๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Şubat 2011, 17:48:56



Konu Başlığı: Temettü haccının kefareti
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Şubat 2011, 17:48:56
4. Temettü'Haccı'nın Kefareti:



Daha önce mealini verdiğimiz
Ayet-i kerimede 174 tanzim edilen temettü haccı keffaretinin vücubunda ulema ittifak etmişlerdir. Ancak, temettü' haccımn ne olduğu hakkında ihtilâf etmişlerdir, ki bu ihtilâfı yukarıda anlattık. Temettü' haccı keffaretinin bahsi de -baş traşı keffaretinin bahsi gibi- bu keffaretin kime vacib olduğu, bu keffarette ne vacib olduğu ve ne zaman vacib olduğu ve kimlere nerede verilmesi gerektiği mevzularıyla ilgilidir.
Ulema bu keffarette vacib olan şeyin cinsinde ihtilâf etmişlerdir. Cumhur,
175 âyet-i kerimesinde geçen hedy'den maksat bir küçük baş hayvandır» demiştir.
îmam Mâlik buna «Çünkü avlanma cezasına dair, 176 kavl-i celilinde bir küçük baş hayvana hedy denilmiştir. Zira icma' ile malumdurki avlanma cezasında bazan bir küçük baş hayvan vacib olur» diye ihticac etmiştir.
îbn Ömer ise «Hedy ismi deve ve sığırdan başka hayvanlarda kullanılmaz ve kavl-i celilinden murad da, "Ne ki bulabilirseniz" demektir» demiştir.
Ulema bu keffaretin müretteb (sıralı) olduğunda müttefik olup, «Kişi hedy'i bulabildiği müddetçe oruç keffaretine geçemez» demişlerdir.
Ancak bu keffaretin hedy'den oruca geçiş süresinde ihtilâf etmişlerdir.
îmam Mâlik «Kişinin oruca başlaması ile hedy'in vücub süresi bitmiş olur, bundan sonra hedy'i bulsa bile onu vermek zorunda değildir» demiştir, îmam Ebû Hanife ise «Orucun ilk Uç günü daha bitmemişken eğer hedy'i bulursa, ona yine hedy vacibtir. Fakat orucun son yedi günü esnasında hedy'i bulmanın bir tesiri yoktur» demiştir. Bu mes'ele de, teyemmümle namaz kı-
larken namaz içinde suyu bulan kimse mes'elesine benzer.
Bu ihtilâfın sebebi, herhangi bir ibadetin başlangıcında şart olan bir şeyin o ibadetin devamında da şart olup olmadığında ihtilâf etmeleridir. İmam Ebû Hanife'nin, orucun ilk üç günü ile son yedi günü arasında ayınm yapmasının sebebi de, ona göre orucun ilk üç.gününün hedy'e bedel iken son yedi gününün hedy'e bedel olmayışıdır.
Ulema «Kişi orucun ilk üç gününü Zülhicce de tutarsa zamanında tutmuş olur» demişlerdir. Zira Cenâb-ı Hak,
"Bunun keffareti hac günlerinde üç gün oruç tutmaktır" 177 buyurmuştur ve Zülhicce ayının ilk on gününün hac günleri olduğunda da ihtilâf yoktur.
Fakat umre ihramından çıkıp da daha hac ihramına girmemişken bu orucu tutan veyahut geciktirip Mina günlerinde tutan kimsenin orucunda ihtilâf etmişlerdir.
İmam Mâlik, «Hac ihramına girmeden oruç tutmak caiz değildir. Fakat Mina günlerinde tutmak caizdir» demiştir.
İmam Ebû Hanife ise, «Hac ihramına girmeden tutmak caizdir. Fakat Mina günlerinde caiz değildir. Hatta eğer bayramdan önce bu orucu tutmazsa zimmetine hedy geçmiş olur» demiştir.
Bu ihtilâfın sebebi, 'Mezkûr günler hac günleri midir, değil midir? Keffaret daha vacib olmamışken keffareti ödemek caiz midir, değil midir? diye ihtilâf etmeleridir.
İmam Mâlik «Keffaret vacib olmazdan önce ödenen keffaret kâfi gelmez», İmam Ebû Hanife «Kâfi gelir» demiştir.
Ulema, bu orucun son yedi gününü yolda tutmanın caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. İmam Şâfıi «Caiz değildir» demiştir.
Bu ihtilâfın sebebi de
"Yedi gün de, döndüğünüz zaman tutmaktır" âyet-i kerimesinin taşıdığı mânâ ihtimalleridir. Zira hac yolculuğunu bitirip memleketine varan kimseye nasıl, hacdan dönmüş deniliyorsa, daha yolda olan kimseye de hacdan dönmüştür denilir. Sem'i delil ile sabit olan ve üzerinde ittifak edilen keffaret işte budur.
Hacca başladıktan sonra, ya haccın rükünlerinden birini kaçırmak ya hac.günlerini yanlış saymak, ya bilmediği veya unuttuğu için bir eksiklik bırakmak, ya da haccı bozan bir şeyi yapmak sureti ile haccını tamamlayamayan kimseye -eğer başladığı hac farz ise- kaza lâzım geldiğinde ihtilâf yoktur. Ancak bu adama hedy de lâzım gelip gelmediğinde ve tatavvu' haccı da eğer tamamlanamazsa onun da kazası lâzım gelip gelmediğinde ihtilâf etmislerdir.
Cumhur; hem hedy, hem kaza lâzım geldiği görüşündedir. Zira hac'da husule gelen eksiklik hedy'in lâzım geldiğini iş'ar etmektedir.
Bir kitle de şâzz bir görüşte bulunup, «Hedy mutlaka lâzım gelmez. Kaza da ancak tamamlanamayan haccın farz olması halinde lâzım gelir» demiştir.
Cumhur
AHah için hac ve umreyi tamamlayınız" 178 âyet-i kerimesine dayanarak, «Hac ibâdeti diğer ibâdetler gibi olmayıp fesada da gitse, onu yanda bırakmak caiz değildir» demiştir.
Bir cemaat de, haccı da diğer ibadetlere kıyas ederek fesada giden haccı âyetin hükmünden istisna etmiş ve «Fasid olan haccı tamamlamak gerekmez» demiştir. 179


174 Bakara, 2/196.
175 Bakara, 2/196.
176 Mâide, 5/95.
177 Bakara, 2/196.
178 Bakara, 2/196. .
179 İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/221-222.


Konu Başlığı: Ynt: Temettü haccının kefareti
Gönderen: Ceren üzerinde 16 Aralık 2019, 20:35:16
Esselamu aleyküm. Rabbım bizleri hakka uygun farza uygun hac vazifesini yerine getiren kullardan olalım insallah...


Konu Başlığı: Ynt: Temettü haccının kefareti
Gönderen: Sevgi. üzerinde 17 Aralık 2019, 00:52:49
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herzaman herşeyde rızasına uygun şekilde hareket edenlerden eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Temettü haccının kefareti
Gönderen: Züleyha üzerinde 17 Aralık 2019, 02:54:45
Allah razı olsun selam ve dua ile inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Temettü haccının kefareti
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Şubat 2020, 19:47:28
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun