๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Şubat 2011, 17:13:58



Konu Başlığı: Seçimlilik süresinde malın zarar görmesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Şubat 2011, 17:13:58
4. Seçimlilik Süresinde Malın Zarar Görmesi:



Muhayyerlik süresi içinde malın uğradığı zararın kime ait olduğu konusuna gelince: Ulema bunda da ihtilaf etmişlerdir
imam Mâlik ile tabileri, Evzâî ve Leys b. Sa'd, «Muhayyerliği ister satıcı ile alıcının ikisi de, ister yalnız biri şart koşmuş olsun, muhayyerlik süresi içinde malın uğradığı zarar satıcıya aittir. Alıcı için bir şey yoktur» demişlerdir. Kimisi de «îmam Mâlik'in mezhebine göre eğer mal, satıcının elinde ziyana uğrarsa, ziyanın satıcıya ait olduğunda ihtilaf yoktur. Fakat eğer alıcının elinde ziyana uğrarsa o zaman, Rehin ve Ariye'nin hükmüne tabidir. Yani eğer ziyana uğraması alıcının ihmalinden ileri gelirse, ziyan alıcıya, onun ihmalinden ileri gelmezse satıcıya aittir» demiştir. îmam Ebû Hanife de, «Eğer muhayyerliği her ikisi veyahut yalnız satıcı şan koşmuş ise, mal satıcınındır ve dolayısıyla ziyan ona aittir. Eğer yalnız alıcı şart koşmuş ise o zaman mal, her ne kadar satıcının mülkiyetinden çıkmış ise de, alıcının da mülkiyetine girmeyip ortada kalmıştır» demiştir. Kimisi de îmam Ebû Hani-fe'den «Bu durumda, alıcının satıcıya satış bedelini vermesi gerekir» dediğini rivayet etmiştir. Bu ise, İmam Ebû Hanife'nin, malın alıcının mülkiyetine girdiği görüşünde olduğunu gösterir. İmam Şafiî'den de bu hususta iki kavi rivayet olunmuştur. En meşhurları -muhayyerlik şartı kimin tarafından koşulmuş olursa olsun- ziyanın alıcıya ait olduğu yolundadır.
Her hal-u kârda ziyanın satıcıya ait olduğu görüşünde olanların dayanağı şudur; Satıcı alıcıya, «Sana sattım» dediği halde alıcı ona «Satın aldım» demediği zaman nasıl satış akdi kesinlik kazanmıyorsa, muhayyerlik şartı ile yapılan satış akdi de kesin olmadığı için onunla mal, satıcının mülkiyetinden çıkmış olmaz.
Ziyanın alıcıya ait olduğunu söyleyenler ise, muhayyerlik şartı ile yapılan satış akdini de, kesin olan satış akdine kıyas etmişlerdir. Halbuki bu kıyas -bir ihtilaf konusunu bir ittifak konusuna edilen kıyas olduğu için- zayıftır.
Taraflardan yalnız biri şart koşup da diğeri şart koşmadığı zaman, ziyanın şart koşana ait olduğunu söyleyenlere gelince: Çünkü eğer bu şarü koşan satıcı ise, malı kendi mülkiyetinde tutmuş olur. Eğer alıcı ise, mal satıcının mülkiyetinden çıktığı için onun mülkiyetine girmiş olması gerekir.
«Muhayyerliği yalnız alıcı şart koştuğu zaman, mal satıcının mülkiyetinden çıkar da, alıcının mülkiyetine girmez» diyenler de, «Çünkü satıcı, malı kesin olarak verdiği için mal onun mülkiyetinden çıkar. Alıcı ise, kesin olarak almadığı için mal onun mülkiyetine girmez» demişlerdir. Fakat -ziyanın satıcı ile alıcıdan birine ait olduğunu söylemek zorunda olduğumuz halde-bu görüşe göre herhangi bir şeyle hükmetmek mümkün değildir.
Bu ihtilaf, «Muhayyerlik, satışı bozabilmek için mi, yoksa kesinleştirmek için mi şart koşulur?» diye edilen ihtilafa dayanır. «Bozabilmek için koşulur» diyecek olursak, malın satıcının uhdesinden çıktığına hükmetmiş oluruz, ki o zaman ziyanın alıcıya ait olması lazım gelir. «Kesinleştirmek için koşulur» desek, ziyan satıcıya ait olur. 8


8 İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/287-288.