Konu Başlığı: Öldürmeyle ilgili şarlar Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Şubat 2011, 17:51:32 2. Öldürmeyle İlgili Şarlar: Ulema müttefiktirler ki kısası gerektiren öldürmeler, bilerek işlenen öldürmelerdir. Zira öldürmenin -bilerek ve yanlışlıkla işlenen öldürmeler olmak üzere- iki çeşit olduğunda icma' etmişlerdir. Bu iki çeşit öldürmeler arasında, bir başka çeşit öldürme de var mıdır, yok mudur diye ihtilaf etmişlerdir, ki buna da, ŞÎBH-Î AMD, yani bilerek öldürmeye benzeyen öldürme denilir. Fukahanm cumhuru bu çeşit öldürmeyi benimsemişse de, kendisinden gelen meşhur rivayete göre imam Mâlik, «Baba ile oğul arasındakinden başka, bu çeşit öldürme yoktur» demiştir. Kimisi de «îmam Mâlik'ten bu çeşit öldürmeyi kabul ettiğine dair bir rivayet daha gelmiştir» demiştir. Ashâbtan Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Osman, Zeyd b. Sabit, Ebû Mûsâ el-Eş'arî ve Muğire bu öldürmenin varlığını benimsemiş, diğer ashâb da onlara itiraz etmemişlerdir. Bu öldürmenin varlığını benimsemiş olanlara göre, bu öldürme ile bilerek öldürme arasında fark, çoğunlukla kendileri ile öldürme vâki olan aletlerle, öldürenin öleni niçin vurduğuyla ilgilidir. îmam Ebû Hanife «Kamış, ateş ve benzeri demir olmayan her çeşit alet ile vuku bulan Öldürmeler, bilerek öldürmeye benzeyen öldürmedir» demiştir; îmam Ebû Yûsuf ile îmam Muhammed de, «Bilerek öldürmeye benzeyen öldürmeler, benzeri öldürmeyen âletlerle vaki olan öldürmelerdir» demişlerdir. îmam Şâfü de «Bilerek öldürmeye benzeyen Öldürmeler, ölüm kastı ile olmayan ve fakat ölüm ile sonuçlanan vurmalardır. Yanlışlıkla öldürmeler de, ölüm kastı olmadığı gibi, vuruşunda da kasıt bulunmayan öldürmelerdir. Bilerek öldürmeler ise, her ikisinde de kasıt bulunan öldürmelerdir» demiştir, ki bu, güzel bir tariftir. Bilerek öldürmeye benzeyen öldürmenin olmadığını söyleyenler, «Çünkü kasıt ile yanlışlık arasında bir basamak yoktur. Yani adam ya kasten öldürür, ya yanlışlıkla öldürür. Bunun bir başka ihtimali yoktur» demişlerdir. «Vardır» diyenler de, «Kişinin kalbindeki niyetini ancak Allah bilir. Biz ancak görünüşe göre hükmederiz. Bir kimse ki, bir başkasına, çoğunlukla öldürücü bir aletle vurursa, o kimse çoğunluğun hükmüne, yani Ölüm kastı ile vurup öldürenin hükmüne tâbidir ve bir kimse ki, bir başkasına, çoğunlukla öldürmeyen bir âletle vurursa, bu kimsenin hükmü de ne tam kasıt, ne tam yanlışlıktır. Tabiî bu da bize göredir. Kendisi ile Allah arasındaki niyetini ancak Allah bilir. Bu öldürmenin, bilerek öldürmeye benzemesi, öldürenin öleni kasten vurması ciheti iledir. Yanlışlıkla Öldürmeye benzemesi de, onu Öldürmeyen bir aletle vurması cihetiyledir» demişlerdir. Bu hususta tâ Peygamber Efendimize kadar ulaştırılan bir hadis de rivayet olunmuştur. Hadi-sin metni şöyledir: «Şunu bilin ki: Bilerek öldürmeye benzeyen yanlışlıkla öldürmeler, kamçı, sopa ve taş ile olan öldürmelerdir. Bu öldürmenin diyeti ağır olup kırk tanesi yavruları karınlarında olan yüz adet devedir» [4] Fakat bu hadis her ne kadar Ebû Dâvûd ile başkaları tarafından kaydolunmuşsa da, Ebû Ömer b. Abdilberr'in dediğine göre hadis uleması arasında, senedi çürük olduğu için pek sıhhatli sayılmamaktadır. îşte bu öldürmenin cezası, onu kabul etmeyenlere göre kısas ise de, kabul edenlere göre diyettir. Mâliki uleması arasında -ne ile olursa olsun- öfke ve kinden ileri gelen vurmaların kısası gerektirdiğinde ihtilaf yoksa da, kişinin kasten ve fakat şaka olarak veyahut -eğer terbiye yetkisi varsa- terbiye için vurduğu zaman, kısası gerektirip gerektirmediğinde ihtilaf etmişlerdir.[5] [4] Ebû Dâvûd, Diyât 3/26, no: 4588. . [5] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/226-228. |