๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 21:01:13



Konu Başlığı: Yolculuk halinde namaz
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 21:01:13
4.Yolculuk Halinde Namaz



Bu babda iki fasıl olup birinci fasıl kasr'a (namazı kısaltmaya), ikinci fa­sıl cem'e (iki namazı birlikte kılmaya) dairdir. [353]

 

A- Yolculukta Namazları Kısaltma (Kasr):
 

Yolculukta iki namazı cem' etmenin (birlikte kılmanın) cevazında ih­tilâf olunuyorsa da, namazı kasretmenin (dört rek'ath namazları ikiye indir­mek suretiyle kısaltmanın) cevazında ihtilâf yoktur. Zira bütün ulema, yolculukta namazın kasredilebileceğinde müttefiktirler. Ancak Aişe (r.a.), şâzz bir görüşte bulunarak «Kasnn cevazı korku haline mahpustur. Çünkü Cenâb-ı Hak,

"Yolculukta bulunduğunuz zaman, eğer kâfirlerin size bir fenalık yapacağından korkarsaniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yok­tur" [354] buyurmuştur» demiştir.

Hz. Aişe (r.a.)'nin bu görüşünü savunanlar «Peygamber (s.a.s) Efendi­miz de ancak, kâfirlerin ansızın baskın yapmalanndan endişe duyduğu için namazı kasretmiştir» demektedirler.

Kasr'ın cevazında müttefik olan ulema, kasr ile ilgili olarak beş hususta ihtilâf etmişlerdir:

1- Kasrin hükmü nedir?

2- Kasr yolculuğunun mesafesi ne kadardır?

3- Kasn vacib veya caiz kılan hangi yolculuktur?

4- Yolculuğa başlarken, nereden itibaren kasr yapılabilir?

5- Yolcu, bir yerde durduğu veya durmak istediği zaman o yerde kaç gü­ne kadar kasr yapar veya yapabilir? [355]

 

1.Kasr'ın Hükmü:
 

Kasr'ın hükmü hakkında kimisi: «Vacib-i muayyen (belirli vacib)'dir», kimisi «-Yemin keffareti gibi- vacib-i muhayyer (seçimli vacib) olup yolcu, kasr ile itmam (tamamlama) arasında serbesttir», kimisi «Sünnettir», kimisi de «Ruhsattır» demiştir.

Birincisini îmanı Ebû Hanife ile ta'bileri ve bütün Küfe uleması, ikinci­sini îmam Şafii'nin tabileri, üçüncüsünü, -kendisinden gelen en meşhur riva­yete göre- îmam Mâlik, dördüncüsünü de, -kendisinden gelen en meşhur rivayete göre- îmam Şafii söylemiştir. îmam Şafii'nin en fazla tutunan görü­şü budur.

Bu ihtilâfın sebebi; makul mânâ, naklolunan lafzın sigasıyla, fiili delilin de, hem ma'kul mânâ, hem de menkul lafzın sigasıyla çelişmesidir. Zira namazın yolculukta kısaltılmasından, yolculuğun zor ve meşakkatli bir hal olduğu için yolcuya gösterilen bir aıhsat ve kolaylık olduğu sezilmekte­dir. Nasıl ki yolcuya, oruç tutmak ve benzeri birçok kolaylık tanınmıştır.

Nitekim, Ya'la b. Ümeyye'nin «Hz. Ömer (r.a.)'e: Cenâb-ı Hak:

"Eğer kâfirlerin size bir fenalık yapacağından korkarsamz" diye namazı kısaltabilmemizi bir şarta bağla­mıştır. Halbuki biz -yolculukta böyle bir durum olmasa da- namazımızı kı­saltırız. Bu nasıl olur? diye sordum. Hz. Ömer: Senin bu düşündüğünü ben de düşündüm ve Peygamber (s.a.s)'e sordum: Bana:

(<bu, Cenâb-ı ALLAH ta­rafından size verilen bir sadakadır. ALLAH'ın sadakasını reddetmeyiniz» bu­yurdu, dedi» [356] mealindeki hadisi de bunu te'yid etmektedir. Çünkü bundan da kasrın bir ruhsat olduğu anlaşılmaktadır.

Ebû Kulâbe'nin, Benî Amr kabilesinden bir adamın Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yanına gelip, Efendimiz'in (s.a.s) kendisine:

«Cenâb-ı ALLAH, yolcu üzerinden orucu ve namazın yarısını indirmiştir» [357]buyurduğuna da­ir hadisi de keza ruhsat olduğunu göstermektedir. Bu iki hadis de sahih hadis­ler arasında yer almışlardır. İşte bütün bunlar kasnn ne vacib, ne de sünnet ol­duğunu, belki müslümanlara bahşedilen bir kolaylık ve hafifletme olduğunu göstermektedirler.

Sıhhati üzerinde ittifak edilen Hz. Âişe (r.a.)'nin «Namaz ikişer rek'at olarak farz kılınmıştı. Sonradan yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı da,

hazar halindeki namaza iki rek'at daha eklendi» [358] hadisi ile, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in fiili, bunlarla çelişmektedirler. Zira Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in, bütün yolculuklarında namazlarını kasrettiği rivayet olunmuş [359] ve hiçbirinde namazını tam kıldığı -sıhhatli olarak- rivayet olunmamıştır. İşte bu durumdur ki, yolculukta namazın kasrını vacib-i muhayyer veya sün­net görenleri bu görüşe sevketmiştir. Çünkü Peygamber (s.a.s) Efendimiz ta­rafından terk olunmayan bir şeyin ya vacib-i muhayyer, ya sünnet ya vacib-i muayyen olması lâzım gelmektedir. Fakat vacib-i muayyen olmasına yolcu­lukta namazı kasretmekten sezilen mânâ, ruhsat olmasına da naklolunan la­fız mani olmaktadır. Şu halde ya vacib-i muhayyer veya sünnettir. Bunların mes'eleyi bu şekilde yorumlamaları delilleri te'lif etme yollarının bir çeşidi­dir.

Bunlar, Hz. Âişe (r.a.)'nin "Tamam kılardı" hadisine de [360] «Ma'lûldur. Çünkü meşhurdur ki Hz. Âişe (r.a.) yolculukta namazını tam kılardı» demiş­lerdir. Atâ da Hz. Âişe (r.a.)'den «Peygamber (s.a.s) yolculukta namazını kâh tamam kılar, kâh kısalardı, kâh oruç tutar, kâh tutmazdı, kâh öğle na­mazını ikindiye bırakır kâh ikindi namazını öğle namazı ile birlikte kılardı, kâh akşam namazım yatsıya bırakır, kâh yatsıyı akşam namazı üzerine geti­rirdi» [361]diye rivayet etmiştir.

Vacibi muayyen olmasına da Enes'in hadisi manidir. Ebû Nüceyh Mekkî de «Muhammed (s.a.s)'in ashabı, birlikte yolculuk yaparlardı. Kimi namazını tamam kılardı, kimi kasrederdi, kimi oruç tutar, kimi tutmazdı. Ne bunlar onları, ne de onlar bunları ayıplamazlardı»[362] demiştir. [363]

 

2.Yolculuğun Mesafesi:
 

Bu mevzuda, ulemanın ihtilâf ettiği ikinci mes'ele, namazın kasroluna-bileceği yolculuğun mesafesidir. Ulemâ bunda da bir hayli ihtilâf etmişler­dir. İmam Mâlik, İmam Şafii, İmam Ahmed ve büyük bir kitle, «Dört be-rid'ten, yani normal yürüyüşle bir günlük mesafeden az olan bir yolculukta namaz kısaltılamaz» demişlerdir.

İmam Ebû Hanife ile tabileri ve Küfe uleması «Namazın kısaltılabile-ceği mesafenin en azı, -yöndeğisürmemek şartıyla- üç günlüktür» demişler­dir.                                                                                      

Zahirîler ise «Muayyen mesafe şart değildir. Uzak olsun, yakın olsun her yolculukta namaz kısaltılabilir» demişlerdir.

Bu ihtilâfda, hükmün sebebi ile hükmü bildiren lafzın birbirleriyle çelişmesinden doğmuştur. Çünkü namazı kısaltabilmenin yolculuk haline mahsus olmasından, -oruçta olduğu gibi- bunda da yolculuk meşakkatinin sebep olduğu anlaşılmaktadır. Durum böyle olunca da, meşakkatli olmayan az mesafeli yolculuklar da kasredilmemesi lâzım gelir.

Bunu nazara almayıp da sırf lafza bakanlar ise; Peygamber (s.a.s) Efen­dimiz «Cenâb-ı ALLAH yolcudan orucu ve

namazın yarısını indirmiştir» bu­yurmuştur. Şu halde, kendisine yolcu denilen herkes oruç tutmayabilir ve namazını kısaltabilir demiş ve bunu Müslim'in Hz. Ömer (r.a.)'den rivayet etti­ği «Peygamber (s.a.s) onyedi mil civarında olan mesafelerde namazını kasrederdi» [364] hadisi ile de te'yid etmişlerdir.

Bir cemaat de -yukarıda söylediğimiz gibi- beşinci bir görüşte bulunup, «Ancak korku halinde olan kimse namazını kısaltabilir. Zira Cenâb-ı Hak "Eğer kâfirlerin size fenalık yapacağından korkarsanız" buyurarak namazın kısaltılabilmesi için korkuyu şart kılmıştır» demişlerdir. Bunun da Hz. Aişe (r.a.)'nin görüşü olduğunu ve Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den de ancak korktuğu zamanlarda namazını kasretmiş olduğunu söylemişlerdir.

Hükme, yolculuğun meşakkatli olduğunu sebep görenlerin mesafe miktarında ihtilâf etmelerinin sebebi ise, ashab-ıkiramın bu hususta ihtilâf etmeleridir. İmam Mâlik'in rivayetine göre İbn Ömer ile İbn Abbas dört beridlik mesafeyi şart görürlerdi. Üç günlük mesafenin şart olması da îbn Mes'ud ile Hz. Osman (r.a.)'dan rivayet olunmuştur. [365]



[353] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/335.

[354] Nisa, 4/101.

[355] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/336-337.

[356] Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn, 6/1, no: 686; Ebû Dâvûtî, Salât, 2/279, no: 1199.

[357] Tahâvî, Şerhu Meâni'l-Asâr, 1/422.

[358] Buharı, Menâkıb, 63/48, no: 3935; Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn, 6/1, no: 685.

[359] Dârakutnî, 2/189, no: 44.

[360] Buhârî, Taksîrü's-Salât, 18/5, no: 1090.

[361] Dârakutnî, 2/189, no: 44; Beyhâkî, 3/141.

[362] Beyhâkî, 3/145.                                                    

[363] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/337-338.

[364] Müslim, Salâtü'l-Müsâfirtn, 6/1, no: 692.

[365] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/338-339.



Konu Başlığı: Ynt: Yolculuk halinde namaz
Gönderen: Ceren üzerinde 17 Ocak 2020, 20:40:16
Esselamu aleyküm.kolaylik sağlayan İslam dinine binler kez sübhanallah...


Konu Başlığı: Ynt: Yolculuk halinde namaz
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Ocak 2020, 04:18:32
Aleyküm selâm. Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Yolculuk halinde namaz
Gönderen: Mehmed. üzerinde 20 Ocak 2020, 09:16:40
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun