Konu Başlığı: Hüküm gerektiren malda değişiklik olmaması Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Şubat 2011, 21:38:49 3. Hüküm gerektiren malda değişiklik olmaması Satılan malda bir kusur görüldüğü zaman, eğer alıcının elinde onda bir değişiklik olmamış ise, o mal ya hayvandır ya cansız bir maldır. Cansız malda gayri menkul (taşınamaz), ya menkul (taşınır) bir maldır. Eğer hayvan ise, alıcının onu geri verip parasını almak veyahut -satıcıdan bir şey almadan- alıkoymak arasında muhayyer (seçimli) olduğunda ihtilâf yoktur. Gayri-menkul ise İmam Mâlik, büyük ve küçük kusurlar arasında ayırım yaparak, «Kusur küçük olursa mal geri verilemez. Ancak kusur yüzünden malın değerinde ne kadar düşüş olursa, alıcı da o farkı satıcıdan alabilir. Fakat kusur büyük olursa mal geri verilir» demiştir. Mâlikilerin kitaplarında böyledir. Bağdad uleması ise, bu ayrıntılı açıklamayı yapmamışlardır. Menkul olan mallara gelince: İmam Mâlik'in mezhebinde meşhur olan görüş şudur ki gayr-i menkulde olan ayırım, bunda yoktur. Kimisi de «Menkul mallarla gayr-i menkul mallar arasında fark yoktur. Mâliki mezhebinde menkul da gayr-i menkul gibidir» demiştir. Dedemin hocası fakih Ebû Bekir b. Rızk da bu görüşü benimseyerek gayr-i menkul ile menkul arasında fark görmüyordu. Bana kalırsa gerçek şudur ki satılan mal, eğer değerinde kendisinde bulunan kusur yüzünden bir düşüklük olmuşsa geri verilir, olmamışsa verilemez. Diğer İslâm fukahası bunu benimser. Kanaatimce bunun içindir ki Bağdad uleması gayr-i menkul mallar hakkında söylediğim ayırımı benimsememişlerdir. Ulema hayvanda bulunan kusurun büyük ile küçüğü arasında ayırım yapmamakta ihtilâf etmemişlerdir. Alıcı, satılan malı geri verip bedelini satıcıdan geri almak veyahut sancıdan bir şey almadan malı alıkoymak arasında muhayyer olduğu zaman, alıcının malı elinde tutması, satıcının da kusurun değerim alıcıya Ödemesi üzerinde anlaşırlarsa ülkeler fukahasının çoğu bunu caiz görmektedirler. Ancak İmam Şafii'nin arkadaşlarından İbn Cüreyc, «Satıcı ile alıcı bunu yapamazlar. Çünkü bu, alıcıya'verilen yetkiyi bedel karşılığında iskat etmektir. Bu ise -bedel karşılığında Şuf a hakkından vazgeçmek gibi- caiz olmayan bir şeydir» demiştir. Kadı Abdülvehhab da «Bu, yanlış bir sözdür. Zira kusurlu olan malı sahibine geri verip bedelini almak, alıcısına bir hakkı olduğundan, alıcı bedel karşılığında bu hakkından vazgeçebilir. İbn Cüreyc'in örnek olarak gösterdiği şuf a hakkı da, bizim için şahidlik eder. Çünkü bize göre şuf a hakkına sahip olan kimse, bedel karşılığında bu hakkından vazgeçebilir» demiştir. Bu babtan olmak üzere, bir akidle satın alınan birden çok şeylerden her-birini ayrı bir hükme tabi tutmak yönünden iki meşhur mes'ele vardır: 1- Bir kimse, birden çok şeyleri bir akidle saün aldıktan sonra bu şeylerden birinde kusur gördüğü zaman, yalnız onu mu, yoksa hepsim mi geri verir diye ihtilâf edilmiştir. Kimisi, «Yalnız kusurlu gördüğü şeyi geri veremez. Ya hepsini kabul eder ya hepsini geri verir» demiştir ki, Ebû Sevr ile Evzâî bu görüştedirler. Ancak eğer, satın alırken herbirine ayrı bir fiyat koymuşsa, o zaman yalnız kusurlu görülen şeyin geri verilebildiğinde ihtilâf yoktur. İhtilâf ancak, satın alınan şeylerin herbirine ayn ayn fıat koyulmadığı zaman yalnız kusurlu görülen şeyin geri verilip verilemediğindedir. Kimisi de «Yalnız kusurlu görülen şey -kıymetlendirilerek- geri verilir. Süfyan Sevrî ile başkalan da bu görüştedirler. İmam Şafii'den ise her iki kavil de rivayet olunmuştur. İmam Mâlik de ayınm yaparak, «Kusurlu görülen şeye bakılır. Eğer satıştan esas gaye o ise, hepsinin geri verilmesi gerekir. Satıştan esas gaye o değilse -kıymet karşılığında- yalnız o geri verilir» demiştir. İmam Ebû Hanife de, bir başka şekilde ayınm yaparak, «Eğer kusur, malın tesliminden önce görülürse hepsi ile birlikte, eğer sonra görülürse, yalnız kendisinde kusur görülen mal -kıymetlendirilerek- geri verilir» demiştir. Buna göre mes'ele hakkında dört çeşit görüş vardır. «Kusurlu görülen mal, yalnız geri verilemez. Ya hepsi kabul olunur ya hepsi geri verilir» diyenler, «Çünkü eğer kusurlu görülen mal, yalnız geri verilirse taraflann, üzerende anlaşmadıklan bir kıymet satıcıdan geri alınmış olacağı gibi, geri kalan kısmın kıymeti de keza taraflann, üzerinde anlaştık-lan bir kıymet olmaz» demişlerdir. Yalnız kusurlu görülen şeyin geri verilebildiği görüşünde olanlar da, «Burada zaruret bulunduğu için kıymet takdiri, tarafların anlaşması yerine geçer. Nasıl ki satılan maldan bir zayi olduğu zaman kıymet takdirinden başka bir yol yoktur» demişlerdir. İmam Mâlik'in, kusurlu görülen şeyin satışın esas gayesi olup olmadığı halleri arasında ayı-nm yapması ise, bir istihsandır. Çünkü ona göre satıştan esas gayenin, kusurlu görülen şey olmadığı zaman, ona takdir edilen kıymet tarafların arzu ettikleri bedele tekabül etmese de pek zararlı değildir. Fakat eğer satıştan esas gaye, kusurlu görülen şey ise, takdir edilen kıymetin tarafların arzuladıkları bedele uymamasında büyük zarar vardır. îmam Mâlik'den, "Kusur gördüğü zaman, yalnız kusuru görülen şeyin mi, yoksa hepsinin mi kıymeti azalır?" diye iki kavil rivayet olunmuştur. Malın tesliminden önce kusurun görülmesi ile tesliminden sonra görülmesi arasında ayırım yapan İmam Ebû Hanife ise, «Çünkü satış, ancak malın alıcıya teslimi ile tamamlanır. Alıcıya teslim olunmayan malın uğradığı ziyan, satıcıya aittir» demiştir. Bu mes'elede istihkak da, kusur yüzünden malın geri verilmesi hükmündedir. 2- Ulema, bir şeyi birlikte satın aldıktan sonra onu kusurlu bulan iki kişiden biri, kendi hissesini geri vermek istemezse, diğeri verebilir mi, veremez mi diye ihtilâf etmişlerdir. İmam Şâfıi «İkisinden hangisi geri vermek isterse, verebilir» demiştir. tbnü'l-Kasım'in da İmam Mâlik'ten rivayeti bu yoldadır. Kimisi de «İkisi birlikte geri vermezlerse, yalnız birisi veremez» demiştir. «Geri verebilir» diyenler, bu akdi -iki alıcısı olduğu için- iki akde kıyas etmişlerdir. «Veremez» diyenler de, «Her ne kadar alıcı iki kişi ise de -satış bir akidle yapıldığı için-yalnız birisi kendi hissesini geri verdiği zaman bir şeyi satın alan bir kimsenin o şeyin yansını geri vermesi gibi olur» demişlerdir. [130] [130] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/228-230. Konu Başlığı: Ynt: Hüküm gerektiren malda değişiklik olmaması Gönderen: Sevgi. üzerinde 08 Şubat 2020, 19:15:35 Esselâmü Aleyküm. Rabbim bizleri bu konuda dikkat edenlerden eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim Konu Başlığı: Ynt: Hüküm gerektiren malda değişiklik olmaması Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Şubat 2020, 21:57:00 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Hüküm gerektiren malda değişiklik olmaması Gönderen: Züleyha üzerinde 21 Şubat 2020, 12:18:02 Allah razi olsun hocam selâm ve dua ile
|