Konu Başlığı: Mirasta din farklılığı Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 31 Ocak 2011, 18:37:24 2. Mirasta Din Farklılığı Bu konu ile ilgili olarak buraya almamız gereken, ulemanın ihtilaf ettikleri meşhur olan birtakım mes'eleler daha vardır. Bu mes'elelerden biri şudur: Cenâb-ı Hakk «AİIah kâfirlere, mü'minler aleyhinde asla fırsat vermeyecektir» buyurduğu ve Peygamber Efendimizin de, «Ne müslüman, kâfirden, ne de kâfir, müslümandan miras alamaz» [26] hadisi sabit olduğu için ulema, gayri müslimin müslümandan miras alamadığında müttefik iseler de, müslü-manın, gerek gayri müslimden ve gerek mürted olan kimseden miras alıp alamadığında ihtilaf etmişlerdir. Ashâb, tabiîn ve tslâm fukahası olan ulemanın cumhuru, yukanda geçen hadise dayanarak, müslümamn gayrimüslimden miras alamadığım söylemişlerdir. Ashabtan Muaz b. Cebel ile Mua-viye b. Ebî Süfyan, tabiînden Saîd b. el-Müseyyeb ile Mesruk ve fukahadan bir cemaat ise, müslümamn gayri müslimden miras aldığı görüşünde bulunmuşlardır. Bunlar mirası da evlenmeye kıyas ederek, «Biz, nasıl gayrimüslim kadınlarla evlenebiliyor ve fakat kadınlarımızı onlarla evlendiremiyor-sak, onlardan miras alıyoruz. Fakat onlar bizden alamazlar» demişlerdir. Bunlar bu hususta müsned bir hadis [27] de rivayet etmişlerse de, Ebû Ömer: «Cumhura göre senedi kuvvetli değildir» demiştir. Bunlar mirası kısasa da kıyas etmişlerdir. Mürted olan kimsenin malına gelince: Hicaz fukahasımn cumhuru, «Mürted olan kimse, öldürüldüğü veyahut öldüğü zaman yakınları ona varis olamazlar. Malı hazineye aittir» demişlerdir, ki İmam Mâlik ile İmam Şafiî bu görüştedirler. Ashâbtan Zeyd b. Sabit de bu görüşte idi. îmam Ebû Hanife, Süfyan Sevrî, Küfe fukahasımn cumhuru ve Basra fukahasımn çoğu ise, «Müslüman olan yakınları, ondan miras alırlar» demişlerdir. Ashâbtan İbn Mes'ud ile Hz. Ali de bu görüşte idiler. Birinci grubun dayanağı hadisin umumudur. Hanefîler ise, «Mürted olan kimsenin yalanlan, onun malına diğer müslümanlardan daha müsteh aktırlar. Çünkü mürted olan kimse ile yakınları arasında hem müslümanlık, hem yakınlık bağı vardır. Mürted olan kimse ile diğer müslümanlar arasında ise yalnız müslümanlık bağı vardır» şeklinde bir kıyas yaparak hadisin umumunu tahsis etmişlerdir. Tahmin ederim ki bunlar, «Kişi mürted de olsa, malı üzerinde İslâm hükmü devam eder. Zira ölünceye kadar malına dokunulamaz. Ancak Eşheb'ten 'Mürtedin malı helâldir' dediği rivayet olunmuştur. Bu ise, o demektir ki mürtedin malı kendisi sağ kaldıkça mülkiyetinden çıkmış olmuyor. Bu da, malının İslâm hükmüne tabi olduğunu göstermektedir. Bunun içindir ki, gayri müslim, dininde serbest olduğu halde, mürtedin mürted kalmasına müsaade edilmez» demek suretiyle de görüşlerine güç vermek istemişlerdir. îmam Şâfîî ile bir cemaat, «Mürted olan kimse tevbe ettiği zaman, mürtedken geçirdiği namazlan kaza etmeye zorlanır» demişlerdir. Bir diğer cemaat da, «Mürted olan kimse, belki bir daha müslüman olur, diye malına dokunulmaz», bir başka cemaat da şâzz bir görüşte bulunarak «Kişi mürted olduğu zaman malı müslümanlara helâl olur» demiştir. Zannedersem Eşheb bunlardandır. Ulema, bir dine mensup olan iki gayri müslimin birbirine varis olduklarinda müttefiktirler. Fakat herbiri bir dine mensub olan iki gayrimüslimin birbirine varis olup olmadıklannda ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik ile bir cemaat , «Yahudi ve hıristiyanlar gibi değişik dinlere mensup olan gayrimüslimler birbirlerinden miras alamazlar» demişlerdir, ki îmam Ahmed ile bir cemaat bu görüştedirler; îmam Şafiî, îmam Ebû Hanife, Ebû Sevr, Süfyan Sevrî, îmam Dâvûd ve başkaları da «Gayri müslimlerin hepsi birbirlerine varistirler» demişlerdir. Kadı Şüreyh, îbn Ebî Leylâ ve bir cemaat da, birbirinden miras alamayan din mensuplarını üç gruba ayırarak, hıristiyan, yahudi ve Sabiî'leri bir grup, Mecûsilerle kitapsızlan bir grup, Müslümanlan da bir grup saymaktadırlar. îbn Ebî Leylâ'dan, îmam Mâlik gibi söylediği de rivayet olunmuştur. îmam Mâlik ile onun görüşünde olanlann dayanağı, güvenilir ravilerin Amr b. Şuayb'tan, Amr'ın da babasından, babasının da dedesinden, Peygamber Efendimizin buyurduğunu rivayet ettiği, «İki dine mensup olanlar birbirleriunden miras alamazlar» [28] hadisidir. Şâfıi ve Hanefilerin dayanağı da Peygamber Efendimizin, «Ve müslüman, kâfirden, ne de kâfir, müslümandan miras alır» [29] hadisidir. Zira bu hadisten, Delüü'l-Hitab yolu ile müslümamn müslümandan ve kâfirin kâfirden miras aldığı anlaşılmaktadır. Fakat Delüü'l-Hitab ile -Özellikle burada- hükmetmek zayıftır. Ulema, birtakım çocuklarla beraber İslâm ülkesine göç ettikten sonra çocukların kendilerine ait olduğunu söyleyenlerle, çocuklarının birbirlerine varis olup olmadıklarında da ihtilaf ederek üç çeşit görüşte bulunmuşlardır. Bir görüşe göre, sözleri üzerine birbirlerine varis-ol urlar. Bu görüş tabiînden bir cemaatın görüşüdür. îshak da bu görüştedir. Bir görüşe göre, sözlerine şahit getirmedikçe birbirlerinden miras alamazlar. Bunu da Kadı Şüreyh, Hasan Basrî ve bir cemaat söylemiştir. Bir görüşe göre de, şahit de getirseler, birbirlerinden miras alamazlar. Hz. Ömer'den bu her üç görüş de rivayet olunmuşsa da, en meşhurları şudur ki, Arabistan'da doğmayanları varis kılmazdı. Hz. Osman ile Ömer b. Abdülaziz de bu görüştedirler. İmam Mâlik ile tâbilerinin ise bu hususta değişik görüşleri vardır. Kimisi «Birbirlerine, şahitsiz varis olamazlar» demiştir. Bu Ibnu'l-Kasım'ın görüşüdür. Kimisi «Adaletli şahitleri de olsa, birbirlerine varis değillerdir» demiştir. îmam Mâlik'in tâbilerinden Abdülmelik b. Mâcişûn bunu söyleyenlerdendir. îb-nu'1-Kâsım, îmam Mâlik'ten, İslâm askerlerine teslim olduktan sonra birbirlerine şahitlik eden bir kale halkı hakkında «Birbirlerinden miras alırlar» dediğini rivayet etmiştir. îmam Mâlik'in bu sözünden, birbirlerine şahitsiz olarak varis oldukları mânâsı çıkar. Çünkü imam Mâlik, gayrimüslimlerin birbirlerine şahitliklerini kabul etmezdi. îmam Mâlik bir sözünde, «Eğer esir ediiirlerse bu konuda birbirlerine şahitlikleri kabul olunmaz» demiştir. Bunu böylece ayrıntılı olarak Küfe uleması, İmam Şâfrî, îmam Ahmed ve Ebû Sevr de demişlerdir. Zira bunlar «Eğer kendiliklerinden İslâm ülkesine gelmiş ve herhangi bir kimsenin velayeti altında değilseler, soyları hakkındaki sözleri kabul olunur. Fakat esir olarak getirilip koleleştirilirse, davaları şahitsiz kabul olunmaz» demişlerdir. islâm fukahasınm cumhuru ve ashâbtan Hz. Ali, Zeyd b. Sabit ve Hz. Ömer -gayrimüslim, köle ve bilerek babasını öldüren kimse gibi- miras alamayan varisin başkasını hacbedemediğini söylemişlerdir, tbn Mes'ud ise, bu her üç kişiye miras vermediği halde, başkalarını onlarla hacbettirirdi. Zira bir kimse, eğer herhangi bir varisi onu bilerek öldürür, ya da köle veyahut gayrimüslim olursa, ondan miras alamaz. Bununla beraber İbn Mes'ud'a göre, bu varis, miras alıyormuş gibi kendisinden<-daha uzak olan varisleri hac-beder. İmam Dâvûd ile Ebû Sevr de bu görüştedirler. Cumhur, «Çünkü bir başka varisi hacbetmek, miras almak demektir ve bu iki meflıum birbirinden aynlmayan şeylerdir» diye ihtieac etmişlerdir. Diğer grup da, «Hacip ancak ölümle kalkar. Kişi ölmedikçe -miras almasa bile- kendisinden sonra gelen varisler onunla hacbolunurlar» demişlerdir. [30] [26] Buhârî, Ferâid, 85/26, no: 6764, Müslim, Ferâid, 23, no: 1614; Ebû Dâvûd, Ferâid. 13/10, no: 2909. [27] Tayâlisi, 1/283, no: 1436, Ebû Dâvûd, Ferâid, 13/10, no: 2913. [28] Ebû Dâvûd, Ferâid, 13/10, no: 2911. ' [29] Buhârî, Ferâid, 85/26, no: 6764. [30] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/146-149. Konu Başlığı: Ynt: Mirasta din farklılığı Gönderen: Ceren üzerinde 21 Aralık 2019, 20:23:32 Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...
Konu Başlığı: Ynt: Mirasta din farklılığı Gönderen: Sevgi. üzerinde 23 Aralık 2019, 03:57:31 Aleyküm selâm. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim Konu Başlığı: Ynt: Mirasta din farklılığı Gönderen: Es-Sabur üzerinde 23 Aralık 2019, 06:21:47 Ne Müslüman kafirden nede kafir Müslüman dan miras alamaz
|