๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ocak 2011, 17:48:39



Konu Başlığı: Kaza orucunu tutmadan ölenlerin sorumluluğu
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ocak 2011, 17:48:39
c- Kaza Orucunu Tutmadan Ölenlerin Sorumluluğu:


Hasta ile yolcu oruçlarını kaza etmeden ölürlerse kimisi «Hiçbir kimse bir başkası yerine oruç tutamaz» demiştir.

. Kimisi de «Yerlerine yakınları oruç tutabilirler» demiştir.

«Yerlerine başkaları oruç tutamaz» diyenler, «Yerlerine fidye verilebi­lir» demişlerdir. İmam Şâfıi bunu benimser.

Kimisi de «Kendileri vasiyet etmezlerse, hiçbir kimse yerlerine ne oruç tutabilir, ne de fidye verebilir» demiştir İmam Mâlik de bu görüştedir.

İmam Ebû Hanife ise «Yakınları yerlerine oruç tutabilirler, şayet oruç tutamazlarsa fidye verebilirler» demiştir.

Kimisi de, farz oruç ile, adanan oruç arasında ayırım yaparak, «Adayıp da tutmadığı orucu, yakını yerine tutar, fakat farz orucu, yerine tutamaz» de­miştir.

Bu ihtilâfın sebebi, kıyas ile hadis nass'Iarının birbirleriyle çeliş­meleridir. Çünkü Hz. Aişe'den rivayet olunduğuna göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in:

O" «Kim ki üzerinde oruç borcu bulunduğu halde ölürse, yerine yakıni oruç tutar» [70] diye buyurduğu sabit olmuş­tur.                                    .                                                                 

îbn Abbas'ın hadisi ile de sabit olmuştur ki, adamın biri Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e gelip «Ya Rasûlallah, anam üzerinde bir ay oruç borcu bulunduğu halde öldü. Onun yerine bu orucu ben kaza edeyim mi?» diye sormuş Efendimiz

«Eğer annen üzerinde bir borç olsaydı onun yerine o borcu ödeyecek miydin?» diye sormuş ve adam, «Evet» deyince,

«Şu halde Allah'a olan borç ödenmeğe daha müstehaktır» [71] buyurmuştur. Bunu usule aykın görüp, «Nasıl kimse kimsenin yerine namaz kılamıyor ve kimse kimsenin yerine abdest alamı­yorsa, bir kimsenin diğer bir kimse yerine oruç da tutamaması lâzım gelir» diyenler, «Ölünün yakım ölü yerine oruç tutamaz» demişlerdir.

Bu kıyası yapmayıp da nass'lan tercih edenler, «Caizdir» demişlerdir. Nass'lan da tercih etmeyenler, «Yalnız ölünün nezrettiği orucu tutabilir» de­mişlerdir.

Ramazan orucunu buna kıyas edenler ise, «Onu da tutar» demişler­dir.

Fidyenin vücubunu benimseyenlere gelince: Bunlar,

âyet-i kerimesinin şeklindeki kıraatine dayanmışlardır ki bu kıra­ate göre âyet-i kerimenin mânâsı şöyledir: "Oruca dayanamayanlar, bîr düşkünü doyuracak kadar fidye vermeleri gereklidir".

Kişinin kaza ile fidye arasında seçimli olduğu görüşünde olanlar ise, âyet ile hadisi te'lif etmişlerdir. Kendisine oruç tutmak da, tutmamak da caiz olanlardan hasta ile yolcunun hükümleri işte bunlardır. [72]

 

3. Emzikli ve Gebe Kadın ile Yaşlının Orucu
 

Emzikli ve gebe kadınlarla çok yaşlı olan kişiler hakkında ise iki meş­hur mes'ele vardır. Biri, emzikli veya gebe olan kadın oruç tutmadığı zaman, kendisine ne lâzım gelir? Ulema, bu mes'elede dört çeşit görüşte bulunmuşlardır.

Kimisi «Kendisine kaza lâzım gelmez, sadece fidye verir» demiştir ki

bu görüş Ibn Ömer ile İbn Abbas'tan rivayet olunmuştur.

Kimisi 'Bunun tersini, yani fidye lâzım gelmez, tutmadığı orucu yalnız kaza eder' demiştir. Bunu da tmam Ebû Hanife ile tabileri Ebû Ubeyd ve EbûSevr söylemişlerdir.

Kimisi 'Hem kaza lâzım gelir, hem de fidye demiştir. Bunu da îmam Şafii söylemiştir.

Kimisi de: 'Gebe kadın kaza eder, fidye vermez, emzikli kadın ise fidye verip, kaza etmez demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi, emzikli kadınla gebe kadının, oruca dayana­mayan yaşlı ile hastadan hangisine benzediğinde tereddüt etmeleridir. Em­zikli ve gebe kadınlan hastaya benzetenler 'Kendilerine yalnız kaza lâzım gelir1 demişlerdir.Yaşlıya benzetenler, "Oruca dayanamayan­lara bir düşkünü doyuracak kadar fidye vermek gerekir" mealindeki kı­raatin delaleti ile 'Kendilerine yalnız fidye lazım gelir' demişlerdir.

«Hem kaza, hem fidye lâzım gelir» diyenler ise, her ikisine de benzet­miş olacaklardır ki 'hastaya benzedikleri cihetle, kendilerine kaza lâzım ge­lir, yaşlıya benzedikleri cihetle de fidye lâzım gelir demişlerdir. Bunlar emzikli ve gebe kadınlan oruç tutmayan sağlam adama da benzetmiş olabilirler.

Fakat bu, zayıf bir ihtimaldir. Çünkü sağlam adamın oruç tutmaması caiz değüdir. Gebe ile emzikliyi ayıranlar ise, gebeyi hastaya benzetmiş emzikliye de hem yaşlının, hem hastanın hükmünü vermiş veyahut onu oruç tutmayan sağlam adama benzetmişlerdir. Bu görüşler arasında, kaza ile fidyeden birisi ile hükmedenlerin görüşü, ikisi ile hükmedenlerin görüşünden -Allah bilir-evlâdır. Nasıl ki birisi ile hükmedenlerden, kaza ile hükmedenlerin görüşü fidye ile hükmedenlerin görüşünden evlâ ise....

Zira, kıraati mütevatir değildir. Bunun üzerindedur. Çünkü bu açık bir şeydir.

Oruca dayanamayan çok yaşlı adama gelince: Ulemanın ittifakı ile bu adam oruç tutmayabilir. Fakat tutmadığı zaman kendisine fidye lazım çelir mi gelmez mi diye ihtilâf etmişlerdir:

İmam Şafii ile îmam Ebû Hanife: 'Lâzım gelir', îmam Mâlik: 'Lâzım gelmez, fakat müstehabür' demişlerdir.

Lâzım gelir diyenlerin çoğu: 'Her bir gün için bir MÜD (avuç dolusu)   verir' demişlerdir. Kimisi de: 'Hz. Enes'in yaptığı gibi birkaç avuç vermesi kâfidir' demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi, yukarıda geçen kıraati hakkında ihtilâf etmeleridir. Zira bu kıraat mushafta yer almamış, fakat adaletli tek kişilerin yolu ile rivayet olun­muştur.

Böylesi âyetlerle amel etmek vacibtir diyenler, 'Çok yaşlı adam bu âye­tin hükmüne dahildir ve dolayısıyla fidye vermek zorundadır' demişler­dir.

'Mushafta yer almayan kıraatlerle amel etmek vacib değildir' diyenler ise, 'Bu adamın hükmü, ölünceye kadar hastalığı devam eden kimsenin hük­müdür, yani kendisine fidye lâzım gelmez' demişlerdir.

îşte oruç tutması da tutmaması da caiz olan kimselerin meşhur olan hü­kümleri bunlardır ki, çoğu ya mantuktur ya da onıç tutmaması caiz olan kim­selerin mantuk bulunan hükümleri ile ilgili bulunmaktadır. [73]


[70] Müslim, Sıyâm, 13/27, no: 1147.

[71] Buhârî, Sıyâm, 30/42, no: 1953; Müslim, Sıyâm, 13/27, no: 1148.

[72] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/46-48.

[73] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/48-49.



Konu Başlığı: Ynt: Kaza orucunu tutmadan ölenlerin sorumluluğu
Gönderen: Ceren üzerinde 16 Ocak 2020, 16:20:00
Esselamu aleyküm.rabbim bizlere hem kaza orucumuzu hemde farz orucumuzu tutmayı nasip etsin inşallah....


Konu Başlığı: Ynt: Kaza orucunu tutmadan ölenlerin sorumluluğu
Gönderen: Sevgi. üzerinde 17 Ocak 2020, 00:15:18
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri önceden tutamamış olduğumuz oruçlarımızı ve üzerimize farz olan oruçlarımızı hakkıyla tutabilmeyi nasip etsin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Kaza orucunu tutmadan ölenlerin sorumluluğu
Gönderen: Mehmed. üzerinde 18 Ocak 2020, 16:19:20
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun