๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 18:25:22



Konu Başlığı: Teyemmüm vuruşlarının sayısı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 18:25:22
2. Teyemmüm Vuruşlarının Sayısı:


Teyemmümde elleri kaç defa toprağa vurmak lazımdırdiye ihtilâf etmislerdir. Kimisi bir defa; kimisi, iki defa vurmak lâzımdır demiştir. İki defa vurmak lâzımdır diyenlerden de kimisi, -ki bunlar cumhûr'dur ve cumhur de­diğim zaman îmam Mâlik, îmam Şafii ve îmam Ebû Hamfe'nin içinde bu­lunduğu büyük çoğunluğu kastediyorum bir vuruş yüz için, bir vuruş da el­ler içindir, kimisi de yüz ve ellerin her biri için ikişer vuruş gerekir demiştir.[23]

Bu ihtilâfın sebebi, bu husustaki âyette bir açıklık bulunmaması, ha­dislerin de birbirleriyle çelişmesi ve teyemmümün bütün yönleri ile abdest gibi olduğunda ittifak edilmemesidir. Ammar'ın hadisinde, yüz ve eller için bir vuruşun kâfi olduğu anlaşılmakta ise de, diğer hadislerde iki vuruş riva­yet olunmaktadır. Bunun için cumhur: teyemmüm de abdest gibidir diyerek diğer hadisleri Ammar'ın hadisine tercih etmiştir. [24]

 

 

3. Toprağın Teyemmüm Organlarına Ulaştırılması:
 

îmam Şafii, îmam Mâlik ile îmam Ebû Hanife'den ayrılarak toprağı te­yemmüm uzuvlarına ulaştırmanın vücubunu söylemiştir.

Bunun sebebi "O topraktan yüzlerinize ve ellerinize sürünüz"

âyet-i kerime'sindeki «MÎN» har­finden, ba'ziyet (parça) ve cinsin beyanı mânâlarından hangisinin murad ol­duğu kesin olarak bilinmemesidir. Ba'ziyet için olduğunu söyleyenler, top­rağın uzuvlara yetiştirilmesinin vacib olduğunu, cinsin beyanı içindir diyen­ler ise, vacib olmadığını söylemişlerdir. İmam Şâfü, teyemmümü abdeste kıyas ettiği için birinci mânâyı tercih etmiştir. Fakat gerek Ammar'ın hadisi, gerek Peygamber (s.a.s) Efendimizin ellerini duvara vurarak teyemmüm et­tiğine dair hadis, bu kıyas ile çelişmektedir. Çünkü Ammar'ın hadisinde, «Ellerine üfledikten sonra» kaydı bulunmaktadır

Şunu da bilmelisin ki, abdestte tertip ve muvâlâtın (aralıksız oluşun) vü-cubunda nasıl ihtilâf edilmişse, aynı ihtilâf teyemmümde de vardır ve orada­ki ihtilâfın sebepleri ne ise burda da sebepler aynıdır. Onun için bir daha tek­rar etmek manasızdır. [25]


[23] bkz. İbn Abdilberr, Istizkâr, 2/12-13.

[24] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/176.

[25] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/177-178.