Konu Başlığı: Sabah namazının vakti Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:43:00 e- Sabah Namazının Vakti: Sabah namazı vaktinin fecr-i sâdık'ın doğuşu ile başlayıp güneşin doğuşu ile de sona erdiğinde ittifak vardır. Yalnız İbn Kasım ile Şafii'lerin bazılanndan gelen rivayete göre bunlar "Sabah namazının vakti, ortalığın aydınlanması ile sona erer" demişlerdir. Sabah namazının faziletVakti hakkında ise ihtilâf etmişlerdir. Küfe uleması, imam Ebû Hanife ile tabileri Süfyan Sevrî ve Irak ulemasının çoğu «Ortalık aydınlandıktan sonra», imam Şâfıi ile tabi'leri, imam Ahmed, Ebû Sevr ve imam Dâvûd ise: «Ortalık daha karanlıkken sabah namazını kılmak daha evlâdır» demişlerdir. Bu ihtilâfın sebebi, bu mevzuda zahirleri çelişen hadisleri te'lif etmekte ihtilâf etmeleridir. Çünkü Râfî1 b. Hüdeyc'den rivayet olunmaktadır ki Peygamber (s.a.s} Efendimiz: «Sabah namazını ortalık aydınlandıktan sonra kılınız. Zira onu ne kadar aydınlıkta kılarsanız sevabı da o kadar büyük olur»[41] buyurmuştur. Rivayet olunmaktadır ki Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e "Amellerin en faziletlisi nedir?" diye sorulmuş o da: «Vaktinin başında kılınan namazdır» diye cevap vermiştir. Sabittir ki Peygamber (s.a.s) Efendimiz sabah namazını kıldırdıktan sonra kadınlar çarşaflanna bürünerek evlerine dönerken karanlıktan tanınmazlardı. Bu hadisin zahirinden, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in -çoğunlukla- sabah namazını karanlıkta kıldırdığı anlaşılmaktadır [42] Sabah namazını aydınlıkta kılmanın karanlıkta kılmaktan sevablı olduğunu söyleyenler: «Râfı'nin hadisi hâss'tır, 'amellerin en faziletlisi, vaktinin başında kılınan namazdır' hadisi de âmm'dır. Hâss'ın da âmm'ın bir istisnası olduğu meşhurdur. Hz. Aişe (r.a.)'nin hadisi ise cevaza mahmul (yorulmuş) olup Ondan, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sabah namazını -çoğunlukla- karanlıkta kıldığı anlaşılmaz» demişlerdir. Sabah namazını vaktin başında kılmayıjaziletli görenler ise: «Hadisin umumu bunda nass'ür veyahut zahirdir. Hz. Âişe (r.a.)'nin hadisi de bu umuma uymaktadır. Rafı b. Hadic'in hadisi ise muhtemeldir. Zira bu hadis ile, fecrin doğduğu, kesin olarak bilinmedikçe sabah namazı kılınmasın demek istenmiş olabilir ki o zaman, bu hadis ne Hz. Âişe (r.a.)'nin hadisine, ne de öteki hadiste bulunan umuma muhalefet etmez» derler. «Sabah namazı vaktinin sonu, ortalığın aydınlanmasıdır» diyenlere gelince: Onlar "Kim, gün doğmadan sabah namazının bir rek'atina yetişirse, sabah namazına yetişmiştir hadisi zaruret halinde olanlara mahsustur demişlerdir. Cumhûr'un bunu, sabah namazı hakkında da söylemeyip yalnız ikindi namazı hakkında Zahirîlere uyması hayret vericidir. Çünkü Zahirîler, cumhûr'a "Bu iki namaz arasında fark nedir ki birinde: zarurete mahsustur, diğerinde; değildir diyorsunuz" diye sorabilirler. [43] [41] Ebû Dâvûd, Salât, 2/8, no: 424; Tİrmizî, Salât, 117, no: 154. [42] Buhârî, Mevâkitü's-Salât, 9/27, no: 578; Müslim, Mesâcid, 5/40, no: 645. [43] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/230-232. |