ölümden korktuğum için müslüman olduğumu sanıp beni ayıplamalarından çekinmeseydim o sözü söylerdim. Ben Abdülmuttalip’in dinindeyim” dedi. Bu duruma üzülen Allah Rasulü s.a.v. Efendimiz, seksen yaşını geçmiş amcasına karşı “Yüce Allah beni alıkoymadıkça senin için istiğfara devam edeceğim” buyurdu. Kısa zaman sonra Ebu Talip -görünürde- müslüman olmadan vefat etti. Bu hadise üzerine şu mealdeki ayet gelmiştir: “Gerçekten sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; fakat Allah dilediğini hidayete erdirir. O, hidayete erecekleri daha iyi bilir.” (Kasas, 56)

İbn Hişâm: es-Sîretü’n-Nebeviyye, 2/30-32; İbn Kesîr: es-Sîretü’n-Nebeviyye, 2/108-116; el-Vahidî: Esbâbü-Nüzûl (Beyrut, 1991), s. 337-38.


Taif Seferi Eziyeti


Peygamberliğin onuncu yılında, Rasul-i Ekrem s.a.v.’in güçlü himayecisi olan amcası Ebu Talip seksen yaşının üzerindeyken ölmüş, üç gün sonra da ilk müslüman olan fedakâr eşi ve en yakın destekçisi Hazret-i Hatice altmış beş yaşında vefat etmişti. Peş peşe gelen bu acı vakalardan dolayı bu seneye “senetü’l-hazan/üzüntü yılı” denilmiştir.

İşte bu iki vefat olayından sonra Peygamber Aleyhisselam, evlatlığı Zeyd b. Hârise’yi de yanına alarak, Mekke’ye yaya bir günlük mesafedeki Taif’e gitmişti. Maksadı, önde gelen Taiflilerle konuşup onları İslâm’a davet etmek, Kureyş müşriklerinin zulmüne karşı onlardan destek ve koruma istemekti. Oradaki Sakîf kabilesi eşrafından üç kardeşle görüşerek, kendisinin peygamber olduğunu ve Kureyşlilerin kendisine çok eziyet ettiklerini anlattı; İslâmiyeti kabul etmelerini ve davasında kendisine destek ve yardımcı olmalarını teklif etti. Fakat onlar bu ciddi teklife şiddetle muhalefet ettiler, kendisine yakışıksız sözler söylediler:

– Allah senden başka peygamber gönderecek kimse bulamadı mı? dediler.

Rasul-i Ekrem s.a.v. on gün kadar kaldığı Taif’te birçok kimseyle konuştu, fakat hiçbiri ona iltifat etmedi. Bilakis alay, hakaret ve eziyetlerle karşılık verdiler. Bir sürü seviyesiz ayaktakımını, şehir çıkışı yolun iki tarafına dizip çirkin çirkin söylettiler, bağırttılar. Mübarek ayaklarını insafsızca taşladılar. Her adım atışında ayağına üst üste keskin taşlar fırlattılar. Bunaltıcı sıcak altında, açıktaki ayaklarını kanlar içinde bıraktılar. Üstü açık ayakkabıları kan çanağına döndü. O rahmet Peygamberi s.a.v., ayaklarını korumak için yere oturdukça, zorla ayağa kaldırıp durmadan taşladılar. Onu korumaya çalışan Zeyd Hazretleri’ni de ağırca yaraladılar. Bütün bu eziyetleri yaparken de sıkılmadan kahkahalar atarak gülüştüler. Bu Taif eziyeti, Peygamber s.a.v. Efendimiz’in karşılaştığı en çetin eziyetti.

Sonunda Allah Rasulü s.a.v., Utbe ve Şeybe isimli müşrik kardeşlerin bir kenardaki bostanına sığınmak zorunda kaldı. Taşlayanlar da dönüp gittiler. Rasul-i Ekrem s.a.v., bostanda bir asma gölgesinde biraz nefeslendikten sonra, Yüce Allah’a el açarak özetle şöyle yakardı:

– Ya merhametliler merhametlisi! Bana azabın yoksa, benim için gam değil. Şüphesiz bağışlaman gazabından geniştir. Her şey rızan içindir, güç ve kuvvet sendedir...

İbn Hişâm, 2/32-34; İbn Kesîr, 2/133-134; Sübülû’l-Hüdâ ve’r-reşâd, 2/438-39.


Addas’ın Müslüman Oluşu


Rasulullah s.a.v., halkını İslâm’a davet için gittiği Taif’te karşılaştığı büyük sıkıntı ve eziyetten sonra, o civardaki müşrik kardeşlerden Utbe ve Şeybe’nin bostanına sığınmak zorunda kalmıştı. Peygamber Aleyhisselam’ın, ayaklarından kanlar akarak bitkin bir vaziyette bostanlarına sığındığını gören İslâm düşmanı iki kardeş, insanlık duygusuyla ona ufak bir iyilik yapmak istediler. Yanlarındaki hıristiyan köle Addas’ın, birkaç salkım üzümü bir tabağa koyup, yemesi için o misafire götürmesini söylediler. Addâs da bir tabakla götürdüğü üzüm salkımlarını, ikram olarak Rasulullah s.a.v.’in önüne koydu.

Allah Rasulü s.a.v. “Bismillah” diyerek üzümden yemeye başlayınca, gönlü açık kölede bir merak ve şaşkınlık belirdi. Rasulullah Aleyhisselam ona sordu: “Sen hangi memlekettensin ve dinin nedir?” “Ben Ninova ülkesi halkındanım ve hıristiyanım.” “Demek sen, salih kişi Yunus İbn Mettâ’nın memleketindensin?” “Yunus İbn Mettâ’nın kim olduğunu sen nereden biliyorsun?” “Bana Allah haber verdi. Ben Allah’ın Rasulüyüm; Yunus da bir peygamberdi...” “Ben de şehadet ederim ki, sen Allah’ın kulu ve Rasülüsün!”

Addas oracıkta müslüman oldu. Manzarayı gören Utbe ve Şeybe yanlarına dönen Addas’a, o adama aldanmamasını ve kendi dininden dönmemesini tenbih ettiğiler. Addas: “O bana öyle bir şey haber verdi ki, bir peygamberden başkası onu bilemez.” dedi.

Allah Rasulü s.a.v. büyük zorbalık gördüğü Taif’ten ayrılıp, üzgün bir halde Mekke’ye doğru yola çıkmıştı. Bir ara başını kaldırıp göğe bakınca, bulutlar içinde Hz. Cebrail’i gördü. Cebrail Aleyhisselam, meseleden haberdar olan dağlar meleğinin şu anda emrine hazır olduğunu söyledi. Peşinden dağlar meleği selam ile ses verdi:

– Ey Muhammed! Şüphesiz ki Allah, şu kavmin sana söyleyip ettiklerini duydu ve gördü. Allah’ın senin için gönderdiği dağlar meleğiyim. Dile benden ne dilersen... Eğer istersen, onların üzerine iki dağı kapayıvereyim, deyince Rahmet Peygamberi s.a.v.:

– Hayır, hayır, dedi. Ben onların helâkini istemem. Sadece Allah’ın onların neslinden Rabbine ibadet eden ve O’na ortak koşmayan mümin kimseler çıkarmasını dilerim, buyurdu.

Sübülû’l-Hüdâ ve’r-Reşâd, 2/439-40; er-Ravdu’l-Unuf, 4/56-57; el-Kastallânî: el-Mevahibü’l-Ledünniyye (Beyrut, 1991), 1/268-69.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebu Talipin Son Anları
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:37:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebu Talipin Son Anları rüya tabiri, Ebu Talipin Son Anları mekke canlı, Ebu Talipin Son Anları kabe canlı yayın, Ebu Talipin Son Anları Üç boyutlu kuran oku Ebu Talipin Son Anları kuran ı kerim, Ebu Talipin Son Anları peygamber kıssaları, Ebu Talipin Son Anları ilitam ders soruları, Ebu Talipin Son Anlarıönlisans arapça,
Logged
15 Eylül 2011, 14:10:35
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 15 Eylül 2011, 14:10:35 »



      � Hayır, hayır, dedi. Ben onların helâkini istemem. Sadece ALLAH�ın onların neslinden Rabbine ibadet eden ve O�na ortak koşmayan mümin kimseler çıkarmasını dilerim, buyurdu.

      ''Alemlere Rahmet Olmak'' bu değil midir?Rabbim,bizi de merhametinden ayırmasın..Efendimiz (s.a.v.)'e layık ümmet kılsın,inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Mart 2014, 18:22:21
Arife 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 410



« Yanıtla #2 : 21 Mart 2014, 18:22:21 »

ölüm döşeğinde bile ebu talibin istediği şeye bak....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

GEÇMİŞİM İÇİN ;
... ESTAĞFURULLAH...
BUGÜNÜM İÇİN ;
... ELHAMDÜLİLLAH...
YARINIM İÇİN ;
... İNŞALLAH...
20 Ekim 2014, 18:53:25
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #3 : 20 Ekim 2014, 18:53:25 »

Sen  ne merhametlisin Ya Muhammed! Taifte yoluna diken seren o müşriklere  gül atan,taşlarla ayakalrını kan içinde bırakan o insafsızlara mağfirette bulunan Sen Ey Nebi ne yücesin..Alemlere  rahmet,kainata Güneş ..Sen ne güzelsin ey Gül-i Rana..
Rabbim bizlere Seni hakkıyla sevebilmek nasip eylesin inşallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

06 Kasım 2014, 23:01:24
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 06 Kasım 2014, 23:01:24 »

Aleykümselam.Çok etkileyici.Ayaklarının altından kanlar akan bir peygamber.Ve bir emir bekleyen melek.
 Ey Muhammed! Şüphesiz ki Allah, şu kavmin sana söyleyip ettiklerini duydu ve gördü. Allah’ın senin için gönderdiği dağlar meleğiyim. Dile benden ne dilersen... Eğer istersen, onların üzerine iki dağı kapayıvereyim, deyince Rahmet Peygamberi s.a.v.:

– Hayır, hayır, dedi. Ben onların helâkini istemem. Sadece Allah’ın onların neslinden Rabbine ibadet eden ve O’na ortak koşmayan mümin kimseler çıkarmasını dilerim, buyurdu.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes