๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 25 Ocak 2011, 16:56:59



Konu Başlığı: Nikâhı bozduran ayıplar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 25 Ocak 2011, 16:56:59
B- Nikâhı Bozduran Ayıplar:


«Koca ile karının birisinde ayıp bulunması halinde de diğeri nikâhı bo­zabilir» diyenler de, «Hangi ayıblarla bozabilir, hangi ayıblarla bozamaz? Bozduğu taktirde de ne lâzım gelir?» diye ihtilâf etmişlerdir. İmam Mâlik ile İmam Şafii; -delilik, cüzzam, alaca hastalığı, kadında cinsi münasebeti en­gelleyen fercinin et veya kemik ile kapalı oluşu, erkekte de erkeklik kuvveti­nin yokluğu veyahut hadımlık olmak üzere- dört çeşit ayıpla nikâhın bozulabileceğinde müttefiktirler. İmam Mâlik'in tabileri de; siyahlık, kellik, fercin veya burunun pis koku vermesinde ihtilâf edip kimisi, «Bunlarla nikâh bozu­labilir» kimisi, «Bozulamaz» demiştir. İmam Ebû Hânife ve tabileri ile Süf-yan Sevrî ise, «Kadının nikâhı -fercinin et veya kemik ile kapalı oluşu olmak üzere- ancak iki ayıb ile bozulabilir» demişlerdir.

«Nikâh bozulduğu taktirde ne lâzım gelir?» konusuna gelince: Nikâhın bozulabileceğini söyleyenler, «Erkek, gerdeğe girmeden kadının ayıplı ol­duğunu öğrenirse, onu boşar ve kendisine bir şey lâzım gelmez» diye mütte­fik iseler de, gerdeğe girdikten sonra kadının ayıplı olduğunu öğrenen kimse hakkında ihtilâf etmişlerdir. İmam Mâlik «Eser kadını evlendiren velisi -babası veya kardeşi gibi- ona yakın olduğu için ayıbını bildiği zannolunan bir kimse ise, o kimse aldatıcıdır, koca, kadına biçtiği mehri ondan alır. Kadın­dan ise, hiçbir şey geri alamaz. Yok eğer kadına uzak bir kimse ise -bir dina­rın dörtte biri dışında- mehrin hepsini kadından geri alır» demiştir. İmam Şafii de «Eğer gerdeğe girmiş ise mehrin hepsi ona lâzım gelir ve hiçbir şeyi ne kadından, ne de velisinden geri alamaz» demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi, nikâh akdinin, satış akdiyle, gerdeğe girilen fa­sid nikâh akdinden hangisine benzediğinde ihtilâf etmeleridir. Zira Peygam­ber (s.a.s) Efendimiz,

«Hangi kadın, velisinin izni olmaksızın evlenirse, nikâhı batıldır ve ona kocası helal diye yaklaştığı için mehİr düşer» [152] buyurduğu için, fasid olan nikâhlarda kadına, gerdeğe girmekle mehir düştüğünde müttefiktirler. Şu halde ihtilâfın konusu, ayıp sebebiyle nikâhı bozmanın hükmü, gerdeğe girilen fasid nikâhın hükmü mü, yoksa, satın alınan malı -ayıplı bulunduğu için- sahibine geri vermenin hükmü müdür diye tereddüt etmeleridir.

«Erkeklik kuvveti yok olan kimsenin nikâhı da bozulabilir» diyenler de, tam bir yıl ona mehir verilmeden ve yılın hepsinde kadınla kendisi başbaşa kalıncaya kadar nikâhı feshedilmez, derler.
İmam Mâlik'in tabileri, nikâhın sadece bu dört ayıpla bozulabileceğinin sebebinde de ihtilâf etmişlerdir. Kimisi «Bu, bir taabbüddür, sebebi aranmaz», kimisi «Çünkü bu dört ayıp çoğunlukla gizli kalır. Diğer ayıplar ise pek gizli kalmaz», kimiside «Çünkü bu dört ayıbın çocuklara geçmesinden korkulur» demiştir. Bu sebeblendir-meye bakılırsa, «Siyahlık ve kellik de» birinci sebeblendirmeye bakılırsa «Kadin ile kocaya gizli kaldığı zannolunan her ayıp ile nikâh bozulabilir» de­mek lâzım gelir. [153]


[152] Tirmizî ,9/14,no: 1101.

[153] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/478-479.