Konu Başlığı: Müdebbere tâbi olan şeyler Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ocak 2011, 17:15:24 3. Müdebbere Tâbi Olan Şeyler: Köle tedbir edilirken nesi kendisine tâbidir, nesi tâbi değildir konusunda ulemanın meşhur olan mes'elelerinden biri, tedbir edilen cariyenin tedbir edildikten sonra doğan çocuklarının kendisine tâbi olup olmadıklarmdaki ihtilaflarıdır. Cumhur, «Cariyenin, tedbir'den sonra doğan çocukları kendisine tabidirler. Yani azad olduğu zaman onlar da onunla birlikte azad olurlar» demiştir. İmam Şafiî ise, tâbilerince benimsenen kavlinde «Annelerinin azad olması ile azad olmazlar» demiştir. Fakat eğer sahibi onu tedbir ettikten sonra sağlığında onu azad ederse, tedbir edildikten sonra doğan çocuklarının kendisi ile birlikte azad edildiğinde ihtilaf yoktur. îmam Şâfıî «Kesin azatlamada çocukları kendisine tâbi olmayınca, şarta bağlı bulunan azatlamada kendisine tâbi olmamaları evleviyetle lazım gelir» demiştir. İmam Şafiî ayrıca, azatlanması vasiyyet edilen cariyenin çocuklarının vasiyyete girmediklerinde ulemanın icma' etmeleri ile de ihticac etmiştir. Cumhur ise, tedbire bir özellik vererek onu kitabete kıyas etmiştir. Cumhurun görüşü Hz. Osman, İbn Mes'ud ve îbn Ömer'den, îmam Şafiî'nin görüşü de Ömer b. Abdülaziz, Atâ b. Rebah ve Mekhul'dan rivayet olunmuştur. İmam Mâlik'in bu konudaki görüşünün özeti şöyledir: Kadının vasfı ne ise, çocuğu vasıfta ona tâbidir. Kadın hür ise çocuğu da hürdür. Kadın, kendisi ile kitabet akdi yapılmış ise, çocuğu da, kendisi ile kitabet akdi yapılmış sayılır. Kadın tedbir edilmiş ise, çocuğu da tedbir edilmiş sayılır. Kadın, azatlanması belli bir süreye bağlanmış sayılır. Ümmü'l-Veled olan cariyede İmam Mâlik'in görüşüne katılmamışlardır. îmam Mâlik'e göre, bir kısmı azatlanan cariyenin çocuğu da annesi hükmündedir. Ulema, evlilikten doğan her çocuğun hürriyet ile kölelikte annesine tâbi olduğunda müttefiktirler. Ancak tedbir edilmiş cariye ile kocası Arap olan cariyenin çocukları hakkında ihtilaf etmişlerdir. Ulema, mülkiyetten doğan çocuğun ise, babasına tâbi olduğunda müttefiktirler. Babası hürse kendisi de hürdür, babası köle ise, kendisi de köledir, babası, kendisi ile kitabet akdi yapılmış ise, kendisi ile de kitabet akdi yapılmış sayılır. Ancak tedbir edilen kölenin çocuğu hakkında ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Bu çocuk da babasına tâbidir, yani o da babası gibi tedbir edilmiş sayılır» demiştir, îmam Şâfîî ile Ebû Hanife'ye göre çocuğu tedbirde ona tâbi olmaz. İmam Mâlik'in dayanağı, tedbir edilen köleden başka, mülkiyetten doğan her çocuğun babasına tâbi olduğu hususundaki ulemanın ic-ma'ıdır. Fakat bu, ihtilaf edilen bir konuyu, üzerinde icma' edilen konuya kıyas etmektir. Şafiî'ler ise «Tedbir edilen kölenin çocuğu babasının malıdır. Tedbir edilen kölenin efendisi ise, kölesinin malını kendisinden istediği zaman alabilir» demişlerdir. Halbuki tedbir edilen kölenin çocuğunun babasının malı olduğunu kabul edemeyiz. Şayet kabul etsek de -İmam Mâlik'e göre- tedbir edilen köle azatlandığı zaman malıda onunla birlikte azatlanır. [9] 4. Müşterek Kölenin Tedbiri: Kişinin, müşterek olan köledeki hissesini tedbir etmesinin hükmünü burada anlatmak, her ne kadar daha uygun ise de, yukarıda anlattığımız için bir daha tekrarlamaya gerek görmüyorum. Kişinin, tamamı kendisine ait olan kölenin bir kısmını tedbir ermesi haline gelince: îmam Mâlik bunu da, tamamı kendisine ait olan kölenin bir kısmını azatlamasma kıyas ederek, «Kölenin hepsini tedbir ettiğine hükmedilir» demiştir. [10] 5. Tedbirin Bozulmasi: Kölesini tedbir eden kimsenin borç altına girmesi ile tedbirinin bozulup bozulmadığı hakkındaki ulemanın ihtilafı da bu bâbtandır. İmam Mâlik ile İmam Şâfıî, «Kölesini tedbir eden kimse, borç altına girdiği zaman, tedbiri bozulur» demişlerşede, İmam Ebû Hanife «Borcu ister tedbir ettiği kölenin kıymeti kadar, ister ondan az olsun, tedbir bozulmaz. Borcunu ödemek için çalışması gerekir» demiştir. Hıristiyan bir kimsenin hıristiyan olan kölesini tedbir ettikten sonra, kölenin kendisinden önce Müslüman olması halinde ihtilaf etmeleri de bu bâbtandır. îmam Şâfîî «Köle müslüman olur olmaz, bir müslümana satılır ve tedbiri bozulur», imam Mâlik de «Satılmaz. Fakat durumu anlaşıhncaya kadar efendisinden uzaklaştırılır. Eğer efendisi ölür ve borcu malını tüketecek kadar çok değilse, azatlanır» demiştir. Küfe uleması da «Hıristiyan bir kimsenin tedbir ettiği köle, müslüman olduğu zaman ona kıymet konulur ve konulan kıymeti efendisine vermek üzere çalışmak zorunda olur» demişlerdir. İmam Mâlik'e göre, terikenin üçtebiri, hastalık halinde tedbir edilen köle ile sağlık halinde tedbir edilen kölenin ikisine eğer kâfi gelmezse, sağlık halinde tedbir edilen köle Önce azatlanır. [11] [9] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/207-208. [10] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/208. [11] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/208-209. |