> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Bidayetül Müctehid > Mükâtebin çocukları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mükâtebin çocukları  (Okunma Sayısı 907 defa)
01 Şubat 2011, 18:37:10
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 01 Şubat 2011, 18:37:10 »



4. Mükâtebin Çocukları:



Ulema müttefiktirler ki, kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin çocuk­ları, eğer kitabet akdine girmeleri şart koşulmazsa, kitabet akdinin şümulü içinde değillerdir. Çünkü kölenin çocuğu da, köle gibi efendisinin bir başka kölesidir. Ulema, kitabet akdi süresinde doğan çocuğun kitabet akdinin şü­mulü içinde olduğunda da müttefiktirler. Fakat kölenin malı ile kölenin Üm-mü'l-Veledi, yani kendisinden çocuk doğuran cariyesinin mutlak kitabet ak­dinin şümulü içinde olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir. İmam Şafiî ile İmam Ebû Hanife, «Akdin şümulü içinde değillerdir», Evzaî de, «Şart koşul-duğu zaman içindedirler» demişlerdir. Bu mes'eledeki ihtilaf da, "Köle, mül­kiyet sahibi olabilir mi, olamaz mı? Şayet oluyorsa, köle azadlanırken malı da ona tâbi midir, değil midir?" diye edilen ihtilafa dayanır, ki bu ihtilaf yu­karıda geçti. [16]

 

5. Mükâtebin Tasarrufları:
 

Ulema -bu bâbtan olmak üzere- kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin değer taşıyan herhangi bir şeyi, efendisinden izin almaksızın bir kimseye hi- -be edemediği, köle azadlayamadığı, sadaka veremediği, kısacası; karşılıksız olarak herhangi bir şeyi elinden çıkaramadığı hususunda müttefiktirler. Zira kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin bu ve buna benzer tasarrufları geçer­sizdir. Ancak bu konu ile ilgili olarak birtakım mes'elelerde ihtilaf etmişler­dir. Biri şudur: Kendisi ile kitabet akdi yapılan köle, herhangi bir şeyi bir kimseye hibe eder veyahut köle azatlar da efendisinin haberi olmaz, ancak köle, kitabet bedelinin bütün taksitlerini Ödedikten sonra efendisi haberdar olursa, bu tasarrufları geçerli midir, değil midir?

İmam Mâlik ile ulemadan bir cemaat «Geçerlidir» demişlerdir. Kimisi de; caiz olmadığı bir sırada vaki olduğu için geçersiz olduğunu söylemiştir. Geçerli olduğunu söyleyenler, «Caiz olmamasının sebebi, kölenin borcunu Ödeyemeyecek duruma düşmesi endişesi idi. Köle, borcunun hepsini öde­dikten sonra ise, bu endişeye yer kalmaz» demişlerdir.

Buna göre ihtilafın sebebi, efendinin izni akdın kesinleşmesi için mi, yoksa sıhhati için mi şarttır diye ettikleri ihtilaftır. «Efendinin izni, akdin sıh­hati için şarttır» diyenler, geçersiz olduğunu söylemişlerdir. «Akdin kesinleşmesi için şarttır» diyenler ise, «Efendi izin verdiği zaman nasıl akid sahih ise, vermediği zaman da sahihtir. Ancak kesinleşmediği için eğer daha önce işitmiş olsaydı bozabilirdi. Şimdi ise, bozması için bir sebeb kalmamıştır» demişlerdir. Bu da, kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin efendisinin izni ile köle azatlamasını caiz görenlere göredir. Çünkü ulema bunda da ihtilaf

ederek îmam Mâlik, «Caizdir», îmam Ebû Hanife de «Değildir» diyenler­dendirler, imam Şafiî'den her iki görüş de rivayet olunmuştur. «Caizdir» di­yenler de, azatlanan kölenin velâsı kime aittir diye ihtilaf etmişlerdir, tmam Mâlik «Eğer kendisi ile kitabet akdi yapılan köle, henüz borcunu ödememiş­ken ölürse, azatladığı kölenin velâsı efendisine aittir. Eğer öldüğü zaman borcunu ödemiş ise, azatladığı kölenin velâsı ona aittir» demiştir. Kimisi de «Azatladığı kölenin velâsı mutlaka efendiye aittir» demiştir. Kendisi ile ki­tabet akdi yapılan kölenin köle azatlamasını caiz görmeyenler, «Zira Pey­gamber Efendimiz,

'Velâ hakkı ancak azatlayanındır'[17] bu­yurmuştur. Kendisi ile kitabet akdi yapılan köle ise, kitabet akdi süresi içinde velâ hakkına sahip olamadığı için köle azatlayamaz» demişlerdir. Velâmn efendiye ait olduğunu söyleyenler de «Kölenin kölesi de, efendisinin kölesi hükmündedir» demişlerdir. Borcunu ödemeden Ölen köle ile, ödedikten son­ra ölen köle arasında ayırım yapanlar ise, istihsan etmişlerdir.

Kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin evlenip evlenemediği veyahut yolculuğa çıkıp çıkamadığı hususundaki ihtilafları da bu bâbtandır. Cumhur, «Efendisi izin vermezse evlenemez», kimisi de «Efendinin izni evlenebilmesi için şart değildir» demiştir. Yolculuğa çıkmasını ise cumhur caiz gör­müş, kimisi de «Efendisi izin vermezse yolculuğa çıkamaz» demiştir. İmam Mâlik bunlardandır. İmam Mâlik'in tâbilerinden Sahnun da caiz görenlerdendir. İbnu'l-Kasım da yalnız kısa yolculuğu caiz görmüştür.

Efendisinin izni olmaksızın evlenmesini caiz göremeyenler, «Çünkü evlilik onun, borcunu ödeyemeyecek bir duruma düşmesine yol açabilir» di­ye sebeb göstermişlerdir. Efendisinin izni olmadan yolculuğa çıkabildiğini söyleyenler de, «Çünkü yolculuk kazanç temini için bir vasıtadır» demişler­dir. Kısacası: Bu mes'ele hakkında ulema üç çeşit görüşte bulunmuşlardır:

1-, Kendisi ile kitabet akdi yapılan köle,efendisi izin verse de vermese de yolculuğa çıkabilir ve efendisi yolculuğa çıkmamasını şart koşamaz. îmam Ebû Hanife ile İmam Şafiî bu görüştedirler.

2- Efendisinin izni olmaksızın yolculuğa çıkamaz. İmam Mâlik de bu görüştedir..

3- Eğer efendisi yolculuğa çıkmamasını şart koşmazsa, mutlak kitabet akdi yolculuğa çıkmasına mani değildir. Bunu da İmam Ahmed, Süfyan Sevrî ve başkaları <söylemislerdir.

Kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin kendi kölesi ile kitabet akdini yapıp yapamadığı hususunda ettikleri ihtilaf da keza bu bâbtandır. îmam Mâlik «Eğer kölesine kitabet bedeli miktarında ikram etmezse yapabilir» demiştir. îmam Ebû Hanife ile Süfyan Sevrî de bu görüştedirler. Îmam Şafiî'nin ise, bu hususta iki kavli olup birinde, «Yapabilir», diğerinde «Yapa­maz» demiştir. «Yapabilir» diyenler, «Çünkü kitabet akdi, kendisinden kazanç kastedilen karşılıklı bir akidtir. Bunun için o da diğer alış-veriş akidleri gibidir» demişlerdir. İmam Şafiî ise, «Velâ hakkı azatlayanındır. Kendisi ile kitabet akdi yapılan köle ise, hür olmadığı için velâ hakkına sahip olamaz» demiştir.

Ulema, efendinin kendisi ile kitabet akdini yaptığı kölesinin malından herhangi bir şeyi alamadığı ve malı içinde herhangi bir şeyden yararlanama­dığı hususunda müttefik iseler de, kendisi ile kitabet akdini yaptığı cariyesiy-le cinsi münasebette bulunabilir mi, bulunamaz mı diye ihtilaf etmişlerdir. Cumhur, «Bu cariye bir süre sonra mülkiyeti altından çıkacağı için, onunla cinsi münasebette bulunması geçici evlenme gibidir» diyerek caiz görmemiş ise de İmam Ahmed, İmam Dâvûd ve tabiînden Said b. el-Müseyyeb, «Eğer onunla kitabet akdini yaparken şart koşarsa caizdir. Çünkü bu cariye de niha­yet MÜDEBBERE, yani efendisi tarafından kendisine 'Ben öldükten sonra sen hürsün1 denilen cariye gibidir» demişlerdir. Caiz olmadığı görüşünde olanlar da, şayet bulunursa, kendisine had lazım gelir mi, gelmez mi diye ih­tilaf etmişlerdir. Çoğunluk «Ona had lazım gelmez. Çünkü bu cinsi münase­bette helal olma şüphesi vardır» demiş ise de, kimisi «Ona had lazım gelir» demiştir.

Kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin satışı caiz midir, değil midir di­ye edilen ihtilaf da bu bâbtandır. Cumhur, «Caiz değildir. Meğer kölenin ki­tabet akdi üzerinde kalması, alıcıya şart koşulsun» demiştir. Kimisi de «Eğer köle, kitabet bedelinden henüz bir şey ödememiş ise caizdir. Çünkü, Berire, kendisi ile kitabet akdi yapılan bir cariye iken satılmıştı» demiştir. Kendisi ile kitabet akdi yapılan kölenin satışını caiz görmeyenler de, «Çünkü kendisi ile kitabet akdi yapılan köleyi satmak, verilen sözü yerine getirmemektir. Oysa Cenâb-ı Allah, verilen sözleri yerine getirmeyi emir buyurmuştur» de­mişlerdir. Bu mes'ele de, kitabet akdi bozulması caiz olmayan akidlerden midir, değil midir? diye edilen ihtilafa dayanır.

Ulema bunun gibi, kitabet akdinin başkasına devredilip edilemediği hu­susunda da ihtilaf etmişlerdir. îmam Şafiî ile İmam Ebû Hanife, «Devredile­mez», İmam Mâlik «Edilebilir» demişlerdir.

Efendi, kölesini kitabet akdine zorlayabilir mi, zorlayamaz mı? diye et­tikleri ihtilaf da keza bu bâbtandır. [18]


[16] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/193.

[17] Buhari, Ferâid, 85/19, no: 6751, 7654.

 

[18] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/193-195.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mükâtebin çocukları
« Posted on: 19 Nisan 2024, 14:13:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mükâtebin çocukları rüya tabiri,Mükâtebin çocukları mekke canlı, Mükâtebin çocukları kabe canlı yayın, Mükâtebin çocukları Üç boyutlu kuran oku Mükâtebin çocukları kuran ı kerim, Mükâtebin çocukları peygamber kıssaları,Mükâtebin çocukları ilitam ders soruları, Mükâtebin çocuklarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes