> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Ekonomik Adalet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ekonomik Adalet  (Okunma Sayısı 774 defa)
21 Haziran 2012, 05:49:37
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 21 Haziran 2012, 05:49:37 »



EKONOMİK ADALET (III)

Zekat
 
1- Anlamı: Zekat kelimesi bereket, artış, temiz­lik, saflık, duruluk anlamlarına gelir. Farz olan zekatın ödenmesinden sonra kazanılan nefis tezkiyesini ima eder. Bu, cimri ve servet tutkunu olmayanların ulaşabildiği vicdani bir itminan halidir. Servet herkese cazibeli gelir, herkes malını ve diğer zenginlik kaynaklarını sever. Fakat bu servetini ihtiyaç sahiplerine sarfeden kişi kendini tezkiye etmiş olur ve iyiliğe erişir. Bu gerçek büyüklük ve hayırdır. Buna, servet­ten belli bir oranda alman zekat ile ulaşılır. Bl İslami yönü dolayısıyla zekat gayrimüslimlere uygulanmaz. Zekat ve mahiyeti Tevbe süresin­deki şu ayet ile belirtilmiştir: "Onların malların­dan bir miktar sadaka al ki onunla onları temiz-leyesin, yüceltesin..."(9: 103).

Rasulullah'ın müminlerden zekat alması, on-lann servetlerini kötülükten arıtacak bir fiil ola­rak izah edilmektedir. Zekat kelimesinin kendi­si, kişinin kendi nefsi için veyadiğerleri için adil ve akıllıca harcamadığı bir servetin (üretici ol­mayan, müsrif endüstrileri teşvik ederek, düş­manlık ve sınıf mücadeieleri oluşturarak) top­lumda fesat meydana getireceğini gösterir. Ba­kara suresinde şöyle buyurulmaktadir: "Al­lah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki İmanı kökleştirmek için mallarını harcayanların duru­mu da tepe üzerinde bulunan bir bahçeye benzer ki, bol yoğmur değince ürününü iki kat verdi. Yağmur değmeseydi bile çisinti olurdu. Allah yaptıklarınızı görmektedir." (2: 265). Kur'an-ı Kerim'de sadaka, İnfak ve zekat kelimeleri fa­kirlere yapılan hayır anlamında kullanılmıştır. Gerçekte bunlar aynı şeyin üç yönüdür kî gayesi insanın manevi terbiyesi ve nefsinin annması-dır. İlk ikisi, yani sadaka ve infak ihtiyaridir, fa­kat zekat her Müslümana farz olan bir ibadettir. Kur'an'ın yukarıdaki ayeti, fedakarlıklarının meyvasını toplayan ve saadete eren insanların kıssasını anlatmaktadır. Servetlerini insanların menfaati için harcayanların ameli Kur'an'ın bu ayetinde "Allah rızasını kazanmak" ve "ruhla-rındakini (imanlarım) sağlamlaştırmak" olarak ifadesini bulmuştur. Bu, karşılığında bir mükâ­fat beklemeksizin insanların menfaati için har­canan servetin büyük önemini göstermektedir.

Gerçekte zekat insan nefsini bencillikten, cim­rilikten ve mal sevgisinden arıttığı, böylelikle İnsan nefsinin başkaları için harcamada buluna­rak tabii ilerleme ve gelişimine yol açtığından bu adı almıştır. Zekat basit bir yardım değildir, insanlığın ilerlemesi için elzem bir adımdır. Gerçekte, zenginler toplumun fakir üyelerine yardım ederek kendilerine yardım etmiş olmak­tadırlar. Onlar, fakirlerin bu hakkını inkar ede­cek olurlarsa kendi kendilerine zarar verirler. Diğer bir İfadeyle, insanı mükemmelliğe İleten ana yolu terkedîp cimriliğin ve israfın sayısız yollarında kaybolurlar ve nefislerinin müfsid lüks iptilalarmdan arınmasını istemezler.

Zekatın ödenmesi Allah'a itaatin müşahhas bir misalidir ve zekat, sonuçlarını bu görevi ifa eden insanların kişiliğinde ve işlerinde ortaya koyar. Kur'an-ı kerim müminlerin Özelliklerini sayarken şöyle der: "Felaha ulaştı o müminler, ki onlar, namazlarında saygılıdırlar. Onlar boş şeylerden yüz çevirirler. Onlar zekatlarını verir­ler." (23:1 -4). Zekatkaîbi ve malı temizler. Kal­bi cimrilikten antir, ruhu yüceltir. Şeytanın ile­riye sürdüğü fakirlik vesvesesinden uzaklaştı­rır. Allah'ın nezdindeki mükafata güvenmeyi temin eder. Malı temizler, zekattan arta kalan malm helal mal olmasını sağlar. Helal olup ol­madığı konusunda hiç bir şüphe bırakmaz.

Diğer yandan zekat, toplumu her türlü bozuk­luklardan ve ahlaksızlıklardan korur, lüks ve is­rafı önler. Fertler için sosyal sigorta olduğu gibi toplumlar için de sosyal garanti unsurudur. Toplum içindeki acizleri korur ve böylece top­lumda anarşi ve dağılmayı Önler. (Seyyid Ku-tub; Fizılali'l Kur'an, Mü'mİnun suresi). Zekat, toplumun sağlıklı gelişimini sağlar. Maddi iler­lemeyi engelleyecek bütün etkileri bertaraf eder, yardımcı olacak unsurları ise teşvikkar olur. islam, her zengin Müslümanaservetinden, malından ve ticari varlığından zekat ödemesini »arz kılarak insanları sermayelerini işletmeye yönelten muharrik bir güçtür. Böylelikle sermaye büyür, sosyal refah artar. Hem nefsin arınma­sı ideali, hem de maddi büyüme ideali zekat ke­limesi içinde ifadesini bulur.

Ayrıca zekat, arınma için kullanıldığında iki mana taşır, ilk olarak nefsin arınması ve iyiliğe ulaşması için harcanan servete hamledilir. İkinci olarak gerçek arınma fiiline hamledilir. Zekat veren insanlar arınma fiilini icra etmektedirler. Dolayısıyla arınma fiili sadece zekatın parasal olarak ödenmesi ile sınırlı değil­dir. Nefsin, karakterin, hayatın ve zenginliğin saflığı, duruluğu, temizliği ve bereketini yani hayatın her yönünü içine alır. (Mevdudi; Tafhe-em al-Quran, 23:4 âyet yorumu).

Zekat bir kişinin kendi hayatını arıtmasıyla da sınırlı kalmaz. O kişi ile münasebeti olan bütün insanların hayatlarını kapsar şekilde bir anlam taşır. Diğer bir ifadeyle, zekatı ödeyen kimseler gerçek arınma İşini yapan kimselerdir. Önce kendilerini arıtırlar, sonra başkalarının saflığa erişmesine yardımcı olurlar. Böylece insaniye­tin hakiki hasletlerini önce kendilerinde gelişti­rirler, başkalarında da gelişmesine yardımcı olurlar. Zekatın bu fonksiyonu Kur'an-ı ke-rim'in birkaç yerinde ifade edilmiştir. A'la sure­sinde; "Doğrusu mutluluğa ermiştir arınan" (87:14) ve Şems suresinde; "Nefsini temizleyen iflah olmuş, onu kirletip örten, ziyana uğramış­tır," (91:9-10) ayetleri bu hususa işaret etmekte­dir.

Bu ayetlerdeki zekka kelimesi bir şeyi artırmak, büyütmek anlamındadır; dessaha kelimesi İse gizlemek veya gömmek, büyümesine izin ver­memek anlamındadır. Böylece biri arıtıyor ve gelişme sürecine yardım ediyor, diğeri ise geliş­meyi engelliyor, durgunluğa ve bozulmaya yol açıyor. Bu iki kelimenin bu ifadelerde seçilmiş olması büyüme, gelişme ve mükemmellik için lüzumlu yeteneklerin herkese verildiğini gös­termektedir. Bazı kişiler yerinde kullanarak ve geliştirerek bu yetenekleri daha olumlu bir çiz­giye götürebilirler, diğer bazıları ise bu yete­nekleri atıl bırakarak, gizleyerek durgun ve işe yaramaz hale getirirler. Bunlar sözkonusu yete­nekleri kendi menfaatlerine olacak şekilde kul­lanamazlar.

2- Zekat ve Sadaka: Sadaka kelimesi Kur'an-ı Kerim'de her çeşit hayrı kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. Sadaka, isteyerek verilen yar­dımları olduğu kadar, verilmesi farz olanı da kapsar. Çünkü Kur'an ve Sünnette zekat yerine kullanılmıştır. Zekata da sadaka denilmesinin sebebi, onun da bir nevi farz olan sadaka olma­sındandır. Normal sadaka gönüllü olarak veri­lirken, zekatın verilmesi farzdır. Zekat devlet tarafından toplanır, sadaka ise gönüllü ödenir. Zekatın oranı ve muafiyeti (nisab) bellidir. Halbuki diğer sadakaların miktarı tamamen sa­dakayı veren kişinin arzusuna bağlıdır. (Naim Sıddıki; Muashi Nahamwarion Ka İslami Hal, sh. 343-45). Sadakanın zekat anlamını taşı­ması istendiğinde, "Allah'a karşı vazife" olarak ifade edilebilir. Devletin zekatı toplamasını sağlamak, nisab üzerinde malı olan her Müslü-manın vazifesidir. Bu durum zekat için geçerli­dir.

Ödeme oranı., muafiyet sının ve zekat ile ilgili diğer kural ve düzenlemeler devlet tarafından tesbit edilir. Zekatın sarf şekli Kur'an'da açıkça belirtilmiştir, oram ve sınırları ise Rasulullah tarafından belirlenmiş ve sahabeleri tarafından aynen uygulanmıştır. (Naim Sıddıki; a. g.e.) Ayrıca zekat, namazdan sonra en kıymetli bir ibadet olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple dev­lete verilen herhangi bir vergi olarak telakki edi­lemez. Zekatı vermek her Müslüman üzerine, eğer İslami devlet varsa kollektif olarak, gayri İslami devlet varsa fert olarak farzdır. Zekat bir

Müslümanı ruhen, zihnen ve manen arıtma gö­revi de görür. Vergi ise devlet tarafından geliri arttırmak için konan bir kaynaktır ve hiçbir ah­laki veya dini önemi yoktur.

3- Vergi mi, Dinî Bir Vazife mi?: Şimdi ortaya zekatın genel bir vergi mi yoksa sadece Müslü­manlara farz olan bir görev mi olduğu sorusu çıkmaktadır. Bazı Müslüman iktisatçılar onu bir çeşit vergi olarak kabul etmişlerdir. Çünkü verginin bir takım şartlarını haizdir. Normal olarak aşağıdaki şartları taşıyan bir ödeme eko­nomistler tarafından vergi olarak kabul edilir: (a) Zaruri bir ödemedir, (b) Karşılıksız olarak yapılan para transferidir, (c) Devletin bütün va­tandaşlarına uygulanır.

Zekatta ilk iki şart tatbik edilir, üçüncüsünü kapsamaz. Zaruri bir ödemedir ve karşılığı yok­tur, fakat yalnızca devletin Müslüman vatan­daşlarına uygulanır, gayri Müslimler bundan muaftır. Dolayısıyla zekat mefhumu tam anla­mıyla bir vergi değildir.

Hakikatte zekat, namaz veyahacc gibi bir ibadet şeklidir ve vergiden tamamen farklı psikolojik sebeplere dayanır. Genellikle insanlar devlete vergi ödemekten nefret ederler ve böyle ödeme­lerden kurtulmak, en azından fazla vergi öde­memek isterler. Yani vergi, insanların hoşlan­madıkları bir yüktür. Diğer taraftan zekat dini bir vazifedir. Dünyanın her yanında bütün Müslümanlar tarafından, toplanması için resmi bir düzenleme olmasa bile, Allah rızasını ka­zanmak için gayretle eda edilen bir ibadettir. Müslümanların yaşadığı ülkelerin çoğunda, binlerce İnsan özel kuruluşlara ve yetimhanele­re gelerek mallarının zekatlarını öderler.

Zekat İslam'ın beş şartından biri olarak kabul edilir. Şurası açıktır ki, hiç bir vergiye, ne kadar önemli olursa olsun, böyle bir konum verile­mez. Bir başka farklılık da gelir vergilerinin devlet tarafından verginin kaynağı dikkate alın­maksızın sayısız ihtiyaçlar için sarfedildiğidir. Fakat zekatta durum tamamen farklıdır. İslami devlet, zekatın nereye ve nasıl harcanacağı hu­susunda Kur'an-ı Kerim'in talimatlarına bağlı­dı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ekonomik Adalet
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:36:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Adalet rüya tabiri,Ekonomik Adalet mekke canlı, Ekonomik Adalet kabe canlı yayın, Ekonomik Adalet Üç boyutlu kuran oku Ekonomik Adalet kuran ı kerim, Ekonomik Adalet peygamber kıssaları,Ekonomik Adalet ilitam ders soruları, Ekonomik Adaletönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes