๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 17:59:03



Konu Başlığı: Vekalet kitabi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 17:59:03
45 .VEKÂLET KİTABI


Bu bahis üç bâbtan ibaret olup birinci bâb vekâletin rükünleri» ikinci bâb vekâletin hükümleri, üçüncü bâb da, vekil ile müvekkilin anlaşmazlıkları hakkındadır. [1]

 

137. Vekâletin Rükünleri
 

Vekâletin rükünleri -müvekkil, vekil, vekil tutulan şey ve vekil tutma akdi olmak üzere- dörttür. [2]

 

1. Müvekkil:
 

Fukaha; hastanın, kadının ve hazır bulunmayan erkeğin, bizzat kendile­rinin yapabildikleri işlerde başkalarını vekil tutabildiklerinde müttefiktirler. Fakat hazır bulunan ve hasta olmayan erkeğin vekil tutması caiz midir, değil midir diye ihtilaf etmişlerdir.

îmam Mâlik ile îmam Şafiî «Caizdir» demişlerse de, İmam Ebû Hanife, «Erkek olsun, kadın olsun, hasta olmayan bir kimsenin hazır bulunduğu bir işte vekil tutması caiz değildir. Ancak, eğer kadın dışan çıkmak itiyadında değilse vekil tutabilir» demiştir.

«Bir zaruret olmadıkça asıl, herkesin kendi işini kendisinin yapması­dır» diyenler, «Başkası yerine iş görebilmesinde ihtilaf edilen kimselerin, başkası yerine iş görmeleri caiz değildir» demişlerdir. «Asıl, cevazdır» di­yenler de, «Namaz ve benzeri bir ibâdeti, bir kimsenin bir diğer kimse yerine yapmasının geçerli olmadığında icma bulunan şeyler dışında, vekil tutmak caizdir» demişlerdir. [3]

 

2. Vekil:                          
      

Vekilin şartlarından biri; vekilin, tutulduğu işi yapmaktan şeriatça men edilmemiş olmasıdır. Şu halde evlenme akdini yapmak için ne çocuğu, ne deliyi ve ne de -İmam Mâlik ile İmam Şafiî'ye göre- kadını vekil yapmak caiz değildir. Çünkü İmam Şafiî'ye göre kadın, evlenme akdini ne bizzat yapabi­lir, ne de vekil tutmak suretiyle başkasına yaptırabilir. İmam Mâlik'e göre ise, bizzat yapamaz, fakat vekil tutabilir.   [4]

            

3. Vekâletin Konusu:
 
Vekil tutulan şeyin şartı - o şeyin satış, kefalet, ortaklık, vekâlet, kirala­ma, müsâkât, evlenme, boşanma, hulû' ve sulh akidleri gibi- başkası yerine yapılabilen şeylerden olmasıdır. Vekâlet, namaz ve oruç gibi bedenî ibadet­lerde caiz değildir. Fakat zekât, sadaka ve hac gibi malî ibadetlerde caizdir. İmam Mâlik'e göre davalarda ikrar ve inkârın ikisinde de vekâlet caizdir, îmam Şafiî ise, iki kavlinden birinde «İkrarda caiz değildir» demiştir. îmanı Şafiî, ikrarı şahitlik ve yemine kıyas etmiştir. îmam Mâlik'e göre her çeşit kı­sas almada vekâlet caizdir. îmam Şafiî'nin ise, müvekkilin hazır bulunması şartı ile caiz olduğuna dair bir kavli vardır. Diğer kavlinde ise, caiz olmadığı­nı söylemiştir.

İkrarda vekaletin caiz olduğunu söyleyenler de, mutlak dava için vekil tutulduğu zaman ikrarı da içine alır mı, almaz mı diye ihtilaf etmişlerdir, îmam Mâlik «îkrar, mutlak davaya girmez» İmam Ebû Hanife: «Girer» demiştir. [5]

 

4. Vekil Tutma Akdi:
 

Vekil tutma akdi de, diğer akidler gibi «Seni vekil tuttum» ve «Senin ! vekâletini kabul ettim» gibi icab ve kabul ile oluşan bir akidtir. Vekâlet akdi, feshi caiz olmayan akidlerden olmayıp -bu akdin hükümleri bahsinde söyleyeceğimiz gibi- bozulabilen bir akidtir. İmam Mâlik'e göre, vekâlet -genel ve özel olmak üzere- iki çeşittir. Genel vekâlet; herhangi bir şeyin veya işin adı­nı vermeksizin «seni kendime vekil ettim» gibi umumi bir deyim kullanılan vekâlet akdidir. Çünkü İmam Mâlik'e göre, bir işin adı verildiği zaman veki­lin o işten başka bir şey için yetkisi olamaz. îmam Şafiî ise, «Herhangi bir kimseye genel olarak vekâlet vermek caiz değildir ve bu aynı zamanda da ga-rardır. Vekâlet ancak, belirtilen ve sınırlan tayin edilen işlerde caizdir» de­miştir, ki en uygun olanı da budur. Zira vekâlette asıl, cevazında icma' edilen şeylerden başka işlerde caiz olmamasıdır. [6]


[1] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/47.

[2] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/49.

[3] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/49.

[4] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/49.

[5] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/50.

[6] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/50.