Konu Başlığı: Hulûun sonuçlari Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ocak 2011, 17:59:34 D- Hulû'un Sonuçlari Hulû'un sonuçlan çoktur. Biz bunlardan sadece meşhur olanlannı anlatmaya çalışacağız. Bu hükümlerden biri şudur: Hulû' yolu ile kocasından ayrilan kadın boşanmış olur mu, yani kocası onu hulû ettikten sonra ona, «Sen boşsun» veyahut «Benden boş ol» dediği taktirde, kadın nikâhı bozulan kadının hükmünden çıkıp boşanan kadının hükmüne girer mi diye ihtilâf etmişlerdir. îmam Mâlik «Eğer kendisini hulû' ettikten hemen sonra, onu boşamazsa, boşanmış olmaz» demiştir. îmam Şafii «Hemen sonra da onu boşasa, yine de boşanmış olmaz» demiştir. îmam Ebû Hanife ise «Boşanmış olur» demiş ve hemen sonra ile çok sonra arasında ayınm yapmamıştır. Bu ihtilâfın sebebi şudur: Birinci gruba göre iddet, aynlmadan doğan bir hükümdür. îmam Ebû Hanife'ye göre ise evlenmeden doğan bir hükümdür. Bunun içindir ki îmam Ebû Hanife'ye göre, karısını kesin olarak boşayan kimse, kadının iddeti bitmedikçe onun kızkardeşiyle evlenemez. Biri de şudur: Karısını boşayan kimse, birinci ve ikinci defada kadının iddeti daha bitmemişken, ondan muvafakat almaksızın onu tekrar nikâhı altına alabildiği halde, karısı ile hulû' eden kimsenin, kadının iddeti esnasında onu tekrar nikâhı altına alamadığında ulemanın cumhuru müttefiktirler. Ancak Said b. el-Müseyyeb ile îbn Şihab'dan «Eğer kadından aldığını, iddet esnasında geri verirse, şahidler huzurunda onu tekrar nikâhı altına alabilir» dedikleri rivayet olunmaktadır. Yukanda Ebû Sevr'den naklettiğimiz aymm ise, hulû'un boşanma lafzıyla yapılıp yapılmadığı halleri arasında idi. Biri de şudur: Cumhur müttefiktir ki, karısıyla hulû1 eden kimse, kadının iddeti henüz bitmemişken onunla yeni bir evlenme akdiyle birlik kurabilir. Ancak sonraki ulemadan bir cemaat, «İddet esnasında bu kadınla ne kendisi, ne de başkası evlenemez» demiştir. Bu ihtilâfın sebebi de, henüz iddeti bitmeyen kadınlarla evlenmenin yasaklığı taabbüdi bir emir midir, yoksa bir sebebi var mıdır diye ihtilâf etmeleridir. Hulû' edilen kadının iddetinde de -geleceği üzere- ihtilâf vardır. Karı ile kocanın hulû bedelinde anlaşmazlığa düşüp de şahidleri bulunmadığı zaman, hangisinin sözü dinlenir konusunda da ihtilâf etmişlerdir, îmam Mâlik «Söz erkeğin sözüdür», îmam Şafii ise, «Her ikisi de yemin ederler ve kadına mehr-i misil lazım gelir» demiştir. İmam Şafii, kan ile kocanın bu anlaşmazlığını alıcı ile satıcının satış bedelindeki anlaşmazlıklarına kıyas etmiş, İmam Mâlik de «Kadın davalıdır, erkek davacıdır» demiştir. Bu babın birçok mes'eleleri daha varsa da buradaki maksadımıza yarayacak mes'elelerden değillerdir. [34] 4.Talâk ile Fesih'in Farklılığı Talâk, kadını boşamak demek olduğu için onunla talâklann sayısı azalır. Fesih ise nikâhı bozmak demek olduğu için onunla talâklann sayısı azalmış olmaz. Bunun için İmam Mâlik bu iki şeyi birbirinden ayırdederken kendisinden değişik iki görüş rivayet olunmuştur. İmam Mâlik bu rivayetlerin birisine göre .-kadının kendi başına evlenmesi veyahut ihramda olan bir kimsenin evlenmesi gibi- kendisince caiz olmayan ve fakat başkaları tarafından caiz görüldüğü meşhur olan bir evlenmede, «Koca ile karinin birbirinden ayrilmayan talâktır, fesih değildir», birisine göre de, «Bu hususta, kan ile kocanın birbirinden ayrılmalarını gerektiren sebebe bakılır. Eğer sebeb -henüz iddeti bitmeyen bir kadının veyahut iki süt kardeşin birbirleriyle evlenmesi gibi sürdürülmesi caiz olmayan evlenmelerde olduğu gibi- kan-kocayla ilgili değilse, bu kan ile kocanın birbirinden ayrılmaları fesihtir, talâk değildir. Eğer sebeb -kan ile kocadan birinde bir ayıbın bulunması sebebiyle bozulan evlenmelerde olduğu gibi- kan-kocayla ilgili ise, birbirinden aynlmaları talâktır, fesih değildir» demiştir. [35] [34] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/37-38. [35] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/39. |