๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 19 Şubat 2011, 21:41:28



Konu Başlığı: Hüküm gerektiren kusurların şartı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Şubat 2011, 21:41:28
b- Hüküm Gerektiren Kusurların Şartı



Bir hükmü gerektiren kusurların şartına gelince: Bütün ulemanın ittifa­kıyla kusurun satış akdini etkileyebilmesi için, satılan malda ya satılmazdan önce ya da -uhdeyi benimsemiş olanlara göre- henüz alıcının uhdesine (eline ve sorumluluğuna) geçmemişken meydana gelmesi şarttır. O halde biz bura­da ulemanın uhde hakkındaki ihtilâflarını anlatmalıyız:

Uhdeyi -îmam Mâlik'ten başka- İslâm fukahasından hiçbiri benimse-memiştir. Uhdeyi ancak kendisinden önce Medine'de yaşayan Fukaha-i Seb'a (yedi fıkıh bilgini) ve başkaları söylemişlerdir. İmam Mâlik'e göre uh­de, satıştan sonra bir süredir. Bu süre içinde alıcının elinde bile satılan malda bir kusur meydana gelirse o kusurun ziyanı satıcıya aiitir. Uhde -uhdeyi be­nimsemiş olanlara göre- iki tane olup biri üç gündür. Bu üç gün içinde satılan malda hangi kusur meydana gelirse o kusurun ziyanı satıcıya aittir. Biri de bir yıldır. Bu da cüzzam, alaca ve akıl hastalarına mahsustur. Yani satıştan sonra bir yıla kadar satılan malda bu üç hastalıktan biri meydana gelirse, zi­yanı satıcıya aittir. Bu üç hastalık dışındaki kusurlar ise alıcıya aittir. Mâlikî-lere göre "üç gün uhdesi", satışı bozabilme ve satılan cariyenin istibra (bek­leme) süreleri gibidir. Yani satıştan sonra üç güne kadar, gerek satılan malın masrafı ve gerek uğradığı herhangi bir ziyan satıcıya aittir. "Yıl uhdesi"nde ise, gerek masraf ve gerek -yukarıda geçen üç hastalıktan başka- her türlü zi­yan alıcıya aittir. îmam Mâlik'e göre uhde yalnız kölelerin değil, veresiye ol­mayan ve bir süre bekletilmek için satın alınan her şeyin satışında caridir. Mâlikiler arasında bunda ihtilâf yoktur. Fakat bu şartı haiz olmayan satışlar­da ihtilâf etmişlerdir. En meşhur olan rivayete göre îmam Mâlik, «Yıl uhde­si, üç gün uhdesi bittikten sonra başlar» demiştir. Sözleşme süresi ise, eğer üç günden çok olursa üç gün uhdesi ile birleşir. Yıl uhdesi istibra uhdesi ile bir­leşmez, îmam Mâlik'in mezhebinde zahir olan görüş budur. Fukaha-i Seb'a ise, «Uhdelerden hiçbiri, diğer bir uhde ile birleşmez. Önce istibra, sonra üç gün, ondan sonra da yıl uhdesi gelir» demişlerdir.

İmam Mâlik'ten "Her ülke halkına -uhdeye zorlanmasalar bile- uhde la­zım gelir mi, gelmez mi?" diye iki rivayet gelmiştir. Lazım gelmediğini söy­lersek, "Her ülke halkının uhdeye zorlanması vacib midir, değil midir?" diye Mâliki mezhebinde iki kavil vardır.

Üç gün uhdesinde -şart da koşulsa- satış peşinleşmez. Fakat yıl uhdesin­de -şart koşulursa- peşinleşir. Sebebi de, üç gün uhdesinde, satılan malın alı­cıya -muhayyer (seçimli) olan sansa kıyasen- kesin olarak teslim edilmiş sayümamasıdır.

İşte, İmam Mâlik'in mezhebindeki uhde konusunun ahkâmına ilişkin mes'elelerin meşhurları bunlardır ki hepsi de, uhdenin sıhhati üzerine kuru­lan mes'elelerdir. Şimdi de uhdeyi kabul eden ve etmeyenlerin delillerine gelelim:

Uhdeyi kabul eden İmam Mâlik'in -Allah rahmet eylesin- dayanağı, Medine halkının teamülüdür. îmam Mâlik'in sonraki tabileri ise, Hasan Basrî'nin Ukbe b. Âmir'den «Peygamber (s.a.s) Efendimiz,

'Köle şansının uhdesi, üç gündür' buyur­du» [127] diye rivayet ettiği hadis ile ihticac etmişlerdir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«Dört geceden sonra uhde yoktur» [128] buyurduğu da rivayet olunmuştur. Bunu da Hasan Basrî, Semura b. Cündüb el-Fezarî'den rivayet etmiştir. Fakat bu her iki hadis de hadis ulemasınca malüldürler. Zira her ne kadar Tirmizî «sahihtir» demişse de, Hasan Basrî'nin, ha­disi bizzat Semura'dan dinlediğinde ihtilâf etmişlerdir.

Diğer İsiâm fukahasına gelince: Onlara göre uhde -hakkında sıhhatli bir rivayet bulunmamakla beraber- esasında usule de aykırıdır. Zira bütün fuka-ha müttefiktirler ki satılan malın, tesliminden sonra uğradığı ziyan alıcıya aittir. Böyle kesin olan bir kaideden herhangi bir hükmü istisna etmek ise, sa­bit bir rivayet bulunmazsa caiz değildir. Bunun içindir ki kendisinden gelen iki rivayetten birine göre İmam Mâlik, «Eğer bir yerde uhde hakkında teamül yoksa veyahut uhde şart koşulmazsa, uhde ile -özellikle yıl uhdesi ile- hük-medilemez. Çünkü uhde hakkında sıhhatli bir rivayet yoktur» demiştir. İmam Şafii de İbn Cüreyc'den «îbn Şihab'a üç gün ve yıl uhdelerini sordum. Bana 'Uhde hakkında herhangi bir rivayet işitmedim' dedi» diye nakletmiştir.

Bir hükmü gerektiren kusurları, gerektirmeyen kusurlardan ayırmaya

ve bir hükmü gerektirmesi için şart olan, kusurun satıştan önce veyahut -uh­deyi kabul edenlere göre- henüz uhdede iken meydana gelmesine dair ko­nuşmamız burada sona ererken bahsimizin geri kalan kısmına geçelim. [129]


[127] Ebû Dâvûd, Buyu', \1P2, no: 3506; Dârimî, 2/251.

[128] Ahmed, 4/152; Hâkim, 2/21; Beyhâkî, $n2

[129] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/226-228.



Konu Başlığı: Ynt: Hüküm gerektiren kusurların şartı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Şubat 2020, 03:24:41
Esselâmü Aleyküm. Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Hüküm gerektiren kusurların şartı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 11 Şubat 2020, 14:45:14
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hüküm gerektiren kusurların şartı
Gönderen: Ceren üzerinde 11 Şubat 2020, 18:40:14
Esselamu aleykum.rabbim razı olsun bizlere sunulan bilgilerden...