๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 08 Şubat 2011, 17:27:47



Konu Başlığı: Şartlar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 08 Şubat 2011, 17:27:47
37. Şartlar



î'tikâf in şartlarına gelince: Bunlar da üçtür. Biri niyet, biri oruç, biri de kadınlara yaklaşmamaktır. 10

1. Niyet:

Niyetin şart olduğunda herhangi bir kimsenin muhalefet ettiğini işitmedim. Fakat orucun şart olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. 11

2. Oruç:

imam Mâlik, îmam Ebû Hanife ve bir cemaat «Oruçsuz i'tikâf olamaz» demişlerdir, imam Şafii ise «Oruç tutmadan da i'tikâf edilebilir» demiştir. Ashab-ı Kiram'dan îbn Ömer ve -bir rivayete göre- Ibn Abbas birinci görüşü, Hz. Ali ile Ibn Mes'ud da ikinci görüşü benimsemişlerdir.
Bu ihtilâfın sebebi, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in hep Ramazan'da i'tikâf etmiş olmasıdır. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in i'tikâfta iken tuttuğu oruç her ne kadar i'tikâf için değil idiyse de, hep oruçlu iken i'tikâf ettiğinden, i'tikâf için orucun şart olduğunu söyleyenler, «Oruçlu olarak i'tikâf etmek lâzımdır» demişlerdir.
"Efendimiz (s.a.s)'in orucu ile i'tikâfının bir arada bulunması bir tesadüftür. Yoksa i'tikâf için oruç tutmamıştır", diyenler ise «îtikâf için oruç şart değildir» demişlerdir.
Bu ihtilâf için bir başka sebep daha vardır ki o da, i'tikâfın oruçla beraber aynı âyette yer almasıdır. îmam Şafii, Hz. Ömer'in yukarıda geçen hadisi ile de ihticac etmiştir. Zira bu hadiste Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in, bir gece Mescid-i Haram'da i'tikâf etmeği nezreden Hz. Ömer'e nezrini yerine getirmesini emrettiği bildirilmektedir. Gece ise orucun mahalli değildir. Mâlikîler de, Abdurrahman b. îshak'ın Urve'den, Hz. Âişe'nin «î'tikâf a giren kimsenin hastalara gitmemesi, cenaze törenlerine katılmaması, kadınlara dokunmaması ve zaruri birici olmadıkça eve gitmemesi lâzımdır. Ayrıca i'tikâf oruçsuz olamaz ve Cum'a namazı kılınmayan mescidlerde i'tikâf edilemez» 12 dediğine dair rivayet ettiği hadise dayanmışlardır. Ebû Ömer b. Abdilberr, «Bu hadiste Hz. Aişe'nin bu şekilde konuştuğunu Abdurrahman b. Ishak'tan başka, kimse söylememiştir. Mâlikîler de bunu ancak Zührî'nin sözünden öğrenmiş bulunuyorlar. Eğer Hz. Aişe gerçekten böyle söylemişse, onu Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in ağzından hadis olarak değil, kendi görüşü olarak söylemiştir» demiştir. 13


10 İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/77.
11 İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/77.
12 Ebû Dâvûd, Savm, 8/80, no: 4273.
13 İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/77-78.