Konu Başlığı: Kırâd akdinde ortaya çıkan durumlar Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Şubat 2011, 18:04:54 B- Kırâd Akdinde Ortaya Çıkan Durumlarla İlgili Hükümler: Ulema, sermayeyi işleten kimse, eğer sermaye sahibinin gıyabında kâr hissesini aldıktan sonra Kırâd malı zayi olursa, aldığını tekrar geri vermek zorunda mıdır, değil midir diye ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Sermayeyi işleten kimsenin, Kırâd malının zayi olduğuna dair davası dinlenir» demiştir. İmam Şafiî, İmam Ebû Hanife ve Süfyan Sevrî ise «Aldığını tekrar geri verir ve sermaye açıklığı onunla kapandıktan sonra eğer bir şey fazla kalırsa taksim edilir» demişlerdir. Ulema, sermayeyi işleten kimse bir mal satın aldıktan sonra ve fakat satın aldığı malın parasını daha vermemişken eğer Kırâd malı zayi olursa, ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Sermayeyi işleten alıcı satış akdini bozamaz. Sermaye sahibi ise, isterse satın alınan malın parasını verir de, malda sermayeyi işleten kimse ile anlaştığı şekilde ortak olur, isterse malın parasını vermeyip malı sermayeyi işletene bırakır» demiştir. İmam Ebû Hanife de, «Sermaye sahibi malı kabul etmek zorundadır» demiştir. İmam Ebû Hanife, sermayeyi işleteni satışta kendisine vekâlet verilen kimseye kıyas etmiştir. Fakat İmam Ebû Hanife'ye göre satın alman bu malın sermayesi -sermaye sahibi tarafından iki defa ödenmiş sayıldığı için- satış bedelinin iki katıdır. Şu halde satın alındığı bedelin iki katından fazla bir fıatla satılmadıkça, sermayeyi işletenin on-dabir kâr hissesi olamaz. Ulema, sermayeyi işleten kimse ortaklık malından bir şeyi sermaye sahibine satabilir mi, satamaz mı diye ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Mekruhtur», İmam Ebû Hanife «Mutlaka caizdir», İmam Şafiî de «Eğer normal bir fiatla satmış, yani taraflardan biri diğerini kazıklamamış ise, caizdir. Yoksa değildir» demiştir. İmam Mâlik'in bunu mekruh görmesinin sebebi şudur: Çünkü sermayeyi işleten, sermaye sahibine -kendisine sermaye verdiği için- ucuz satabilir ki o zaman, sermaye sahibi üzerinde anlaşılan kâr hissesinden başka bir menfaat da almış olur. Ulema, sermayeyi işleten kimse Kırâd malını bir yerden bir başka yere kira ile naklettiği zaman, eğer kira malın fiatmdan fazla olursa, fazla olan miktarın sermayeyi işletene ait olduğunda müttefik olup -benim bildiğime göre- ulema arasında bunda ihtilaf yoktur. Çünkü sermaye sahibi, ona malım -onunla ticaret etsin diye- vermiştir. Bu duruma göre malın kendisinde meydana gelen ziyanın sermaye sahibine ait olması tabiî ise de, malın fıat miktarını aşarak dışarıda kalan ziyanın da kendisine ait olması için bir sebep yoktur. Ulema, sermayeyi işletenin, Kırâd malı ile birlikte onunla da alım satım yapmak üzeri herhangi birinden borç almasının caiz olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Caiz değildir», İmam Şafiî ile İmam Ebû Hanife ise, «Caizdir. Sermaye sahibi ile kendisi kârda da -aralarındaki anlaşmaya göre- ortaktırlar» demişlerdir. Sermaye sahibinin emri olmaksızın, sermayeyi işleten, Kırâd malını veresiye olarak satabilir mi, satamaz mı diye ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «Satamaz. Şayet satıp da tahsil edemezse zarar kendisine aittir» İmam Ebû Hanife ile İmam Şâfü ise «Satabilir» demişlerdir. Ulemanın hepsi, sermayeyi işletenin Kırâd malında, herkesin çoğunlukla tasarruf ettiği şekilde tasarruf edebildiğinde müttefiktirler. Ancak Kırâd malını herkes veresiye verir mi, vermez mi diye ihtilaf ettikleri için «Herkes çoğunlukla veresiye vermez» diyenler, caiz görmemişlerdir. «Çoğunlukla herkes veresiye verir» diyenler de «Caizdir» demişlerdir. İmam Mâlik, İmam Şafiî, İmam Ebu Hanife ve Leys b. Sa'd da, sermayeyi işletenin kendi malını -sermaye sahibinin izni olmaksızın- Kırâd malına katıp onunla birlikte satmasının caiz olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik'ten başka, hepsi «Bu, güveni kötüye kullanmaktır. Şayet yaparsa sorumlu olur» demişlerdir. İmam Mâlik ise «Güveni kötüye kullanmak değil ve sorumluluğu gerektirmez» demiştir. İslâm fukahasının ünlüleri olan bunlar, sermayeyi işleten kimsenin, Kırâd malını işletmek üzere bir başkasına veremediğinde müttefiktirler. Şayet verirse, eğer ziyan olursa ziyan kendisine ait olur, eğer kâr olursa kârda, sermaye sahibi kendisiyle yaptığı anlaşmaya göre ona ortak olur. Kırâd malını işletene de yaptığı anlaşmaya göre kalan kârdan hisse verir. İmam Şafiî'nin tabilerinden Müzeni ise, İmam Şafiî'den «Batıl bir akid üzerine çalıştığı için, Kırâd malını işletene ecr-i misilden başka bir şey düşmez» dediğini rivayet etmiştir. [6] [/font] [6] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/345-346. |