๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:09:13



Konu Başlığı: Kıble
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ocak 2011, 16:09:13
3.Kıble


A-  İstikbâl-i Kıble:
 

Namaz kılarken kıbleye karşı durmanın namazın sıhhat şartlarından bi­ri olduğunda ittifak vardır. Çünkü Cenâb-ı

Hak

"Yüzünü Mescidü'l-Haram'ın semtine çevir" [88]buyurmuştur.

Kâ'be'nin göründüğü yerlerde namaz kılarken bizzat Kâ'be'ye yönel­menin farz olduğunda ihtilâf yoktur. Ancak eğer Kâ'be'nin kendisi görün-mezse o zaman, iki hususta ihtilâf edilmiştir.

 1- Bizzat Kabe'ye mi, yoksa Kâ'be'nin bulunduğu yöne mi yönelmek lâzımdır?

 2- Namaz kılana farz olan isabet midir, yoksa kişi ictihad edebilirini? Birinci mes'elede kimisi «farz olan, Kâ'be'nin kendisidir», kimisi: «Bulunduğu semttir» demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi, yukarıda metni geçen "Yüzünü Mescidü'1-Ha-ram'ın semtine çevir" âyet-i kerimesinde takdiri murad olan bir mahzuf (düşmüş üye) var mıdır[89], yoksa, âyetteki ifâde hakikat olup âyetten bir şey hazf edilmemiş midir, diye ihtilâf etmeleridir.

«Ayette hazif vardır» diyenler, «Farz olan, Kâ'be'nin semtidir», «hazif yoktur» diyenler ise, «Kâ'be'nin kendisidir» demişlerdir.

Halbuki -herhangi bir sözün mecaz olduğunu gösteren bir delil bulun­madıkça- sözü hakikate hamletmek gerektir.

Kimisi: «Delil, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in

«Kişi Beytullah'ın semtine yüzünü çevirdiği zaman doğu ile batının arası (kendisi için) kıbledir» hadisidir [90]demiştir.

Derler ki: «Kâ'be'nin duvarından uzun olan namaz saflarının cevazında müs-lümanlann ittifak etmesi, Kâ'be'nin kendisi görünmediği zaman farz olanın Kâ'be'nin kendisi olmadığını göstermektedir».

Ben de diyorum ki: Eğer bizzat Kâ'be'ye yönelmek farz olsa çok güç olur. Halbuki Cenâb-ı Allah

"Allah, dinde size bir güçlük yaratmamıştır"[91] buyurmuştur. Bizzat Kâ'be'yi bulmak, tul ve arz dai­releri (boylam ve enlemler) arasındaki dereceleri hendesi (geometrik) araç­larla ölçüp hesaplamak neticesinde -o da yaklaşık olarak- ancak mümkün olurken, kuru bir ictihad ile nasıl mümkün olacaktır? Bu araçları ve böyle in­ce hesaplan kullanmaya da biz mükellef değiliz. [92]

 

[88] Bakara, 2/149.

[89] Âyette takdiri murad olan mahzuf, elimizdeki nüshalardan düşmüştür. Başka kitaplar­dan aradıksa da, bulamadık. [Mütercim]

[90] Mâlik, Kıble, 14/4, no: 8.

[91] Hacc, 22/78

[92] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/249-250.