> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla >  Hicret Hazırlığında
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicret Hazırlığında  (Okunma Sayısı 1308 defa)
29 Ağustos 2011, 16:12:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 29 Ağustos 2011, 16:12:35 »



Binbir Damla



Ağustos 2008 116.SAYI


Yusuf YAVUZ
kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.

Hicret Hazırlığında[/b]

Peygamberliğin on üçüncü yılı sonunda yapılan İkinci Akabe Biatı’ndan sonra, Mekkeli müslümanlar müşriklerin baskı ve zulmünden kurtulmak için gizli gizli Medine’ye hicrete başlamışlardı. Bunlar içinde yalnız Hazreti Ömer r.a. silahını kuşanarak açıktan yola çıkmış, müşriklere hitaben: “İşte ben gidiyorum. Anasını ağlatmak, çocuğunu yetim, karısını dul bırakmak isteyen varsa, gelip benimle karşılaşsın!” demişti. Onu takip eden de çıkmamıştı. Birkaç ay içinde Mekke’de, henüz hicrete izinli olmayan Rasulullah Aleyhisselam ile Hz. Ebubekir r.a. ve Hz. Ali r.a., bir de hapsedilmiş birkaç kişiden başka müslüman erkek kalmamış, hepsi Medine’ye göçmüştü.

Bu gidişten telaşlanan ve Peygamber Aleyhisselam’ın gidip onlara katılmasını önlemek isteyen şaşkın müşrikler, karar merkezleri olan Dâru’n-Nedve’de, Kureyş önderlerinden oluşan danışma meclisini topladılar. Allah Rasulü s.a.v.’in hapsedilmesi, sürgün edilmesi veya öldürülmesi hususunda görüş belirttiler. Sonunda “Her Mekkeli kabileden birer katil adayı seçilerek hepsi birden hücum edip onu öldürmek, böylece müşterek bir cinayetle kim vurduya getirmek..” kararında anlaştılar. Böyle olursa, kimse onlara karşı koyamazdı. Bu maksatla çeşitli kabilelerden, vicdanı paslı ve kılıcı keskin bir cellat çetesini seçip hazırladılar.

Bu gelişmeler, Allah tarafından Rasulullah s.a.v.’e bildirildi ve hicret etmesine izin verildi. Rasul-i Ekrem s.a.v. öğle vaktinde Hz. Ebubekir r.a.’ın evine giderek ona bilgi verdi. Gece karanlığında birlikte yola çıkacaklardı. Ev halkıyla gerekli hazırlıklar yapıldı. Güvenilir bir kılavuz olan gayri müslim Abdullah b. Uraykıt’ı parayla yol kılavuzu tuttular. Önceden hazırlanmış iki deveyi sırası gelince getirmek üzere ona teslim ettiler. Rasul-i Ekrem s.a.v. hicret hazırlığını Hz. Ali r.a.’a anlattı.Müşrikleri şaşırtmak için bu gece kendi yatağında yatmasını, kendisine bırakılan bazı emanetleri sahiplerine verdikten sonra gelip kendilerine katılmasını söyledi.

O gece Hz. Ali r.a. Rasulullah s.a.v.’in hırkasına bürünüp onun yatağına uzandı. Suikast çetesi ve gözlemciler de gelip evi kuşattılar. Rasulullah ise evinden çıktı; Yasin suresini okuyarak ve nöbetçilerin başına toprak saçarak, onlar göremeden yürüyüp gitti. Evi gözleyen düşmanlar, hâlâ içeride yatanın Hz. Peygamber s.a.v. olduğunu sanıyorlardı. Çıkarken ona saldırmak için sabaha dek beklediler. Sabahleyin ise karşılarında Hz. Ali’yi görünce şaşırdılar. Onu biraz hırpaladıktan sonra aramalar için dağılıp gittiler.

İbn Hişâm, 2/93-97; Tarîhu’l-Ya’kûbî (Beyrut, 1993), 1/358-59; Mahmud Esad: Tarîh-i Dîn-i İslâm (İstanbul, 1983), 2/581-83.


Sevr Mağarasında


Suikast çetesi tarafından evinin kuşatıldığı gece, Rasulullah Aleyhisselam Hz. Ali’yi evinde bırakarak gece yarısına doğru hicret maksadıyla Hz. Ebubekir’in evine gitmişti. İkisi evin arka tarafından çıkarak, gizlice Mekke’nin beş kilometre kadar güneybatı tarafındaki Sevr dağına tırmandılar, oradaki mağaranın önüne geldiler. Önce Hz. Ebubekir r.a. mağaranın dar kapısından içeri girdi; karanlıkta elleriyle her tarafı yoklayarak arama tarama ve temizlikten sonra Rasul-i Ekrem’i içeri aldı. Onlar içerideyken hikmet-i ilâhi gereği bir örümcek geldi, giriş kapısını ağlarıyla örüp kapattı. Bir çift yabani güvercin de tam kapının ağzında yuvalanıp yerleşiverdi.

O gece bekledikleri Peygamber Aleyhisselam’ı yerinde bulamayan suikastçiler ise sabahleyin Hz. Ebubekir’in evine koşmuşlar, orada da aradıklarını bulamayınca her tarafı aramaya koyulmuşlardı. Nihayet iz süre süre mağaranın ağzına kadar geldiler. Hatta içlerinden biri: “Aranan kişi buradan öteye geçmiş olamaz. Buradan ya göğe çıkmış yahut yere girmiş olmalı!” diye söylendi. Bir kısmı mağaraya girip bakmayı düşündü. Fakat girişteki örümcek ağı buna engel oldu: “İçeri girmiş olsalardı bu ağ böyle kalmazdı.” diyerek bu işten vazgeçtiler. Mağaranın içinden, dışarıda dolanan müşriklerin ayakları görünüyordu. Hz. Ebubekir sessizce ve endişeyle: “Ya Rasulallah, birisi şöyle eğilip bir bakıverse bizi kesin görecek!” dedi. Rasulullah s.a.v. ise: “Endişelenme, şüphesiz Allah bizimledir!” dedi. (Tevbe, 40)

Suikast ekibi aradığını bulamayınca ümitsiz bir halde Sevr mağarasından uzaklaştı. Peygamber Aleyhisselam’ı yakalayıp getirene veya öldürene yüz deve mükâfat verileceğini herkese ilan ettiler. Mağarada cuma sabahından itibaren üç gün geçmişti. Bu süre içinde Hz. Ebubekir’in oğlu Abdullah gündüz Mekke’de olup bitenleri öğrenir, gece haber getirip mağarada konaklardı. Hz. Ebubekir’in azatlı çobanı Amir b. Füheyre de gündüz yakınlarda koyunları otlatır, geceleyin sürüyü mağaraya yaklaştırarak, oradakilere sütlerinden içme imkanı sağlardı. Sabahleyin erkenden ve gizlice Mekke’ye dönen Abdullah’ın ayak izlerini de davarların iziyle yok ederdi.

Üç gece sonra pazartesi sabaha karşı yol kılavuzu Abdullah b. Uraykıt iki deveyle Sevr’e geldi. Rasulullah bir deveye, Hz. Ebubekir ve Amir b. Füheyre öbür deveye bindi. Kılavuz da önlerine düşerek, Medine’ye doğru yola çıktılar.

İbn Kayyim el-Cevziyye: Zâdü’l-Meâd (Beyrut, 1990), 1/101; Delâilü’n-Nübüvve/Beyhakî, 2/471-482; Muhammed Hamidullah, trc. Salih Tuğ: İslâm Peygamberi, 1/163-164.


Medine Yolunda


Medine yolcusu Allah Rasulü ve Hz. Ebubekir, üç gün üç gece Sevr mağarasından gizlendikten sonra, ortalık biraz yatışınca hizmetçi Amir ve kılavuz Abdullah’ı da yanlarına alarak pazartesi sabahı erkenden iki deveyle yola koyulmuşlardı. İhtiyat için, bilinen işlek yolların dışından gidiliyordu. Gidilecek yer 400 kilometre kadardı. Kafile Kudeyd denilen yere gelince orada Ümmü Ma’bed diye meşhur bir kadının çadırına uğradılar. Satın almak için yiyecek istediler, fakat bulamadılar. Rasul-i Ekrem s.a.v. orada sütten kesilmiş pek cılız bir davarı sağmak için izin istedi. Besmeleyle sağmaya başlayınca, koca bir kap sütle doldu taştı. Herkes doyasıya içti. Kabı tekrar doldurup bıraktıktan sonra, görenleri hayran bırakarak yola devam edildi.

Peygamber Aleyhisselam’ı yakalayana yüz deve vaat edildiğini, onların yoluna yakın bir yerde bulunan Süraka b. Mâlik de duymuştu. Ümmü Mâbed’in çadırından ayrılıp yola çıkıldıktan sonra bu yolculardan haberdar olan Süraka, hemen silahlanıp atına bindi ve peşlerine düştü. Süreka’nın yaklaştığını gören Hz. Ebubekir: “Ya Rasulallah, süvarinin biri bize yetişti!” diyerek telaşlandı. Rasulullah Aleyhisselam ise: “Allahım, bizi onun şerrinden koru!” diye dua etti. Süraka’nın atı tökezledi, birlikte yere yuvarlandılar. Atını kaldırıp tekrar saldırdı; yine yere kapandı. Yeniden toparlanıp hızla koşturduğu atıyla tam yetiştiği sırada, hayvanın ön ayakları bataklığa girmişçesine dizlerine kadar kuma saplanıverdi. Yere serilen Süraka yine yerinden kalktı; fakat kumlara çakılmış olan atını ayağa kaldıramadı. Çaresizlik içinde seslendi: “Ey Muhammed, anladım ki bu senin işin. Dua et de şu sıkıntıdan kurtulayım..” dedi. Onun duasıyla at da ayağa kalkıverdi. Şimdi Rasulullah’ın muhafızı durumuna giren Süraka, bir de ondan yazılı “emannâme” aldı. Rasul-i Ekrem’in teklifi üzerine arkada kaldı; rastladığı diğer takipçileri, “Başka tarafa!” diye oyalayıp geri çevirdi.

Başka maceralar da geçiren hicret kafilesi, Sevr’den itibaren sekiz günlük yolculuk sonunda (1-8 Rebiülevvel / 13-20 Eylül 622) pazartesi günü öğleden önce Medine’nin üç-dört kilometre yakınındaki Kuba köyüne ulaştı. Sevinçle karşılanan Allah Rasulü s.a.v., biraz dinlenerek Külsüm b. Hidm’in evine yerleşti. Kuba’da dört gün ikamet edildi ve Kuba Mescidi kuruldu. Kafileden birkaç gün sonra Mekke’den yola çıkan Hz. Ali de gelip yetişti. Cuma günü Kuba’dan Medine’ye geçildi.

et-Tabakâtü’l-Kebîr, 6/148-149; Hz. Muhammed ve İslâmiyet, 2/351-374; İslâm Ansiklopedisi, 17/460-461.

[/color]
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicret Hazırlığında
« Posted on: 27 Nisan 2024, 21:37:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicret Hazırlığında rüya tabiri, Hicret Hazırlığında mekke canlı, Hicret Hazırlığında kabe canlı yayın, Hicret Hazırlığında Üç boyutlu kuran oku Hicret Hazırlığında kuran ı kerim, Hicret Hazırlığında peygamber kıssaları, Hicret Hazırlığında ilitam ders soruları, Hicret Hazırlığındaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes