Konu Başlığı: Zaman ve süre Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:58:33 4. Zaman ve Süre: Müsâkât'ın ne zaman ve ne kadar süre ile yapılırsa caiz olduğu konusuna gelince: Müsâkât'ın zaman şartı iki çeşittir. Biri Müsâkât'ın cevazı için, biri de Müsâkât akdinin sıhhati için şarttır. Müsâkât'ın cevazı için şart olan zaman, ulema müttefiktirler ki Müsâkât, meyvalar henüz yemeye yarar bir duruma gelmemişken yapılırsa caizdir. Fakat meyvaların yemeye yarar bir duruma geldikten sonra yapılmasının cevazında ihtilaf etmişlerdir. Müsâkât'ın cevazını benimsemiş olanların cumhuru, meyvalann yenmeye elverişli bir duruma geldikten sonra Müsâkât'ın caiz olmadığı görüşündedirler. Ancak îmam Mâlik'in tabilerinden Sahnun «Bîr sakıncası yoktur» demiştir. İmam Şafiî'den de bu konuda birbirini tutmayan rivayetler gelmiştir. Bir rivayete göre. imam Şafiî «Caiz değildir», bir rivayete göre «Caizdir» demiştir. Kimisi de İmam Şafiî'nin «Çiçek yapraklan dökülüp meyvalar görünmeye başladıktan sonra Müsâkât caiz değildir» dediğini rivayet etmiştir. Cumhurun delili şudur: Yenmeye yarayacak bir duruma geldikten sonra meyvalann arak bir hizmete ihtiyacı kalmaz. Nitekim o zaman satılması da caiz olur. Bu durumda Müsâkât'a ne lüzum vardır? Şayet vâki olursa bu, Müsâkât değil, ücretle işçi tutmaktır. Caiz görenler de «Meyvalar henüz ya-radılmamışken Müsâkât'ı caiz olduğuna göre, yenilmeye yarayacak bir duruma geldikten sonra caiz olması Öncelikle lazım gelir» demişlerdir. Müsâkât akdinin sıhhati için şart olan süreye gelince: Cumhur, süre belirtilmeden yapılan Müsâkât'ın da caiz olduğunu söylemiştir ki, Zahirîler bunlardandır. Cumhur, bunu da kiralamaya kıyas ederek, «Eğer caiz olursa gararlı bir akid olur» diye düşünmüştür. Zahirîlerin delili de, îmam Mâlik'in mürsel'in-de geçtiği üzere. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in Hayber yahudîlerine, «Ben de sizi, Allah'ın bugüne kadar bıraktığı gibi bırakırım» [13] buyurarak bir süre tayin etmemesidir. Müsâkât'ta yılların bitimi hilâllerin yenilenmesiyle değil, meyvalann bozumuyladır. Müsâkât akdinde «Verdim», «Kabul ettim» gibi icab ve kabul'un şart olup olmadığı konusunda da ihtilaf etmişlerdir. Îbnu'l-Kasım «Müsâkât'ın sıhhati için 'sana bu bahçenin bakımını -ondan çıkacak meyvanın mesela üçte biri sana olmak üzere- verdim* gibi Müsâkât deyimini kullanmak gerekir, 'Seni -bahçemde çalışmak üzere- bahçeden çıkacak meyvanın üçtebir hissesi karşılığında işçi olarak tuttum* gibi kiralama deyimini kullanmak caiz değildir» demiştir, ki îmam Şafiî de buna katılır. Başkaları ise «Kiralama deyimi de kullansa akid sahihtir» demişlerdir, ki Sahnun'un sözlerinden de bu mânâ çıkar. [14] [13] Mâlik, Müsâkâu 33/1, no: 1. [14] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/359-360. |