๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 01 Şubat 2011, 18:01:02



Konu Başlığı: Liândan kaçınma ve dönüş
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Şubat 2011, 18:01:02
94. Liân'dan Kaçınma ve Dönüş


Cumhur «Karısının zina ettiğini söyleyen kimse Hân etmekten çekinir-se, ona iftira cezası olarak seksen değnek vurulur» demiştir, imam Ebû Hani-fe ise, «Ona müfteri cezası verilmez. Fakat hakim uygun gördüğü taktirde onu hapseder» demiştir. Cumhurun delili "İffetli kadınlara zina isnad edip de, sonra dört şahid getiremeyenlere seksen değnek vurunuz ve hiçbir zaman şahidliklerini kabul etmeyiniz" âyet-i kerimesinin umumudur. Zi­ra âyet, nasıl yabancı erkeklere şamilse, kadının kocasına da şamildir. Ancak eğer kadının kocası dört şahid getiremezse kadınla Hân etmesi onu cezadan kurtarır. O halde Hândan çekindiği zaman o da, iffetli kadınlara zina isnad edip de, dört şahid getiremeyenlerin hükmüne girmiş olur, yani ona müfteri cezası lazım gelir. Cumhur aynca İbn Ömer'le başkalarının Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den Aclânî olayında naklettikleri,

«(Eğer zina edeni) 'Öldürürsen öldürülürsün, (eğer) söyler­sen, dayak yersin, sükut edersen, öfke içinde sükut edersin'» hadisidir. İkin­ci grup da «Liân âyetinde 'Adam Hândan çekinirse ona müfteri cezası lazım gelir' diye bir şey yoktur. Bunu söylersek nass'a bir ilâve yapmış oluruz ki ilâve nesihtir. Nesih ise, ne kıyas, ne de tek kişi hadisleriyle sabit olmaz» de­mişlerdir. Bunlar aynca «Eğer ona ceza lazım gelirse, liân yapsa dahi ceza­dan kurtulmaz. Çünkü Hân bir yemindir. Yemin ile ceza nasıl yabancılardan kalkmıyorsa, kadının kocası da yabancılar gibidir» demişlerdir.

Doğrusu şudur ki: Liân özel bir yemin olduğu için, özel bir hükme tabi olması gerekir. Kaldı ki âyet-i kerimede liân ile kadının cezadan kurtulması nassen bildirilmiştir. Ancak âyet-i kerimede geçen AZAB kelimesi cezanın her çeşidini kapsadığı için, eğer kadın Hândan çekinirse ona ne gibi ceza la­zım gelir diye ihtilâf etmişlerdir. İmam Şâfıi, İmam Mâlik, îmam Ahmed ve cumhur, «Eğer kocası kendisiyle temas etmiş ve ihsan (evlilik) şartlan ken­disinde mevcud ise, recmedilir, yani taşlanarak öldürülür ve eğer kocası ken­disiyle temas etmemiş ise, ona yüz değnek vurulur» demişlerdir, imam Ebû Hanife ise, «Eğer kadın Hândan çekinirse, Hân edinceye kadar hapsedilir»

demiştir. ibn Ebû Hanife'nin delili, Peygamber Efendimiz'in,

«Müslüman kişinin kanı -evlendikten sonra zina etmek, müslüman ol­duktan sonra tekrar küfre dönmek ve haksız yere adam Öldürmek gibi- üç haslet dışında, hiçbir suç ile helal olmaz» [12] hadisidir. îmam Ebû Hanife ay-nca, «Kadını, Hândan çekindiği için ölüme çarpmak îslâmî kaidelere sığma­yan bir hükümdür. Zira fukahadan birçokları 'Yeminden çekinen davalıya, kendisinden istenen hak -sırf yeminden çekindiği için- ödettirilmez' dedik­lerine göre, herhangi bir kimseyi, yeminden çekindiği için ölüme mahkum etmek, hiç havsalaya sığmaz. Kısacası, şeriatta yaygın olarak bilinen bu kai­deyi müşterek bir kelimenin delaletiyle tahsis etmemek gerekir» demiştir. İmam Ebû Hanife'nin bu mes'eledeki görüşü -Allah bilir- daha doğrudur. Ni­tekim Ebu'I-Meâli el-Cüveynî -Şâfîiyü'l-Mezheb iken- Burhan adlı kitabın­da İmam Ebû Hanife'nin bu mes'eledeki üstün kudretini itiraf etmiştir.

Ulema müttefiktirler ki:
Kişi karısına zina isnad ettikten sonra kendini yalancı çıkarırsa, müfteri cezasıyla cezalandırılır ve eğer hakim çocuğun kendisinden olmadığına hükmetmişse, bu hüküm bozulur. Ulema ayrıca bir­birleriyle liân eden kan-kocanın ya bizzat liân ile ya da hakimin hükmü ile birbirinden ayrılmalarının vacib olduğunda da müttefiktirler. Fakat liândan sonra birbirleriyle bir daha evlenebilirler mi, evlenemezler mi diye ihtilâf et­mişlerdir, îmam Mâlik, îmam Şafii, Süfyan Sevrî, îmam Dâvûd, îmam Ah-med ve îslâm fukahasımn cumhuru, «Bu kan ile koca, artık birbirleriyle ev­lenemezler» demişlerdir. îmam Ebû Hanife ile bir cemaat, «Kendini yalancı çıkaran adam cezalandırıldıktan sonra, diğer istekliler gibi kadını yeniden isteyebilir» demişlerdir. Bir cemaat da, «Karısı kendisine geri verilir» de­miştir. Birinci cemaatın delili, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in, huzurunda karısı ile liân eden adama,

«Artık bu kadın üzerinde bir hakkın yoktur» [13] buyurarak hiçbir istisna yapmamasıdır. ikinci grup da «Adam kendini yalan­cı çıkarınca Hânın hükmü bozulur. Kendisinden olmadığına hükmedilen ço­cuk nasıl kendisine veriliyorsa, kansı da bir daha kendisine verilir. Çünkü bu kadın ile kocasının birbirlerine haram olmaları, muhakkak birinin yalancı olduğu halde bu yalancının hangisi olduğunun bilinmemesi içindi. Adam kendini yalancı çıkarınca, yalancının kendisi olduğu anlaşıldığından, artık birbirlerine haram olmalarına sebeb kalmaz» demişlerdir. [14]


[12] Tirmizî, Diyât, 14/10, no: 1402; Nesâî, 7/103.

[13] Buhârî, Talâk, 68/53, no: 5350; Müslim, Liân, 19, no: 1493.

 

[14] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/135-136.



Konu Başlığı: Ynt: Liândan kaçınma ve dönüş
Gönderen: Ceren üzerinde 15 Şubat 2020, 21:29:54
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Liândan kaçınma ve dönüş
Gönderen: Sevgi. üzerinde 16 Şubat 2020, 03:11:47
Aleyküm selâm. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Liândan kaçınma ve dönüş
Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Şubat 2020, 20:18:48
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun