> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla > Bişri Hafinin İzinde
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bişri Hafinin İzinde  (Okunma Sayısı 1368 defa)
22 Eylül 2011, 19:49:16
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 22 Eylül 2011, 19:49:16 »



Binbir Damla



Ağustos 2007 104.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.


BİŞR-İ HAFİ'NİN İZİNDE


Bilginlerden biri anlatıyor:

Bağdat’ta yanımızda tüccardan biri vardı. Onun sofiler hakkında sık sık kötü laşar ettiğini duyardım. Sonra gördüm ki onlarla arkadaşlık kurmuş ve bütün malını da onlar için harcamış! Kendisine “Sen onlara buğzedip kin tutmuyor muydun?” dedim. O da “İş senin sandığın gibi değil..” dedikten sonra şunları anlattı:

Bir gün cuma namazını kılmıştım (Bağdat’ta). Bişr-i Hafî Hazretleri’nin (ö.227Ğ841) süratle camiden çıktığını gördüm. “Çok ibadet eden, zühd makamında olduğu söylenen şu adam neden camide oturup beklemiyor da acele acele bir yerlere gidiyor?” dedim. İşimi bırakıp peşine takıldım. Önce bir ekmekçiye uğradı, bir dirhem (gümüş para) ile bir ekmek satın aldı. Sonra kebapçıya gitti, ona da bir dirhem vererek kebap aldı. Sonra helvacıya gitti, bir dirheme paluze tatlısı aldı. Ardından kıra doğru çıktı. Kendi kendime dedim ki: “Bunları yemek için galiba suyu olan uygun bir yer arıyor.” Ben de arkasında olduğum halde ikindiye kadar yürümeyi sürdürdü. Bir köye vardk. Sonra köyde bir mescide girdi. İçeride bir hasta vardı. Onun başucuna oturdu, eliyle ona yemek yedirmeye başladı.

Ben köyün nasıl bir yer olduğunu görmek için etrafta dolaştım. Bir saat sonra geri döndüğümde Bişr-i Hafî Hazretleri’ni mescitte göremedim. Hastaya Bişr’in nerede olduğunu sordum. “Bağdat’a gitti.” dedi. “Bağdat’la aramız ne kadar?” diye sordum. “Kırk fersah.” (y aklaşık 220 km.) dedi. “Fesubhanallah! Bu ne iştir kendime yaptığım? Yanımda binek kiralayacak param yok, o kadar yürümeye de gücüm yetmez!” dedim. Hasta: “O gelinceye kadar otur bekle!” dedi. Ertesi cumaya kadar bekledim. O gün Bişr-i Hafî, yanında hastanın yiyecekleriyle çıktı geldi. Hasta ona dedi ki: “Bağdat’tan sana arkadaşlık eden bu adam geçen cumadan beri yanımda bekliyor. Onu geri gönder.” Bişr bana öfkeli gibi baktı. “Neden beni takip ettin?” dedi. “Hata ettim.” dedim. “Kalk yürü.” dedi. Akşama kadar onunla yürüdüm. Bağdat’a yaklaştığımız zaman; “Mahallen neresi?” diye sordu. Cevap verdim. “Git de geri dönme!” dedi.

Bundan sonra Allah’a tevbe ettim ve sofilere katıldım. Ben artık inşallah böyle kalacağım. Allah onlardan razı olsun.

Ravzu’r-Reyâhîn, s.218-19.


JAPON AİLESİNİN ÖZELLİĞİ


Abdürreşid İbrahim anlatıyor:

Japonlar’da maişet (geçim) umumiyetle sade ve doğu milletinin adet ve usulüne uygun olduğu gibi, evlilik meselesi de hâlâ gayet sade olup, iki tarafın vekillerinin rızasına bağlıdır. Evet, Japonlar’da hicab (tesettür) yoktur. Kadınlar oldukça açıktır. Fakat Frenklerde (Avrupalılarda) olduğu derecede erkek-kadın laubali değildir. Kadınlar nazarında erkeklerin bir mevkii vardır, kadınlar daima erkeklere saygı göstermeye mecburdur. Kadın ev içinde hareket ve sekenatında (duruşunda) bir derece serbesttir, fakat kocası müsaade etmedikçe babasının evine bile gidemez. Kendi evinde dahi misafirlerle beraber bulunamaz. Kocası müsaade ederse bulunur, fakat yine adabı dairesinde.

Ev içinde her işi gören kadındır, her ne lazım ise gidip çarşıdan alan kadındır. Çamaşır yıkamak ve tahta silmek hep kadının vazifesidir. Bir kız, baba ve anasının rızası olmadan kendi isteğiyle evlenemez. Hatta ben Japonya’da bulunduğum zaman, Japonya’nın en büyük milyonerlerinden Yuasati’nin oğlu Hediye, yiğit, gayet güzel, yakışıklı ve 28 yaşlarında idi. İtankati Tayski adındaki bir fakirin kızını istemiş. Tikava isimli kız, 17 yaşında, güzel, yakışıklı bir kızcağızdı. Kız razı olduğu gibi, akraba ve taallukatı da cümleten razı imiş, fakat kızın babası razı değilmiş, nikâh olmadı.

Bu halden haberdar olan Hoti fiimbon gazetesi muharriri bizzat gitmiş, kızın babasıyla görüşmüş ve: “Niçin kızınızın falanla evlenmesine izin vermiyorsunuz? Sebep nedir?” diye sormuş. Adam: “Ben evladımı paraya satmam, kendi kapımıza münasip adam olmalıdır.” cevabını vermiş. İşte görülüyor ki, velinin rızası olmadığından nikâh da olmuyor. Bu vakayı gazetelerde gördükten sonra ben de gittim, kızın babasını
ziyaret ettim. Gayet kibar olduğu simasından belliydi.

Umumiyetle Japonlar’da nikâh merasimi ana-babanın rızası ile ifa olunur. Bu cihetle bizimki gibidir. Fakat Japonlar’da evlilik için kızın yaşının 15-20 arasında olması şart olup, 15 yaşından küçük olanlar için nikâh caiz olmadığı gibi, 20 yaşından yukarıda olanlar için –denklik olursa- ana-baba rızası şart değildir. Abdürreşid İbrahim, Alem-i İslâm (İstanbul 2003), 1Ğ411-13.


NAMUS VE EMNİYET


Abdürrreşid İbrahim’den:

Japonya’da umumi emniyet ber-kemâldir. İster şehirlerde ister köylerde, hırsızlık falan vukuu pek nadirdir. Ben dağlarda, kırlarda, yaya ve yalnız pek çok gezdim. Hatta pek çok zamanlar giderken yorgunluk galebe ederdi, yatar uyurdum. Bazan da yanımda ufak-tefek eşya da olurdu, fakat hiçbir kere kazaya (hırsızlığa) falan tesadüf etmedim. Bulunduğum ev sahiplerinin kapılarına dikkat ederdim, kapı kilitleme falan hiç adet olmamıştır. Kapılarını kilitleseler bile duvarların neresine bir tekme vurulsa hemen yıkılabilir. Gazetelerde de bu gibi cürümler işlendiğini işittiğim pek nadir oldu.

Hapishaneleri gezdiğim zaman da dikkat etmiştim. Hırsızlıktan mahkûm olanlar yüzde on nispetindeydi. Suçların çoğu da namus üzerine olurmuş. O onun namusunu ihlal etmiş de, o sebepten Nakamura da Nizi’yi bıçakla vurmuş. Bu uğurda yaralayıcı aletle hasmını vurmak, hatta dostunu feda etmek nadir değildir. Yoksa umumiyetle emniyet son derece temin olunmuştur. Cinayet vakaları pek nadir bulunurmuş. Japonlar’ın pek çok cihetlerden başka milletlerden farkı var ya. Burada da hususi bir cihetleri vardır. Her Japon evinde mutlaka gayet keskin bir bıçak bulunur. O bıçağın da göreceği vazife, herkesten ziyade ev sahibinin hayatını tehdit altında bulundurmaktadır.

Bir namussuzluk yaparsa yahut diğeri onun namusunu ihlal eder de o sükût ederse ve her ne zaman kendi haysiyetini muhafaza edemezse, intihar etmesi lazım gelir. Eğer kendi intihar etmezse akraba ve taallukatı onu mutlaka telef eder. Sonra o bıçakla diğerine de hücum eder, yine aynı maksada mebni. Gariptir ki Japonlar’da ekseriyetle intihar, karnını yarmakla olur; mutlaka o bıçakla kendi karnını yaracaktır.

Japonlar’ın adliye mahkemeleri gayet muntazamdır. Mahkeme koridorlarında suçluların başına bir kavuk geçirirler, yüzü gözükmez, kim olduğunu kimse bilemez. Eğer cinayet namus üzerine filan olursa, suçlunun ahvalini gazete ile ifşa etmezler. Ama sırf hiyanetten ibaret olursa, o vakit cinayeti her cihetten teşhir ederler.

Alem-i İslâm, 1Ğ469-70.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bişri Hafinin İzinde
« Posted on: 29 Mart 2024, 13:29:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bişri Hafinin İzinde rüya tabiri,Bişri Hafinin İzinde mekke canlı, Bişri Hafinin İzinde kabe canlı yayın, Bişri Hafinin İzinde Üç boyutlu kuran oku Bişri Hafinin İzinde kuran ı kerim, Bişri Hafinin İzinde peygamber kıssaları,Bişri Hafinin İzinde ilitam ders soruları, Bişri Hafinin İzindeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes