๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:38:26



Konu Başlığı: Zaruret ve mazeret vakitlerinin sınırları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:38:26
b- Zaruret ve Mazeret Vakitlerinin Sınırları:



İmam Mâlik ile îmam Şafii müşterek olan bu vakitlerin miktarında ih­tilâf etmişlerdir. îmam Mâlik, "Öğle ile ikindi arasında müşterek olan vakit, yolculukta olmayan kimseler için zevalden sonra dört ve yolculukta olan kimseler için de iki rek'at namaz kılınabilecek zaman geçince başlar ve güne­şin batışına -yolcu olmayan kimseler için dört ve yolcu olan kimseler için de iki ve bir kavlinde, her ikisi için de bir rek'at namaz kılınabilecek kadar bir za­man- kalınca biter" demiştir. Bu duruma göre, öğleye has olan vakit, sadece zevalden sonra dört veya iki rek'at namaz kılınabilecek kadar olan zamandır ve ikindiye has olan vakit de, gün batmadan yolcu olmayan için dört ve olan için iki veyahut her ikisi için de bir rek'at namaz kılınabilecek miktardaki za­mandır ve bu iki daracık zaman arasında kalan zamanın hepsi bu iki namaz arasında müşterektir. Akşam ile yatsı arasında müşterek olan vakit de böyle­dir. Ancak burada îmam Mâlik, hass olan vakti bir kere akşam namazına ve­rip üç rek'at miktarı olduğunu, bir kere -ikindi namazında yaptığı gibi- son namaza verip dört rek'at miktarı olduğunu söylemiştir ki kıyas da, bunu ge­rektirmektedir. Müşterek olan bu vaktin sonu da fecir sökmeden önce bir rek'at miktarıdır, demiştir.

Buna göre, yalnız hass olan vakte yetişen kimseye, yalnız o vaktin na­mazı, ondan daha çok bir zamana yetişen kimseye ise her iki vaktin namazı lâzım gelir. îmam Şafii ise, müşterek olan bu vakitlere sadece bir miktar tayin et­miştir ki, «O da, öğle ile ikindi için gün batmadan ve akşam ile yatsı için de fecir sökmeden bir rek'at miktarıdır» demiştir.

îmam Şafii'den «bir tekbir miktarıdır» dediği de rivayet olunmuştur.

îmam Ebû Hanife'ye gelince: imam Mâlik'e sadece zaruret halinde olanlara, ikindi namazı vaktinin sonu gün batmadan bir rek'at miktarı oldu­ğunda muvafakat etmiş, müşterek ve has vakitlerin bulunduğu görüşüne katılmıştır. îmam Mâlik ile îmam Şafii arasındaki ihtilâfın sebebi, iki namaz ara­sında müşterek vaktin bulunması her bir namaza has ve ayn bir vaktin de bu­lunmasını gerektirir mi, gerektirmez mi diye ihtilâf etmeleridir. Gerektirmez diyen îmam Şafii: «îki namazı bir arada kılmanın cevazından sadece vaktin iki namaz arasında müşterek olduğu anlaşılır, her birine ayn bir vaktin de bu­lunduğu anlaşılmaz» demiştin

îmam Mâlik ise, zaruret halindeki vaktin iştirakini, zaruret bulunmadı­ğı halin iştirakine kıyas ederek «Zaruret bulunmadığı hallerde öğle ile ikindi, namazları için -müşterek ve hass olmak üzere- iki vaktin bulunması gibi, za­ruret halinde de bu namazlar için iki vaktin bulunması lâzım gelir» demiş­tir.

Şu halde bu iki müctehidin bu mes'eledeki ihtilâfı, birinci mes'eledeki ihtilâflanndan -Allah bilir- doğmaktadır. Bunu düşün. Zira -Allah bilir- bu açık bir şeydir. [46]


[46] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/233-234.