๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Şubat 2011, 17:38:18



Konu Başlığı: Kısasın uygulanması
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Şubat 2011, 17:38:18
G- Kısasın Uygulanması:


Kısasın ne şekilde, kimler tarafından ve ne zaman alınması gerektiğine gelince: Ulema bunda da ihtilaf ederek, kimisi «Öldüren, öldürdüğü kimseyi ne şekilde öldürmüş ise, kendisi de o şekilde öldürülür. Eğer kendisi onu su­da boğdurarak Öldürmüş ise, kendisi de suda boğdurularak öldürülür. Eğer kendisi ona taş vurarak Öldürmüş ise, ona da taş vurularak öldürülür. Ancak eğer o şekilde Öldürüldüğü takdirde işkencesi uzun sürüyorsa, o zaman kılıç onu daha çabuk kurtarır» demiştir. İmam Mâlik ile İmam Şafiî bu görüştedir­ler. İmam Mâlik'in tabileri onun bu görüşüne katıldıkları halde, bir başkasını ateşte yakan herhangi bir kimsenin ateşte yakılıp yakılmadığı hususunda ih­tilaf etmişlerdir. Bunlar ok ile öldüren kimse hakkında da aynı ihtilafı yapışlardır. İmam Ebû Hanife ile tabileri ise, «Öldürdüğü kimseyi ne şekilde öldürmüş ise öldürsün, kendisi kıliç ile öldürülür» demişlerdir. Dayanakları da, Hasan'in Peygamber Efendimiz'den buyurduğunu rivayet ettiği,

«Bir demir parçasından başka herhangi bir şey ile kısas alınamaz» [27]hadisidir. Birinci grubun dayanağı da, Enes b. Mâlik'in «Biryahudi, bir kadının başını taş ile ezmişti. Peygamber Efendimiz de yahudinin başına taş vurarak» veyahut «iki taşın arasına koyarak ezdi» [28] mealindeki hadisi ile "Öldürülenler hakkında kısas size farz kılındı" [29] âyet-i kelimesidir. Çünkü kısas kelimesi ödeşme demek olup mümasele (benzerlik) ifade eder.

Kısasın kimler tarafından alınmasının gerektiği konusunda ise, zahir şudur ki ölenin yakınları ölenin kısasını alırlar. Fakat kimisi «Ölenin yakın­ları Öldürene düşman oldukları için ona zulüm edebilirler. Bunun içn kısasın onlar tarafından alınmasında sakınca vardır» demiştir.

Kısas ne zaman alınır konusuna gelince: Ulema müttefiktirler ki eğer öl­düren, suçunu ikrar etmezse delillerle suçu sabit olmadan kendisinden kısas alınamaz.

Bir kimseden Harem toprağında kısas almanın caiz olup olmadığında ve bir kimseyi zehirleyerek öldürene kısas lazım gelip gelmediğinde ihtilaf vardır. Cumhura göre lazım gelir. Zahiriler ise «Lazım gelmez. Zira Pey­gamber Efendimiz, kendisi ile ashabına zehir yediren kadına dokunmamıştır» demiştir.

Bir kimseyi kasten öldüren hamile kadından ise, doğum yapmadan kı­sas almanın caiz olmadığında ihtilaf yoktur. [30]


[27] İbn Ebî Şcybe, 9/354, no: 1290.

[28] Buhârî, Diyât, 87/7, no: 6879.

[29] Bakara, 2/178.

[30] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/236-237.