Konu Başlığı: Sarhoş edici gıda ve içecekler Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 21 Ocak 2011, 15:15:56 A- Sarhoş Edici Gıda ve İçecekler: Üzüm suyundan yapılan şarabın -ister az, ister çok olsun- haram olduğunda bütün ulema müttefiktirler. Sarhoşluk veren diğer içkilerin de -çok olduğu zaman- haram olduğunda keza müttefiktirler. Fakat sarhoşluk vermeyecek kadar az olanlarında ihtilâf etmişlerdir. Hicaz uleması ile muhaddislerin cumhuru, «Sarhoşluk verici içeceklerin azı da haramdır» demişlerdir. Irak uleması, tabiinden İbrahim en-Nehâî, Süfyan Sevrî, tbn Ebî Uylâ, Şüreyk, İbn Şibrime, İmam Ebû Hanife ve diğer Küfe fukahası ile Basra ulemasının çoğu, 'Şarap dışındaki içeceklerin kendileri haram değildir, haram olan, ancak sarhoş edici miktardır' demişlerdir. Bu ihtilâfın sebebi, bu mevzuda hadis ve kıyasların birbirleri ile çelişmeleridir. Hicaz uleması kendi görüşlerini biri bu mevzuda varid olan hadislerle ve ikincisi de «hamr» bütün içki çeşitlerine denilir demek sureti ile- iki yoldan ispata çalışmışlardır. Bu mevzuda varid olan hadislerin en meşhuru İmam Mâlik'in İbn Şihâb'tan, İbn Şihâb'ın Ebû Seleme b. Abdur-rahman'dan, Ebû Seleme'nin de Hz. Âişe'den rivayet ettiği «Rasût-i Ekrem (s.a.s)'e bal şarabının hükmü soruldu. Rasûl-i Ekrem (s.a.s), «Sarhoşluk veren her içki haramdır» [41]diye cevab verdi» mealindeki hadistir. Bu hadisi Buhârî kaydetmektedir. Yahya b. Main, «Sarhoş edici maddelerin haram olduğu hakkında Peygamber (s.a.s) Efendemiz'den rivayet olunan hadislerin en sahihi budur» demiştir. Hicaz ulemasının dayandığı hadislerden biri de, Müslim'in îbn Ömer'den «Peygamber (s.a.s), «Sarhoş edici her madde hamr'dır ve her hanir haramdır» [42] diye rivayet ettiği hadistir. Bu her iki hadis de sahihtirler. Birincisinin sahih olduğunu bütün hadis.uleması, ikincisinin sahih olduğunu Müslim söylemiştir. Tirmizi, Ebû Dâvûd ve Nesâî de Ca-bir b. Abdullah'tan «Rasûl-i Ekrem (s.a.s)«Çoğu sarhoş edici şeyin azı da haramdır» [43] diye rivayet etmektedirler ki bu hadis ihtilâf edildiği mevzuda nass'ür. Hicaz ulemasının ikinci istidlal yoluna gelince: Bu da -kelimenin iştikak ve isti'mali olmak üzere- iki bakımdandır. Kelimenin iştikakı (türeyişi) bakımından olan istidlallerinde, «Herkesçe bilinmektedir ki şaraba «hamr» denilmesi, şarab insan aklını örtüp gizlediği içindir. Çünkü hamr lügatte örtmek demektir. Nitekim baş örtüsüne de -bunun için- humar denilmiştir. Şu halde hamr nasıl şaraba deniliyorsa -diğer içkiler de şarab gibi insanın aklını örttüğü için- onlara da «hamr» denilir» demişlerdir. Fakat bu bakımdan olan istidlalin sıhhatinde usul uleması ihtilâf etmişlerdir. Horasan ulemasınca makbul değildir. Isü'mal (kullanış) bakımından ise, «Hamr her ne kadar halk dilinde yalnız şaraba deniliyorsa da şeriat dilinde diğer içkilere de denilmektedin> demişlerdir ve buna, yukarıda geçen Îbn Ömer'in hadisi ile Ebû Hüreyre'den «RasÛl-i Ekrem (s.a.s) «Hamr şu iki ağaçtan: Hurma ve üzüm ağacından yapılır» dedi» [44] mealinde rivayet olunan ve îbn Ömer'den de «Rasûl-i Ekrem (s.a.s), «Şüphe yoktur ki üzümden hamr yapılır, baldan hamr yapılır, kuru üzümden hamr yapılır, buğdaydan hamr yapılır. Ben size sarhoşluk veren her içkiyi yasak ediyorum» buyurdu» [45] mealinde rivayet olunan hadisleri şahit göstermişlerdir. Hicaz ulemasının bütün içkileri haram kılmakta getirdikleri deliller işte bunlardır. Küfe uleması ise, "Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden içki ve güzel azık edinirsiniz" [46] âyet-i kerimesi ile istidlal ederek, «Eğer müskirin (sarhoş edici nesnenin) zan haram olsaydı, bu âyette güzel nzık diye vasiflandınl-mazdı» demişlerdir. Küfe uleması bu âyetten başka, bu mevzuda rivayet ettikleri birtakım hadislerle de istidlal etmişlerdir. Bu hadislerin en meşhuru, Ebû Avn es-Sakafî'nin Abdullah b. Şeddad'tan, Abdullah'ın da îbn Ab-bas'tan Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in «Hamr lizatihi (sarhoş edecek kadar içilmese bile) haramdır. Sekir ise zatından değil, başka bir illetten haramdır» [47]buyurduğuna dair rivayet ettiği hadistir. Küfe uleması, «Bu hadis nass'tır ve te'vü kabul etmez» demişlerdir. Hicaz uleması ise, «Bu hadis zayıf bir hadisdir. Çünkü bazı rivayetleri: «Müskir (sarhoşluk verenler) haramdır» şeklindedir» demişlerdir. Irak ulemasının gösterdikleri hadislerden biri de, Şü-reyk'in Semmak b. Harb yolu ile Ebû Bürde b. Dinar'dan «Rasûl-i Ekrem, «Ben size herkabda nebizlerinizi muhafaza etmeyi yasak etmiştim. Bundan böyle istediğiniz kaptan için, fakat sarhoş olmayın (sarhoşluk verenleri içmeyin)» mealinde rivayet ettiği hadistir [48]. Bu hadisi Tahâvî kaydetmektedir. îbn Mes'ud'tan da (r.a.), «Nebizin haram kalındığını siz nasıl gördünüz-se ben de gördüm. Fakat ben, sonra helâl kılındığını da gördüm ve unutmadım. Siz unuttunuz» dediğini [49] ve Ebû Musa el-Eş'arî'den de, «Rasûl-i Ekrem (s.a.s) beni ve Muaz'ı Yemen'e gönderirken ona, 'Ya Rasûlallah, Yemen'de buğday ve arpadan iki çeşit içki yapılmaktadır. Birisine müzz, diğerine de bet'a derler. Hangisini içebiliriz?' diye sorduk. Rasûl-i Ekrem «(İçiniz), fakat sarhoş olmayın (sarhoşluk vermezse için)» buyurdu» dediğini rivayet etmişlerdir. Bu hadisi de Tahâvî almaktadır [50]. Bunlara benzer daha birçok hadisleri bu mevzuda getiren Irak uleması aklî yönden de delil getirerek, «Cenâb-ı Hak, "Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sîzi Allah'ı anmaktan alıkoymak ister" [51] âyet-i kerimesinde, hamr'ın insanlar arasına kin ve düşmanlık soktuğu ve kişiyi namazdan alıkoyduğu için, haram kılındığına işaret buyurmaktadır. Öyle ise bu miktarın haram olması gerektir. İlletin tahakkukunu derpiş (öngörmek) eden her nev'in bu miktarı haramdır» demiş- . lerdir. Derler ki: «Bu türlü kıyaslar, yani hükmün illeti beyan edilen kıyaslar nas gibidirler». Müteahhirîn (sonradan gelen) kıyas fukahası, «Hicaz ulemasının delili, nakil yönünden daha kuvvetlidir, Irak ulemasının delili de kıyas yönünden daha zahirdir» demişlerdir. Bu durum dedikleri gibi ise, mes'ele-deki ihtilâf, hadis ile kıyas arasında çelişme bulunduğu zaman hadisi mi kıyasa, yoksa kıyası mı hadise tercih etmek gerekir diye ihtilâf etmeleriyle ilgilidir. Doğrusu şudur ki: Eğer hadis sabit bir nass olursa hadisi kıyasa tercih etmek lâzım gelir. Fakat eğer hadisin lafzı te'vil kabul eden bir durumda olursa, o zaman hadisi te'vil edip kıyas ile te'lif etmek mi, yoksa hadisi zahir olan mânâsında bırakıp onu kıyasa tercih etmek mi gerekir, diye tereddüt edilir. Bu tereddüt de, lafzın delâleti ile bu delâlet ile çelişen kıyasın kuvvet ve zayıflık derecelerine göre değişir ki, bu da ancak vicdanî bir zevk ile idrak edilir. Nasıl ki vezinli sözler, vezinsiz sözlerden vicdanî bir zevk ile ayırt edilir-lerse. Bazan her iki zevkin dereceleri bir olur ki, o zaman ihtilâf çoğalır. Hatta birçok kimseler, «Böyle bir durumda her iki müctehid de yanılmış olmazlar» demişlerdir. Bana kalırsa, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in, «Her sarhoşluk veren haramdır» hadisi -kıyas ile çeliştiği için- her ne kadar Kufilerin tefsir ettikleri üzere, «Her sarhoşluk veren miktar haramdır» mânâsında olması muhtemel ise de, «Her sarhoşluk veren şey haramdır» mânâsında -Allah bilir- daha zahirdir. Zira şeriatın sed çekmek için sarhoşluk veren şeyin çoğunu da, azını da haram kılmış olması mümkündür. Şarabın azının da haram olduğu icma' ile sabittir. Şarabın aynı vasfını taşıyan öteki içkiler de niçin şarap gibi olmasın? Şarab ile diğer içkiler arasında fark olduğunu söyleyenlere, davalarını isbat için delil göstermek gerekir. Bu da, eğer Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in, «Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır» hadisinin sıhhatini kabul etmezlerse, böyledir. Çünkü eğer bu hadisin sıhhatini kabul ederlerse, o zaman hiçbir diyecekleri kalmaz. Zira hadis nass'ür. Nass ise kıyas ile çeliştirilemez. Sonra, Cenâb-ı Hak "Deki, Şarap ve kumarda büyük bir günah ve insanlar için birtakım menfaatler vardır" [52] buyurarak» şarapta hem zarar, hem menfaat bulunduğunu bildirmiştir. Kıyas da «Eğer bir şeyden zarar görmemek ve menfaat görmek istense -o şeyin çoğunun haram ve azının helâl olmasını gerektirmektedir. Bununla beraber eğer şeriat o şeydeki zararı menfaatine üstün kılıp da, çoğunu nasıl haram kılmışsa azını haram kılarsa o şeyin vasfını taşıyan diğer şeylerin de o şey gibi olması lâzım gelir. [53] [41] Buhârî, Eşribe, 74/4, no: 5585. [42] Müslim, Eşribe, 27/2, no: 1863. [43] Tirmizî, Egribe, 27/3, no: 1865; Ebû Dâvûd, Eşribe, 20/5, no: 3681. Hadis, Nesâî'de yoktur. [44] Müslim, Egribe, 36/4, np:1985. [45] Tahâvî, Şerhu Meâni'l-Asâr, 4/213. [46] Nahl, 16/67. [47] Nesâî, 8/321. [48] Tahâvî, a.g.e., 4/228. Ayrıca bkz. Nesâî, 8/319. [49] îbn Mâce, Eşribe, 30/14, no: 3406. [50] Tahâvî, a.g.e., 4/220. Ayrıca bkz. Buhârî, Megâzî, 64/60, no: 4343. [51] Mâide, 5/91. [52] Bakara, 2/219. [53] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/399-403. Konu Başlığı: Ynt: Sarhoş edici gıda ve içecekler Gönderen: Ceren üzerinde 05 Şubat 2020, 17:17:14 Esselamu aleyküm.rabbim bizleri sarhoş edici gıda ve yiyeceklerden uzak eylesin.haram dan uzak helal lokma yiyen kullardan olalım inşallah...
Konu Başlığı: Ynt: Sarhoş edici gıda ve içecekler Gönderen: Sevgi. üzerinde 07 Şubat 2020, 03:51:08 Aleyküm selâm. Rabbim bizleri rızasına uygun olmayan her türlü kötü hallerden uzak duranlardan eylesin inşaAllah
Konu Başlığı: Ynt: Sarhoş edici gıda ve içecekler Gönderen: Züleyha üzerinde 21 Şubat 2020, 12:18:24 Allah razi olsun hocam selâm ve dua ile
|