๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 17:47:09



Konu Başlığı: Namazda üfürmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 17:47:09
C- Namazda Üfürmek:



Ulema, üfürmek de konuşmak sayılır mı diye tereddüt ettikleri için na­maz içinde üfürmenin hükmü hakkında üç görüşte bulunmuşlardır.

Kimisi «Mekruh olup namazı yeni baştan kılmayı gerektirmez», kimisi «Gerektirir» demiştir. Kimisi de,.hazır bulunanlar tarafından duyulup duyul­maması halleri arasında hüküm ayırımı yapmıştır. [412]

 

D- Namazda Gülme:
 

Ulema, gülümsemek de gülmek midir diye tereddüt ettikleri için namaz içinde gülmekle namazın bozulduğunu söyleyen fıkıh âlimleri, gülümse-mekle namazın bozulup bozulmadığında ihtilâf etmişlerdir. [413]

 

E- Sıkışık Halde Namaz Kılma:
 

Ulema sıkışık abdestle kılınan namazın hükmünde ihtilâf etmişlerdir. Çoğu «Sıkışık abdestle kılmak mekruhtur» demişlerdir. Çünkü Zeyd b. Er-kam'dan, Peygamber (s.a.s) Efendimizin,

«Biriniz ayak yoluna gitmek arzusunu duyduğu zaman, namazdan önce onu yapsın» [414] ve Hz. Âişe (r.a.)'den de, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«Herhangi biriniz yemek hazırlanmışken veya defi tabii ihtiyacı onu zorlarken namaz kılmasın» [415] diye buyurduğu rivayet olunmuştur. Aynca Hz. Ömer (r.a.)'in de bunu   yasakladığı rivayet olunmuştur.

Kimisi de «Sıkışık abdestle kılınan namaz fasittir ve o namazı bir daha kılmak lâzımdır» demiştir. Îbnü'l-Kasım, îmam Mâlik'in «Sıkışık abdestle kılman namazı -vakit çıkmış olsun olmasın- bir daha kılmak gerekir» diye söylediğini nakletmiştir. Bundan, îmam Mâlik'in de sıkışık abdestle kılınan namazın fasit olduğu görüşünde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bu ihtilâfın sebebi;birişvacibveyacaizikenoişyasaklanırsa,o yasak, o işin yapılması halinde fasit olduğuna delâlet eder mi, yoksa fasit ol­mayıp sadece o işi yapanın günah işlemiş olduğuna mı delâlet eder, diye ih­tilâf etmeleridir. Sıkışık abdestle kılınan namazın fasid olduğunu benimse­yenler, Şam ulemasından kiminin Sevban'dan, kiminin Ebû Hüreyre'den rivayet ettiği Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in

 «Bir mü'min için abdesti sı­kışıkken namaz kılmak caiz olamaz» hadisi ile ihticac etmişlerdir [416]. Ebû Ömer b. Abdilberr: «Bu hadisin senedi zayıf olup, hüccet olacak nitelikte de­ğildir» demiştir. [417]

 

F-  Namazda Selam Alma:
 

Namazda iken, verilen selamı almanın hükmünde ihtilâf etmişlerdir. içinde Said b. el-Müseyyeb, Hasan Basrî ve Katâde'nin bulunduğu bir kitle «Caizdir» demişlerdir. Bir kitle de sözle selam almayı caiz görmemiş, fakat işaretle almayı caiz görmüştür, imam Mâlik ile îmam Şâfıi bunu benimser. Bir diğer cemaat de «Ne sözle, ne de işaretle selâm almak caizdir» demiştir. Bu da, İmam Ebû Hanife'nin görüşüdür. Kimisi de, namaz kılanın Jcalben selâm almasını caiz görmüştür. Kimisi de «Namazdan çıktıktan sonra, veri­len selâm alınır» demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi; selam, namaz içinde yapılması yasaklanan ko­nuşmaktan sayılır mı, sayılmaz mı diye ihtilâf etmeleridir. «Selâm da konuş­mak kabilindendir» diyen ve namaz içinde konuşmanın nehyine dair hadis­lerin ışığında, selam almayı,

"Size (bir kimse tarafından) selâm verildiği zaman, ondan daha iyisi veya aynı ile karşı­lık veriniz" [418] âyet-i kerimesinin hükmünden istisna edenler «Namazda selâm almak caiz değildir» demişlerdir.

«Selâm, namazda yapılması yasaklanan konuşmak kabilinden değil­dir» diyenler veyahut âyet-i kerimenin ışığında, selamı, namazda konuşmayı yasaklayan hadislerin hükmünden istisna edenler ise «Namazda selâm almak caizdir» demişlerdir.

Ebû Bekir b. el-Münzir «Namaz içinde ne sözle, ne de işaretle selâm alı­namaz diyenler sünnete muhalefet etmişlerdir. Zira Süheyb'in rivayetine gö­re Peygamber (s.a.s) Efendimiz namazda iken kendisine selâm verenlerin selâmlarını işaretle alırdı» demiştir. [419]



[412] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/359-360.

[413] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/360-361.

[414] Mâlik, Kasru's-Salât, 9/17, no: 49.

[415] Müslim, Mesâcid, 5/16, no: 560.

[416] Ebû Dâvûd, Taharet, 1/43, no: 90-91.

[417] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/363.

[418] Nisa, 4/86.

[419] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/363-364.