๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:44:34



Konu Başlığı: Yatsı namazının vakti
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:44:34
d- Yatsı Namazının Vakti:



Yatsı namazı vaktinin başlangıcı ve bitimi hakkında da ihtilâf etmişler­dir, imam Mâlik, îmam Şâfıi ve bir grup: «Yatsı namazının vakti, gün batışı­nı takibeden kırmızılığın kaybolması ile başlar» demişlerdir.

îmam Ebû Hanife: «Bu kırmızılıktan sonraki beyazlığın da kaybolması gerekir» demiştir.

Bu mes'eledeki ihtilâflarının sebebi, ŞAFAK kelimesinin Arap dilinde müşterek anlamlı bir kelime olmasındandır. Zira Arap dilinde FECÎR nasıl iki tane ise, ŞAFAK da -kırmızılık ve beyazlık olmak üzere- iki ta­nedir. Beyazlık olan şafağın kaybolmasından sonra gecenin başlaması lâzımdır. FECR-IKÂZİB denilen ince beyazlığın doğması ile gece sona er­mez. Ancak, ufku kaplayan beyaz fecirden sonradır ki akşamki larmızılık gibi bir kırmızılık doğar.

Şu halde, -FECR-I KÂZİB, FECR-Î SADIK, kırmızılık ve güneş olmak üzere- gökyüzünde doğanlar nasıl dört tane ise, batanların da dört tane olma­sı gerekir. Bunun içindir ki, Halil'den hikâye edilen «Ben beyazlığı gözledim de gecenin üçte birine kadar devam ettiğini gördüm» şeklindeki iddiası hem kıyas, hem de deneme ile yanlıştır. Çünkü Büreyde ve Cebrail (a.s.)'in hadis­leri ile sabittir ki Peygamber (s.a.s) Efendimiz birinci günde yatsı namazını şafağın kaybolduğu sırada kılmıştır.[35]

Hadis ulemasının bunda ihtilâfları yoktur. Cumhur kendi görüşünü, «ayın ikinci gecesinde yatsı namazını ayın batması sırasında kılardı» diye sabit olan hadisi ile tercih etmiştir.

îmam Ebû Hanife de kendi görüşünü, yatsı namazının te'hirinin fazileti­ne dair hadislerle ve,

 «Ümmetime acımasaydım bu namazı gece yansına bırakırdım»[36] ha­disi ile tercih etmiştir.

Yatsı namazı vaktinin sonu hakkında da üç çeşit görüşte bulunulmuş­tur. Kimisi; gecenin üçte birine, kimisi; yansına, kimisi; fecrin doğuşuna ka­dardır, demiştir.

Birinci görüş İmam Şâfıi ile imam Ebû Hanife'nin ve imam Mâlik'in de meşhur olan görüşüdür, ikinci görüş de yine imam Mâlik'ten rivayet olun­muştur. Üçüncü görüş ise imam Davud'undur.

Bu ihtilâfın sebebi de, yine hadislerin çelişmesidir. Cebrail (a.s.)'in imamet hadisinde, Cebrail (a.s.)'in Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e ikinci ge­cede yatsı namazını gecenin üçte biri gittiği sırada kıldırdığı, Enes'in hadi­sinde ise Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yatsı namazını gece yansına bırak­tığı anlatılmaktadır.[37] Aynca Ebû Said el-Hudrî ile Ebû Hüreyre'nin riva­yetlerine göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz, yukanda metnini verdiğimiz hadiste «Eğer ümmetime acımasaydım yatsı namazını gece yarısına te'hir ederdim» [38] buyurmuştur.

Ebû Katâde'nin hadisinde de Peygamber (s.a.s) Efendimiz:

«(Yatsı namazını kılmadan) yatmakla ihmal yoktur. İhmal, namazı -di­ğer namazın vakti girinceye kadar- te'hir etmektir» [39] buyurmuştur.

Cebrail (a.s.)'in imamet hadisini tercih edenler "Yatsı namazı vaktinin sonu, gecenin üçte biridir" demişlerdir. Enes'in hadisini tercih edenler "Gece yarisıdır", demişlerdir. Zahirîler de Ebû Katâde'nin hadisine dayanıp: «Bu hadis âmm'dır ve imamet hadisinden sonra varid olduğu için onu neshetmiş-îir. Şayet nesh etmemiş olsaydı, aralanndaki çelişme ikisini de hükümsüz bı­rakırdı ki o zaman da, icma' halinin istishabına (aynen bırakılmasına) gidil­meli idi. Çünkü, yatsı vaktinin fecrin doğması ile sona erdiğinde ittifak var­dır» demişlerdir. [40]


[35] Ebû Dâvûd, Salât, 2/7, no: 419.

[36] Ebû Dâvûd, Salât, 1/7, no: 422; Nesâî, 1/268.

[37] Buhâfî, Mevâkitü's-Salât, 9/25, no: 572

[38] Tiimirf. Salât, 2/124, no: 167; İbn Mâce, Salât, 2/8, no: 691

[39] Ebû Dâvûd, Salât, 2/11, no: 441

[40] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/229-230.