๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 20 Ocak 2011, 17:42:06



Konu Başlığı: Yüzyirmiyi aşan develerin zekâtı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 20 Ocak 2011, 17:42:06
A- Yüzyirmiyi Aşan Develerin Zekâtı



Develer yüzyirmiden fazla olduğu zaman, İmam Mâlik, «Eğer fazlalık yüzyirmibir-yüzotuz arasında olursa zekât memuru, isterse üç tane iki yaşını dolduran, isterse iki tane üç yaşını dolduran dişi deve alır ve yüzotuz olduğu zaman da, bir tane üç yaşını dolduran, iki tane de iki yaşını dolduran deve alır» demiştir.

îmam Mâlik'in tabilerinden İbn Kasım ise: «Zekât memuru kendi iste­ğine bağlı değildir, develerin sayısı yüzotuz oluncaya kadar üç tane iki yaşını dolduran dişi deve almak zorundadır» demiştir. İmam Şâfıi de bu görüştedir. İmam Mâlik'in tabilerinden Abdülmelik b. Mâcişûn da, «Develerin sayısı yüzotuz oluncaya kadar, yalnız iki tane üç yaşını dolduran dişi deve almak zorundadır» demiştir.

Küfe uleması olan îmam Ebû Hanife ile tabileri ve Süfyan Sevrî ise: «Develer yüzyirmiyi aşarsa, aşan kısımda, develerin sayısı yirmibeşten aşa­ğı olduğu zamanki hüküm uygulanır, yani her beş devede bir koyun veya ke­çi lâzım gelir». Şu halde eğer develer yüzyirmibeş olursa, iki tane üç yaşım dolduran dişi deve ve bir tane koyun veya keçi lâzım gelir. Üç yaşını doldu­ran iki dişi deve, yüzyirmi devenin ve koyun veya keçi de fazla olan beş deve­nin zekâtıdır ve böylece -develerin sayısı yüzkırkbeş oluncaya kadar- her beş deve için bir koyun veya keçi lâzım gelir ve yüzkırkbeş oluncaya kadar- her beş deve için bir koyun veya keçi lâzım gelir ve yüzkırkbeş olunca, iki tane üç yaşını dolduran deve ve bir tane de bir yaşını dolduran dişi deve yavrusu lâzım olur. Üç yaşını dolduran iki deve, yüzyirmi deve için ve bir yaşını dol­duran bir dişi deve yavrusu da yirmibeş deve içindir. Develerin sayısı yüzelli oluncaya kadar ve yüzelli olunca üç tane üç yaşını dolduran dişi deve lâzım gelir. Fakat develer yüzelliyi de aşınca -ikiyüz oluncaya kadar- yine her beş deve için bir koyun veya keçi lâzım gelir ve ondan sonra yine ilk hüküm uy­gulanır» demişlerdir.

Bunlar dışında kalan diğer fıkıh uleması ise, «Develerin sayısı yüzotuzu aştığı zaman, her kırk devede bir tane iki yaşını dolduran ve her elli devede de bir tane üç yaşını dolduran dişi deve lâzım gelir» demişlerdir.

tik hükmün yeniden uygulanıp uygulanmadığı hakkındaki ihtilâfın sebebi bu mevzudaki hadislerin çeşitli olmasıdır. Zira sabittir ki Peygam­ber (s.a.s) Efendimiz zekât mektubunda,

«Deve sayısının yüzyirmiyi aşanında, her kırk devede bir tane iki yasım dolduran ve her elli devede de üç yaşını dolduran bir tane deve zekât vardır» buyurmuştur [56]

Ebû Bekir b. Hazm'ın babası vasıtası ile dedesinden getirdiği rivayete göre ise, Peygamber (s.a.s) Efendimiz zekât mektubunda,

«Develerin sayısı yüzyirmiyi aştığı zaman ilk hüküm uygulanır» [57] bu­yurmuştur. Cumhur da -birinci hadis daha sabit olduğu için- birinci hadisi tercih etmiştir.

Küfe uleması ise «Ebû Bekir b. Hazm'ın hadisinde anlatılan şekil Hz. Ali ile İbn Mes'ud tarafından da söylendiği sabittir ki, böyle şeyler mevkuf hadislerdir, yani Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den işitilmezse söylenemez. Zira böyle şeyler kıyas yolu ile hükmedilemez» diyerek Ebû Bekir b. Hazm'ın hadisini tercih etmişlerdir.

imam Mâlik ile kendi tabileri ve imam Şafii arasındaki ihtilâ fin se­bebi ne gelince: Çünkü yüzyirmide üç tane kırk, yüzotuzda da iki tane kırk, bir tane elli vardır. Bu iki sayının arası ise, ne kırka, ne de elliye bölünemez. Bunun için bunlar, «bu iki sayının arası -sabit olan hadisin zahirine göre-zekâttan muaftır» demişlerdir, imam Şafii ile Ibn Kasım ise, «Buna üç tane iki yaşını dolduran dişi deve lâzım gelir» demişlerdir. Zira Ibn Şihâb'tan rivayet olunduğuna göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz zekât mektubunda,

«Develer yüzyirmibirİ bulduğu zaman, onda üç tane iki yaşını doldu­ran ve yüzotuzu bulduğu zaman da iki tane iki yaşını ve bir tane de üç yaşını dolduran dişi deve zekât vardır» [58] buyurmuştur. Şu halde tbn Mâcişûn ile îbn Kasım arasındaki ihtilâfın sebebi, sabit olan bir hadisin zahiri ile bu ha­diste bulunan tefsir arasındaki çelişmedir. Îbn Mâcişûn -sübutunda ittifak bulunduğu için- sabit olan hadisin zahirini tercih etmiş, Îbn Kasım ile tmam Şâfi ise, mücmel olan hadisi müfesser olan bu hadise hamletmişlerdir. imam Mâlik'in zekât memurunu seçenekli kılması ise -Allah bilir- bu iki hadisi te'lif etmektir. [59]


[56] Ebû Dâvûd, Zekât, 3/4, no: 1568.

[57]  Ebû Dâvûd, Merâsîl, s. 14-15; Ibn Hazm, Muhatta, 6/34.

[58] Ebû Dâvûd, Zekât, 3/4, no: 1570.

[59] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/109-111.