๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 17:54:10



Konu Başlığı: Korku halinde namaz
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ocak 2011, 17:54:10
5. Korku Halinde Namaz:



A- Hükmü:

 


Ulema, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den sonra korku hali namazının caiz olup olmadığında ve bu namazın keyfiyetinde ihtilâf etmişlerdir. Çoğu, bu namazın caiz olduğu görüşündedirler. Çünkü Cenâb-i Hak "Yolculuğa çıktığınız zaman, eğer kâfirlerin size fenalık yapacağından korkarsanız namazı kısaltmakta sizin için bir günah yoktur" [386] buyurmuştur.

Bu namazın cevazı aynca, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in ve kendisin­den sonra halifelerinin bu namazı kılmalan ile de sabit olmuştur. îmam Ebû Hanife'nin tabiîerinden îmam Ebû Yusuf ise çoğunluktan aynlarak, «Pey­gamber (s.a.s) Efendimiz'den sonra tek bir imam, bu namazı kıldıramaz. Bu namaz, ancak iki imam tarafından kıldınlabilir. Biri, bir taifeye iki rek'at kıl­dırır, biri de, bunlar namaz kılarlarken koruyuculuk yapan diğer taifeye iki rek'at kıldırır ve bu sefer ötekiler koruyuculuk yapar» demiştir.

Buihtilâfın sebebi, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in ashabına kıl­dırdığı bu namaz umûmî bir ibâdet midir, yoksa onun şerefine has bir hüküm müdür diye ihtilâf etmeleridir.

Bu namazı umumi bir ibâdet görenler, «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e mahsus bir hüküm değildir» demişlerdir.

«Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in şerefine has bir hükümdür, çünkü eğer öyle olmasaydı ashab iki kısım olup ayn ayn iki imam arkasında namaz kıla­bilirlerdi. Hepsinin Peygamber (s.a.s) Efendimizin arkasında namaz kılma­lan bu namazın ona has hükümlerden biri olduğunu göstermektedir» diyen­ler ise bu namazın cevazını benimsememişlerdir. Bunlara göre, "Ey Muhammed, sen aralarında olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını alsınlar.." [387]âyet-i kerimesinin delilü'l-hitab'ı da bu görüşlerini .te'yid etmektedir. Çünkü âyetten «Sen aralarında olmadığın zaman hüküm başkadın> diye anlaşılmaktadır. Şam fukahasmdan bir kitle de, «Korku bulunduğu hallerde namaz -kor­ku zail oluncaya kadar- te'hir edilir. Nitekim Peygamber (s.a.s) Efendimiz Hendek savaşında öyle yapmıştır» [388] demişlerdir.

Cumhur, «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in Hendek savaşında namazını te'hir edişi -korku namazına dair âyetin nüzulünden önce olduğu için- onunla nesholunmuştur» demiştir. [389]

 

B- Şekli:

 

Bu namazın keyfiyeti hakkında ise, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in kıl­dırdığı bu namaza dair rivayetler çok çeşitli olduğu için ulema da çeşitli gö­rüşlerde bulunmuşlardır. Bu babta rivayet olunan şekillerin meşhur olanları, yedi şekil olup biri, Salih b. Havvat'ın Zâtü'r-Rık'a sa[390]vaşında Peygamber (s.a.s) Efendimizle birlikte namaz kılanlardan işittiği şekildir.

imam Mâlik ile Müslim'in kaydettikleri bu hadise göre ashabtan bir kı­sım, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in arkasında saf bağlamış, bir kısım da düşman karşısında durup düşmanı gözetlemiş tir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz bunlara bir rek'at kıldırıp ikinci rek'ata kalktıktan sonra ayakta beklemiş, bunlar da namazın kalan kısmını tek başına kılıp selam vermiş ve düşmanın karşısına geçmişlerdir. Bundan sonra ikinci kısım gelmiş, Peygamber (s.a.s) Efendimiz ikinci rek'aü da bunlara kıldırmış ve oturduktan sonra namazı ta­mamlamalarını beklemiştir. Bunlar da namazın kalanını tek başına kılıp kendilerini bekleyen Peygamber (s.a.s) Efendimizle birlikte selam vermiş­lerdir.

îmam Şafii bu şekli benimser, imam Mâlik aynı hadisi Kasım b. Muhammed yolu ile Salih b. Havvat'tan, Yezid b. Revman'ın hadisi mealinde ve mevkuf olarak rivayet etmiştir [391]. Buna göre, Peygamber (s.a.s) Efendimiz ikinci rek'atı kıldıktan sonra ikinci taifeyi beklemeden selam vermiştir.

imam Şafii müsned olduğu için birinci rivayeti, imam Mâlik de usûle daha uygun olduğu için ikinci rivayeti tercih etmişlerdir. Zira usûl, imamın ikinci taifenin namazı bitirmelerini beklememesidir. Çünkü imam kimseye uymaz, imama uyulur.

Üçüncüsü, Ebû Ubeyde b. Abdullah b. Mes'ud'un babasından işittiği hadiste varid olan şekildir. Bu hadisi de Süfyan Sevrî ve bir kitle rivayet et­miş olup Ebû Dâvûd tarafından kaydedilmiştir. îbn Mes'ud «Rasûl-i Ekrem (s.a.s) korku namazını bir taifeye kıldırdı. Bir taife de düşmana karşı durdu­lar. Rasûl-i Ekrem (s.a.s)'in beraberinde olanlar bir rek'at kıldıktan sonra se­lam vermeden gidip düşmanın karşısında durdular. Bu sefer ötekiler gelip Rasûl-i Ekrem (s.a.s)'in arkasında durdular. Rasûl-i Ekrem (s.a.s) bunlara da bir rek'at kıldırdıktan sonra selâm verdi ve bunlar kalkıp bir rek'at daha kıldı­lar ve selâm verdikten sonra düşman karşısında duran ötekilerin yerine geçti­ler. Bu sefer ötekiler dönüp bir rek'at"daha kıldılar ve selâm verdiler» [392]de­miştir.

imam Ebû Hanife ile -yukarıda geçtiği üzere- imam Ebû Yusuf dışında kalan tabileri de bu şekli benimsemişlerdir.

Dördüncüsü, Ebû Ayyaş ez-Zurkî'nin hadisinde varid olan şeklidir. Zurkî «Usfân savaşında Rasûl-i Ekrem (s.a.s) ile beraberdik. Müşriklerin başında Halid b. Velid bulunuyordu. Müşrikler 'Namazda iken onlara bas­kın yapsak onları gafil avlarız', dediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak kasr âyetini indirdi. Vakit de öğle ile ikindinin arası idi. ikindi olunca Rasul-i Ekrem kıbleye karşı durdu. Müşrikler de karşısında idiler. Rasâl Ekrem (s.a.s)'in arkasında bir saf ve bu safın arkasında da bir başka saf durdu. Rasûl-i Ekrem (s.a.s) rııkû'a vardı. Bunlar da kendisi ile birlikte rukû'a var­dılar. Sonra secde etti. Arkasındaki saf da secde etti. Fakat öteki saf onları korumak için ayakta durdular. Birinci saf iki secdeyi yapıp ayağa kalktıktan sonra bunlar secde ettiler. Sonra bu iki saf yerlerini değiştirdiler. Sonra Rasûlullah (s.a.s) rukâ'a vardı. Bunlar da ntkû'a vardılar. Sonra secde etti. Arkasındaki saf da secde etti. Ötekiler ise ayakta durup onları korudular. Rasûlullah (s.a.s) ile arkasındaki saf oturunca da bunlar secde ettiler ve hepsi oturup Rasûl-i Ekrem (s.a.s) ile birlikte selâm verdiler» [393] demiş­tir.

Peygamber (s.a.s) Efendimiz Usfân'da kıldırdığı bu namaz şeklini Benî-Selim savaşında da kıldırmıştır. Ebû Dâvûd, "Bu şekil, Câbir, îbn Ab-bas, Mücâhid, Ebû Mûsâ ve Hişâm b. Urve'den de rivayet olunmuştur" [394]demektedir.

Ebû Dâvûd, «Süfyan Sevrî de bunu benimser ve ihtiyata en uygun olan şekil de budur. Zira bunda normal namazın efaline aykırı düşen büyük bir hareket yoktur» der. Müslim de bunu Câbir'den rivayet etmekte ve Cabir'in «Nasıl ki bu askerleriniz âmirlerini koruyorlar» diye söylediğini de kaydet­mektedir.

Beşincisi, Huzeyfe'nih hadisinde anlatılan şekildir. Sa'lebe b. Zehdem

demiştir ki, «Taberistan'da Said b. el-Asi'nin yanında idik. Said kalkıp, "Hanginiz Rasûhıllah (s.a.s) ile birlikte korku namazını kılmıştır?" diye sor-du. Huzeyfe "Ben kıldım. Rasûlullah (s.a.s) bunlara bir, şunlara da bir rek'at kıldırdı ve bununla yetinip daha başka bir şey yapmadılar" dedi» [395]

Halbuki, bu şekil, namazın aslına büyük ölçüde aykırıdır.

Bu mânâda İbn Abbas'tan da "Namazın hazarda dört, yolculuktaiki ve korku da da bir rek'at olduğu Peygamberimiz'in dili ile bildirilmiştir"[396] di­ye söylediği rivayet olunmuştur. Süfyan Sevrî bu şeklin cevazını benimser.

Altıncısı, -Ebû Bekre  [397]ile Câbir'in [398]hadislerinde anlatıldığı üzere-Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in her bir taifeye ikişer rek'at kıldırdığına dair olan şekildir ki Hasan Basrî bununla fetva veriyordu. Bundan, imam ile imâ­ma uyanın niyetleri değişik de olsa, caiz olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Pey­gamber (s.a.s) Efendimiz namazını tamam kılmış ve kendisine uyanlar kas-retmişlerdir. Bu hadisi de Müslim rivayet etmektedir.

Yedincisi, İbn Ömer'in Peygamber (s.a.s) Efendimize isnad ettiği hadi­sinde anlattığı şekildir. Kendisinden korku namazının keyfiyeti sorulan îbn Ömer, «İmam bir taifenin önüne geçip onlara bir rek'at kıldırır. Bir taife de onlarla düşman arasına girip namaza katılmazlar. İmam. ile bir rek'at kılarlar ve imam iki rek'at kılmış olduğu için selâm verir. îmam'ın selamından sonra iki taife eksik kalan birer rek'atlarını tek başına kılarlar ve böylece onlar da iki rek'at kılmış olurlar. Şayet korku daha da şiddetli olursa o zaman yürüye­rek, ayakta veya diz çökerek, binerek, kıbleye karşı durarak veya durmaya­rak, kısacası nasıl imkân bulurlarsa öylece kılarlar» [399] diye cevap vermiş­tir.

İmam Mâlik'in tabilerinden Eşheb ile bir kitle de bu şekli benimsemiş­tir. Ebû Ömer, "Gerçek hüccet, İbn Ömer'in hadisini benimseyenlerindir. Zi­ra bu hadis, muhaliflerine karşı birer hüccet olan Medineli imamlar tarafın­dan nakledilmiştir. Ayrıca bu şekil, usûle daha uygundur. Çünkü bu şekilde her iki taife de eksik kalan, namazlarını imam selâm verdikten sonra tamam­lamış olurlar ki, normal namazlarda üzerinde icma edilen usûl de böyledir» demiştir.

Ulemânın çoğu "- bu hadiste anlatıldığı üzere- korku şiddetli olduğu za­man, kıbleye karşı durarak veya durmayarak, rükû' ve, secde yapmadan ima' ve işaretlerle namaz kılmak caizdir", demişlerdir.

İmam Ebû Hanife ise, bu görüşe katılmayıp, «Korku da olsa, kıbleye karşı durmadan namaz kılmak caiz değildir ve savaşırken namaz kılınamaz» demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi; bu şeklin usûle büsbütün aykırı olmasıdır. Ki­misi de bu şekillerin hepsini de caiz görüp "Namaz kılan, bu şekillerden han­gisini isterse yapabilir", demiştir. Kimisi de "Bu değişiklik, ancak savaşın durumuna göre olur", demiştir. [400]


[386] Nisa, 4/101.

[387] Nisa, 4/102.

[388] Buhârî, Havf, 12/4, no: 945.            .

[389] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/353.

[390] Mâlik, Havf, 11/1, no: I; Müslim, Salâlü'l-Müsâfirîn, 6/57, no: 842.

[391] Mâlik, Saiâtü'l-Havf, 11/1, no: 2.

[392] Ebû Dâvûd, Sâ/öf, 2/286, no: 1244.

[393] Ebû Dâvûd, Safâ, 2/281, no: 1236.

[394] Ebû Dâvûd, Salât, 2/281, no: 281.

[395] Ebû Dâvûd, Salât, 2/287, no: 1246.

[396] Müslim, Müsâfirîn, 6/1, no: 687; Ebû Dâvûd, Salât, 287, no: 1247.

[397] Ebû Dâvûd, Salât, 2/288, no: 1248.

[398] Buhârî, Megâzî, 64/31, no: 4136.

[399] Mâlik, Salâtü'l-Havf, I, no: 3.

[400] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/355.



Konu Başlığı: Ynt: Korku halinde namaz
Gönderen: Ceren üzerinde 28 Ocak 2020, 18:36:06
Esselamu aleyküm.korku halinde peygamber efendimizin sünnetine tabi kalıp namazini ihya eden kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Korku halinde namaz
Gönderen: Sevgi. üzerinde 29 Ocak 2020, 06:28:24
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri Peygamber Efendimizin yolundan hiiiç ayırmasın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Korku halinde namaz
Gönderen: Mehmed. üzerinde 30 Ocak 2020, 15:58:12
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun