๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 17:45:30



Konu Başlığı: Yeminler kitabı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 17:45:30
13 YEMİNLER KİTABI


Bu bahis iki bölümdür. Birinci bölüm yeminin çeşit ve hükümleri, ikin­ci bölüm keffaret ödemeyi gerektiren yeminler ve hükümleri hakkındadır. [1]

 

53. Yeminin Çeşitleri ve Hükümleri
 

Bu bölüm üç fasıldır. Birinci fasıl caiz olan ve olmayan, ikinci fasıl lâzım gelen ve gelmeyen, üçüncü fasıl da keffaretle kalkan ve kalkmayan ye­minlerin beyanı hakkındadır. [2]

 

1. Mubah Olan ve Olmayan Yeminler:
 

Cumhur, bazı şeylere yemin etmenin caiz olup bazı şeylere caiz olmadı­ğında müttefik ise de, yemin edilmesi caiz olan ve olmayan şeyler hakkında ihtilâf etmişlerdir.

Kimisi «Şeriatte caiz olan yemin, sadece Allah'a edilen yeminlerdir. Allah'tan başkasına yemin eden kimse günah işlemiş olur» demiştir.

Kimisi de «Dinen kutsal sayılan şeylerin hepsine yemin etmek caizdir» demiştir.

Caiz olan yemin yalnız Allah'a edilen yeminlerdir diyenler, Allah'ın bü­tün isimlerine yemin etmenin cevazında müttefik iseler de, Allah'ın sıfat ve fiillerine yemin etmenin caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Dinen kutsal sayılan şeylere yemin etmenin caiz olup olmadığındaki ih tilâfın sebebi, Kur'an-ı Kerim'in zahiri ile bu husus hakkında varid oian hadis arasın­da bulunan çelişmedir. Zira Cenâb-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de:

"Burçları bulunan göğe and olsun" [3] ve

"Batmakta olan yıldıza and olsun" [4] gibi birçok şeylere yemin ettiği halde sabittir ki Peygamber (s.a.s) Efendimiz,

«Cenâb-ı Allah sizlerin atalarınıza yemin etmenizi yasak etmektedir. Kim yemin etmek isterse ya Allah'a yemin etsin ya da hiç yemin etmeyip sussun»
[5] buyurmuştur: «Kur'an-ı Kerim'de Allah'tan başkasına yapılan ye­minlerde bir mukadder vardır, yani 'Göğün rabbine, yıldızın rabbine and ol­sun' mânâsmdadır», demek suretiyle Kur'an ile hadisi te'lif edenler: «Allah'tan başkasına yemin etmek caiz değildir» demişlerdir. Kur'an ile Hadisi «Hadisten maksat, Allah'tan başka hiçbir şeye yemin etmeyiniz demek de­ğildir, -atalarınıza yemin etmeyiniz sözünden de anlaşıldığı üzere dinen kutsal sayılmayan şeyleri kutsalîaştırmayınız demektir» şeklinde te'lif eden­ler ise: «Dinen kutsal sayılan şeylere yemin etmek caizdir» demişlerdir. Şu halde bu ihtilâfın sebebi Kur'an-ı Kerim'in âyetleri ile bu hadisin tefsi­rinde ihtilâf etmeleridir. Cenâb-ı Allah'ın sıfat ve fiillerine de yemin etmenin caiz olmadığı görüşü ise zayıfhr. Bu ihtilâfın sebebi de, hadisteki «Al­lah'a yemin etsin» emri; yalnız Allah'ın adına mı mahsustur, yoksa onun sıfat ve fiillerine de şamil midir diye ihtilâf etmeleridir. Hükmü Allah'ın yalnız adına mahsus görmek, her ne kadar Lahmî tarafından Muhammed b. Mev-vaz'dan Mâlikî mezhebinin görüşü diye rivayet olunmuşsa da, büyük taas­sup olup zahirilerin mezhebine daha yakındır. Bir cemaat da büsbütün cumhurdan ayrılarak, 'Allah'a da yemin etmek caiz değildir' demiş ise de, bu görüş hadisin nass'ına muhaliftir[6]

 

2. Lağv ve Mün'akid'e Yeminleri:


Cenâb-ı Hak, "Allah size, lağv olan yeminlerinizden dolayı hesap sormaz. Fakat bile bile ettiğiniz yeminlerden hesap sorar" [7]buyurduğu için, ulema ye­minler içinde bazılarının mün'akit olduğunda ve bazılarının da lağv olup mün'akit olmadığında müttefiktirler. Fakat lâfv olduğu için mün'akit olma­yan yeminler hangisidir diye ihtilâf etmişlerdir.

imam Mâlik ile îmam Ebû Hanife *Lağv olan yemin, doğru olduğuna inandığı bir şey hakkında 'Vallahi bu böyledir'diye yemin elikten sonra ya­nıldığım anlayan kimsenin yeminidir' demişlerdir. îmam Şafii «Lağv olan yemin, kişinin konuşmaları arasında 'Evet vallah, hayır vallah* dediği gibi dilinin alıştığı ve yemin kastı ile söylemediği yemin lafızlarıdır» demiştir, imam Mâlik bu görüşü Muvatta'da Hz. Âişe'den rivayet etmiştir. Birinci gö­rüş de, Hasan b. Ebu'l-Hasan, Katâde, Mücâhid ve İbrahim en-Nehâî'den rivayet olunmuştur. Kimisi «Lağv olan yemin kişinin kızdığı anlarda ettiği yeminlerdir» demiştir.

imam Mâlik'in tabilerinden Kadı ismail bu görüştedir. Kimisi de «Lağv olan yemin •Vallahi ben falan adamı öldüreceğim, ya da falanca adamla ko­nuşmayacağım' gibi günah olan işler için yapılan yeminlerdir» demiştir. Bu görüş de İbn Abbas'tan rivayet olunmuştur. Lağv olan yemin hakkında bir beşinci görüş daha vardır ki o da, kişinin, kendisine helâl olan herhangi bir yemeği yemeyeceğim diye ettiği yemindir.

Buihtilâfın sebebi, âyet-i kerimede geçen lâğv kelimesinin müşte­rek (çok anlamlı) olup Arap dilinde çeşitli mânâlarda kullanılmasıdır. Zira bu kelime, "Kâfirler, 'Bu Kur'an'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın' der­ler"[8] âyet-i kerimesinde olduğu gibi bazan boş sözler demektir, bazan da, rastgele söylenen ve mânâsı düşünülmeyen söz demektir. Bu mânânın zıddı olan bile bile edilip pekiştirilen yeminin mün'akit olmasından, âyetteki lağ­vın bu mânâda kullanıldığı anlaşılmaktadır. Lağvın öfke halinde edilen ye­min olduğunu ya da «Vallahi şu günahı işleyeceğim» veyahut «Bu yemeği yemeyeceğim» gibi şeriatın başka yerlerde, edilmesinden bir şey lâzım gel­mediğini söylediği yeminler olduğunu söyleyenler ise, «Lağv burada şeria­tın örfünde mevcut olan mânâda kullanılmıştır» demişlerdir. Yani bu âyette­ki lağvdan murad şeriatın

«Zorla yaptırılan boşamalar hükümsüzdür» [9] gibi başka yerlerde hükümsüz olduğunu söylediği yeminlerdir. Fakat en za­hir olan mânâ birinci ile ikinci mânâlardır, yani imam Mâlik ile İmam Şafii'nin seçtikleri mânâlardır. [10]



[1] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/281.

[2] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/283.

[3] Târik, 86/1.

[4] Necm,53/l

[5] Buhârî, Edeb, 78/74, no: 6108.

[6] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/283-284.

[7] Mâide, 5/89.

 

[8] Fussılet, 41/26.

[9]  Ahmed, 6/276; Ebû Dâvûd, Talâk, 7/8, no: 2193.

[10] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/284-285.