Konu Başlığı: Ümmül veled kitabı Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 18:17:59 57. ÜMMÜ'L-VELED (Efendisinden Çocuk Yapan Cariye) KİTABI 167. Ümmü'l-Veled'in Haklan ve Görevleri Ümmü'l-veled; efendisinden çocuk doğurmuş olan cariye demektir. Bu baba dair konuşmamız, "Ümmü'l-veled olan cariye satılabilir mi, satılamaz mı? Şayet satılamıyorsa, ne zaman ve ne ile Ümmü'l-veled olur da, efendisine karşı kendisinde kölelik hükmü kalmaz? Ne zaman azad olur?" meseleleri hakkındadır. [1] 1. Ümmü'l-Veled'in Satışı: Ashab-ı Kiram devrinden beri, Ümmü'l-veled olan cariyenin satılıp sa-tılamadığı konusu, ihtilaf edilegelen bir konudur. Sabittir ki Hz. Ömer, «Ümmü'l-veled olan cariye satılamaz ve efendisi öldüğü zaman efendisinin ana malından azatlanmış olur» diye hükmederdi. Bunun gibi bir hüküm Hz. Osman'dan da rivayet olunmuştur. Tabiînin çoğu ve fukahanın cumhuru da bu görüştedirler. Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali, îbn Abbas, Ibn Zübeyir, Câbir b. Abdullah ve Ebû Said el-Hudrî ise, Ümmü'l-veled olan cariyenin satışım caiz görürlerdi. Fukahadan da Zahirîler bu görüştedirler. Câbir ile Ebû Said el-Hudrî, «Biz Ümmü'l-veled olan cariyelerimizi, Peygamber Efendimiz aramızda olduğu halde satardık. Peygamber Efendimiz bunda sakınca görmezdi» [2] demişlerdir. Bu görüşe sahip olanlar aynca Câbir'in «Ümmü'l-veled olan cariyeleri Peygamber Efendimizle Hz. Ebû Bekir'in devirlerinde ve Hz. Ömer'in devri başlangıcında satardık. Sonra Hz. Ömer bizi onları satmaktan menetti» [3] mealindeki hadisi ile ihticac etmişlerdir. Zahirîlerin bu meselede dayandıkları delillerden biri de, «İcma halinin istishabı» diye adlandırılan istidlal şeklidir. Zira Zahirîler «Ümmü'l-veled olan cariye henüz efendisinden çocuk doğurmamışken efendisinin mülkü olduğunda icma' bulunduğuna göre, çocuk doğurduktan sonra da -aksini gösteren bir delil bulunmadıkça- mülkü olması lazım gelir» derler. Usûl-ü fıkıh kitaplarından da bunun kuvvetli bir delil olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki bu delil kıyası kabul edenlere göre sahih değildir. Ancak kıyası inkâr edenler, bu şekilde istidlal edebilirler. Tahmin ederim ki cumhur da, Zahirîlere buna benzer bir delil getirerek «Cariye hamile iken satışının caiz olmadığında icma' bulunduğunu bilmiyor musunuz? Şu halde doğum yaptıktan sonra da bu durumun devam etmesi lazım gelmez mi?» demişlerdir. Ne var ki Zahirî ulemasından sonrakileri bu delile, «Cariyenin hamile iken satışının caiz olmadığını kim söylemiştir?» diye itiraz ederler. Cumhurun bu konuda dayandığı delillerden biri de, Peygamber Efendi-miz'in, cariyesi Mâriye'nin, Peygamber Efendimizin oğlu ibrahim'i doğurduğu zaman hakkında buyurduğu rivayet olunan, «Çocuğu onu azatladı» [4] hadisidir. Cumhurun delillerinden biri de, İbn Abbas 'in Peygamber Efendimizden buyurduğunu rivayet ettiği «Hangi kadın efendisinden çocuk doğurursa, o kadın efendisi Öldüğü zaman hürdür» [5] hadisidir. Fakat bu her iki hadis de hadis ulemasınca sıhhati sabit hadislerden değillerdir. Ebû Ömer b. Abdilberr bunu söylemiştir. Ebû Ömer, de -ALLAH rahmet eylesin- bu işin ehlidir. Cumhur, -tahmin ederim ki- aklî yönden de, "Cariye efendisinden çocuk doğurunca bir değer kazanmış olur. Zira çocuk kendisi ile efendisi arasında kuvvetli bir bağdır» diye delil getirmiş ve Hz. Ömer'den de, Ümmü'l-veled olan cariyeyi satmanın caiz olmadığı görüşünde bununla istidlal ederek, «Etlerimiz etlerine ve kanlarımız kanlarına karışmıştır» dediğini rivayet etmiştir. [6] 2. Cariyenin Ümmü" l-Veled Oluşu: Ulema müttefiktirler ki, kişi cariyeye malik olduktan sonra eğer cariye ondan gebe kalırsa, onun Ümmü'l-veled'i olur. Fakat cariye kendisinden gebe kaldıktan veyahut çocuk doğurduktan sonra, eğer cariyeye malik olursa, ona Ümmü'l-veled olur mu, olmaz mı diye ihtilaf etmişlerdir. İmam Ebû Ha-nife «Böyle de olsa ona Ümmü'l-veled olur» demiştir. İmam Mâlik'ten ise bu hususta değişik rivayetler gelmiştir. Bununla beraber kıyas, bütün hallerde ona Ümmü'l-veled olmasını gerektirmektedir. Zira kişinin, çocuklarının annesini satması, fazilet ve üstün ahlâk ile bağdaşabilecek bir davranış değildir. Oysa, Peygamber Efendimiz, «Ben ancak ahlâk üstünlüklerini tamamlamak İçin gönderilmiş bulunuyorum» [7] buyurmuştur. [8] [1] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/213. [2] Abdürrczzak, 7/288, no: 13210; Ibn Mâce,M, 19/2, no: 2517. [3] Ebû Dâvûd, Itk, 23/8, no: 3954. [4] İbn Mâce./tf, 19/2, no: 2516. [5] Ahmed, 1/317; İbn MÛce, /(*, 19/2, no: 2515. [6] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/213-214. [7] Mâlik, Hüsnü' l-Huîk, 47/1, no: 8. [8] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/214-215. |