Konu Başlığı: Necasetin giderilme şekilleri Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 27 Ocak 2011, 18:29:40 19. Necasetin Giderilme Şekilleri Fıkıh âlimleri, necasetin -yıkamak, silmek ve su serpmek şekilleri olmak üzere- üç şekilde giderildiği hususunda ittifak etmişlerdir. Çünkü necasetten temizlenmenin bu üç şekli de şeriatta varid olmuş ve hadislerle sabit olmuştur. Yine ittifak etmişlerdir ki; necasetin bütün çeşitleri ve necis olan her şey, yıkamakla ve defî tabiî'nin (büyük ve küçük abdestin) iki yeri de taşlarla ve ayakkabının necaseti de kuru ot ile silmekle temiz olur. Kadının uzun eteğinin de yine kuru otlara sürünmekle temizlendiğinde ittifak vardır. Ancak üç konuda ihtilâf etmişlerdir. 1- Su serpmek, hangi necaset içindir? 2- Silmek, necis olan hangi şey ve necasetin hangi çeşidi içindir? 3- Yıkama ve silmede belli bir sayı şart mıdır? Su serpmeye gelince; Kimisi "Henüz yemek yemeyen emzikli çocuğun bevline mahsustur", kimisi erkek ve kız çocukları arasında ayınm yaparak, "Erkek çocuğun bevli su serpmekle temizleniyorsa da, kız çocuğunki ancak yıkamakla temizlenir", demiştir. Kimisi de "Kesin olarak necis olduğu bilinen şeyler yıkamakla, necis olması kesin olmayan şeyler ise su serpmekle temiz olur", demiştir. Bu son görüş Mâlik b. Enes (r.a.)'in görüşüdür. Bu ihtilâfların sebebi; bu konuda varid olan hadislerin çelişmesidir. Çünkü su serpmek hakkında, biri Hz. Âişe (r.a.)'nin, diğeri Enes b. Mâlik (r.a.)'in meşhur olan hadisi olmak üzere iki hadis varid olmuştur. Buhârî'nin aldığı birinci hadiste, Hz. Âişe (r.a.): «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e çocuklar getirilir, o da onlara dua eder ve onlara parmağını emzir-tirdi. Bir gün bir erkek çocuk iistüne işedi. O da su isteyip çocuğun işediği yeri yıkamadı da, oraya yalnız su serpti» demektedir [38]. Diğer hadiste, Hz. Enes (r.a.) Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in kendi evinde kıldığı namazı anlatırken, «Kullanıla kullanıla simsiyah kesilmiş (eski) bir hasırımız vardı. Onu almağa davranıp üzerine su serptim» diyor [39] Alimlerden kimisi Hz. Aişe (r.a.) hadisinin muhtevası ile amel etmiş ve "Bu hüküm çocukların bevline mahsustur", diyerek çocuk bevlini diğer be-villerden istisna etmiştir. Kimisi de, yıkama hakkında varid olan hadisleri tercih edip bu hadisi hükümsüz kılmıştır. Bu, tmam Mâlik'in görüşüdür. İmam Mâlik, yalnız Hz. Enes (r.a.)'in hadisindeki su serpmeyi kabul etmektedir. O da, hadisin zahirinden, necis olmasının şüpheli olduğu anlaşılan hasır parçası hakkındadır. Erkek çocuğun bevli, su serpme ile temizlenir, kız çocuğuriki temizlenmez diyenler de, Ebû Davud'un Ebû Semh'den getirdiği «Kız çocuğun bevli yıkanır ve erkek çocuğun bevline su serpilir» [40] hadisine dayanmışlardır. Bu iki bevl arasında ayırım yapmayanlar ise, kız çocuğu, sıhhati sabit olan yukarıdaki hadiste geçen erkek çocuğa kıyas etmişlerdir. Silmeğe gelince: Kimisi, "Eğer necaset, silmekle zail olursa -nerede ve hangi şeyde olursa olsun- necaseti silmek caizdir", demiştir. Bu, îmam Ebû Hanife'nin görüşüdür. Kimisi de, silmenin, ancak cevazı üzerinde ittifak edilen istincada, ayakkabıda ve kadının uzun eteğinde caiz olduğunu söylemiştir. Buda, ancak kuru otla olur. Bu görüş, îmam Mâlik'in görüşüdür. Bunlar, hakkında şeriatın nass'ı bulunan bu üç şeyin dışına silmeyi çıkarmamışlardır. Diğerleri ise, bu hükmü diğer şeylere de vermişlerdir. Bu ihtilâfın sebebi de; varid olan bu hüküm, bu üç şey hakkında bir ruhsat mıdır, yoksa, o da yıkama gibi necaseti gidermenin yollarından biri olduğuna dair bir hüküm müdür, diye ihtilâf etmeleridir. Ruhsattır diyenler, bu üç şeye başka şeyleri kıyas etmemişlerdir. Hükümdür diyenler, bunu her şey için genelleştirmişlerdir. Belli bir sayının şart olduğu hakkındaki ihtilâfa gelince: Kimisi -yıkamada olsun, silmede olsun- yalnız necaset aynının zail olmasını şart görmüş; kimisi de bundan başka, varid olan sayıyı tamamlamak şarttır demiştir. Bunlarda ikiye ayrılıp kimisi "Bu şart, hakkında sayı varid olan necislere mahsustur" demiş, kimisi bu şartı başka necislere de vermiştir. îmam Mâlik ile îmam Ebû Hanife sayıyı şart görmeyenlerdendirler, îmam Şafii ile Zahirîler "îstincada en az üç taş kullanmak şarttır", demişlerdir. Köpeğin, ağzını soktuğu kabı yedi defa yıkamak şarttır diyen ise yalnız îmam Şafii ile tabi'leridir. Ahmed b. Hanbel de -kuvvetli tahminime göre- her necisi yedi defa yıkamanın şart olduğunu söyleyenlerdendir. îmam Ebû Hanife de, "gözle görülmeyen necaseti üç defa yıkamak şarttır", demiştir. Bu ihtilâfların da sebebi; necasetten taharet emrinin mânâsı ile, içinde sayı zikredilen hadislerin zahiri arasındaki çelişkidir. Ernrolunan taharetten-maksadın, necasetin aynını (kendisini) gidermek olduğunu söyleyenler, ne yıkamada ne de silmede herhangi bir sayıyı şart görmemiş ve istincada üç taştan aşağısının kullanılmamasını emreden Selman Fârisî'nin hadisini [41] mendub-luğa hamlederek taharet emrinin mefhumu ile hadislerin zahirini te'lif etmiş ve -îmam Mâlik'ten, yukanda naklettiğimiz üzere- köpeğin, ağzını soktuğu kabı yıkamada şart koşulan sayıyı da taabbüd kabul etmişlerdir. Bu hadislerin zahirini kabul edip taharet emrinin mefhumundan istisna edenler "Bu hadislerde şart koşulan sayılar, sadece bu hadislerin varid olduğu necasetler hakkındadır", demişlerdir. Bu hadislerin zahirini, taharet emrinden anlaşılan mefhuma tercih edenler ise, sayı şartını bütün necasetlere teşmil etmişlerdir. Gözle, görülmeyen necasetleri üç defa yıkamayı şart koşan îmam Ebû Hanife'nin delili de, yukanda metni geçen «îçinizden biri, uykudan uyandığında elini abdest suyu içine sokmadan önce üç defa yıkasın. Zira hiçbiriniz (uyku arasında) elinin, vücudunun neresine değdiğini bilemez» hadisidir. [42] [38] Buhârî, VudıC 4/59, no: 222. [39] Buhârî, Salât, 8/20, no: 380; Müslim, Mesâcid, 5/48, no: 658. [40] Ebû Dâvûd, Taharet, 1/137, no: 376. [41] Müslim, Taharet, 1/17, no: 262; Ebû Dâvûd, Taharet, î/4, no: 7. [42] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/207-209. |