๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 17:40:27



Konu Başlığı: Namazın bazı işlemlerinin kazası
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 17:40:27
2. Namazın Bazı İşlemlerinin Kazası:



Buraya kadar olan bahsimiz, tamamı geçirilen namazın kazasına dairdi. Bir kısmı geçirilen namaz ise, bazan unutmak, bazan da namazın başında imama yetişememek şeklinde olanlardır.

 

a- Mesbûk:
 

Namazın başında imama yetişemeyen kimse ile ilgili olarak üç konu bulunmaktadır:

1- Namazın başında imama yetişemeyen kimse namazın neresinde yeti­şirse rek'at'a yetişmiş olur?

2- Namazdan, imama yetişemediği miktarı, imamın selâmından sonra tamamlaması eda mıdır, kaza mıdır?

3- imamın namaz hükmü ne zaman ona lahik olur, ne zaman olmaz? [431]

 

aa) İmamaRükû'da Yetişme:
 

Bu mevzu iki mes'eleye ayrılır:

1- înıam rukû'da iken imama yetişen kimse rek'ata yetişmiş olur mu ol­maz mı?

2- Rukû'dan önce imama yetiştiği halde, sehven veya izdiham gibi bir sebeple imam ile birlikte rükû' yapamayan kimsenin hükmü nedir? [432]

 

aaa) Rukû'dan Kalkmadan Önce Yetişme:
 

îmanı, rukû'da iken imama yetişen kimse hakkında üç görüş vardır. Bi­rinci görüş sahibi olan cumhur «Rukû'da imama yetişen kimse rek'at'a yetiş­miş olur ve imamın selâmından sonra o rek'at'ı kaza etmesi lâzım gelmez» demiştir. Ancak, "Bu adamın -biri iftitah, biri de rükû1 için olmak üzere- iki kere tekbir alması şart mıdır yoksa rükû1 için aldığı tekbir kendisine kâfi mi­dir? Şayet kâfi ise onu alırken iftitah tekbiresi niyetini getirmiş olması şart mıdır, yoksa, böyle bir niyet getirmese bile kâfi gelir mi?" diye ihtilâf etmiş­lerdir.

Kimisi «Eğer iftitah tekbiresi niyeti ile alırsa bir kere tekbir alması kâfi­dir. Fakat muhtar olan, iki kere tekbir almasıdır» demiştir ki îmam Mâlik ile İmam Şâfıi bunu benimser.

Kimisi «îki kere tekbir alması gereklidir», kimisi de «îftitah tekbiresi niyeti ile almasa bile, bir kere tekbir alması kâfidir» demiştir.

îkinci görüş sahipleri ise, ayakta imama yetişemeyen kimse rek'at'a ye­tişmiş olmaz demişlerdir. Bu görüşün de Ebû Hüreyre tarafından söylendiği rivayet olunmaktadır.

Üçüncü görüş sahipleri de «Kişi en arkadaki safa yetiştiği zaman, eğer cemaatten kimisi daha rukû'dan kalkmamış ise -imam kalkmış olsa bile-rek'at'a yetişmiş olur. Çünkü öndekiler arkadakilere imam sayılırlar» demiş­lerdir. Bu da Şa'bi'nin görüşüdür.

Bu ihtilâfın sebebi, rek'at, bir kıyam, birrukû'veiki secdeden mey­dana gelen, namazın bir bölümü demek midir, yoksa bir kere eğilmek demek midir, diye tereddüt edilmesidir. Çünkü Peygamber (s.a.s) Efendimiz,

 «Kim namazdan bir rek'at'a yetişirse namaza yetişmiş olur» [433] buyurmuştur ki, bu hadis için, İbnü'l-Münzir "Sabittir", demiştir. Bu hadiste geçen REK'AT kelimesinden birinci mânânın kastedildiğini .söyleyenler «Ayakta imama yetişmeyen kim­se rek'at'a yetişmiş olamaz». îkinci mânâ kastedildiğini söyleyenler ise «Rukû'da imama yetişen kimse rek'at'a yetişmiş olur» demişlerdir.

Bu kelimenin bu iki mânâ arasında müşterek olması da, lügavî ve şer'î mânâlann ikisinde de kullanılması sebebiyledir. Zira REK'AT lügatte bir kere eğilmek demektir, şeriatte ise, namazın bir kıyam, bir rükû' ve iki secde­den meydana gelen bir bölümü demektir.

«Kelimelerden medlûllarının tamamını almak gerekir» diyenler de, «îmam daha ayakta iken imama yetişemeyen kimse, rek'at'a yetişmiş ola­maz» demişlerdir.

«Kelimelerden mediûllannın bir kısmını almak da kâfidir» diyenler ise «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in 'Kim namazda bir rek'at'a yetişirse' sözün­deki REK'AT'tan murad şer'î mânâda olsa rukû'da imama yetişen kimse REK'AT kelimesinin medlûlü'nün bir rükû' ve iki secde olan büyük kısmına yetiştiği için- rek'at'a yetişmiş olur» demişlerdir. Şu halde bu ihtilâf, sadece şer'î ve lügavî mânâlardan hangisinin murad olduğu yönünden olmayıp aynı zamanda, medlullerin tamamını almak gerekli midir, yoksa bir kısmını al­mak kâfi midir diye meşhur olan ihtilâfla ilgilidir.

Rek'at'a yetişmek için imama uyanlardan bazılarının henüz rukû'da ol­masının kâfi geldiği görüşüne gelince: Çünkü hadiste geçen namaz kelime­sinden imamın namazı kastedilebildiği gibi imam ile imama uyanlar tarafın­dan kılınan namazın hey'et-i mecmuası da kastedilmiş olabilir.

O halde bu ihtilâfın sebeb i; «Kim namazın bir rek'at'ına yetişirse» sözündeki ifadenin bu iki ihtimali de taşımasıdır; Fakat cumhûr'un tuttuğu ihtimal daha zahirdir.

İmam, rukû'da iken namaza başlayanın bir kere mi, iki kere mi tekbir al­masının şart olduğu hususundaki ihtilâfın sebebi ise, iftitah tekbiresinin ayakta alınmasının şart olup olmadığında ihtilâf etmeleridir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in iftitah tekbiresini hep ayakta aldığına bakıp ayakta al­manın şart olduğunu söyleyen ve namazın diğer tekbirlerini de f;ırz görenler, iki kere tekbir almak gerektiğini söylemişlerdir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«Namaza giriş tekbir almaktır» badisindeki umu­ma bakarak, «îftitah tekbiresini ayakta almak şart değildir» diyen ve nama­zın tekbirlerinden yalnız iftitah tekbiresini farz görenler ise «Bir kere tekbir alması kâfi gelio> demişlerdir.

iftitah tekbiresi niyetini getirmese bile, bir kere tekbir alması kâfidir di­yenlere gelince: Kimisi «Bunlar iftitah tekbirinin farziyetini benimsemedik­leri için böyle söylemişlerdir» demiştir. Kimisi «Namaz niyetini iftitah tekbiresinden sonra getirmenin cevazını benimsedikleri için böyle söylemişler­dir» demiştir. Çünkü iftitah tekbiresinin niyetini getirmekten maksat, nama­za başlarken namaz niyetinin getirilmesini sağlamaktır. Zira iftitah tekbire-sinin iki özelliği olup biri namazın niyeti ile beraber olması, biri de namazın başında alınmasıdır. Bu her iki özelliği de şart koşanlar «Alınan tekbirle ifti­tah tekbiresinin niyetini getirmek şarttır» demişlerdir, biri ile yetinenler ise «îftitah tekbiresinin niyeti getirilmese bile, bir kere tekbir almak kâfidir» de­mişlerdir. [434]


[431] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/368.

[432] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/368.

[433] Buhârî, Mesâcid, 5/30, no: 607.

[434] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/368-370.



Konu Başlığı: Ynt: Namazın bazı işlemlerinin kazası
Gönderen: Ceren üzerinde 28 Ocak 2020, 18:42:11
Esselamu aleykum.rabbim razı olsun bizlere sunulan bilgiler için...


Konu Başlığı: Ynt: Namazın bazı işlemlerinin kazası
Gönderen: Sevgi. üzerinde 29 Ocak 2020, 06:22:31
Aleyküm selâm bilgiler için Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Namazın bazı işlemlerinin kazası
Gönderen: Mehmed. üzerinde 08 Şubat 2020, 19:06:36
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru işler yapan kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun