๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 22:01:26



Konu Başlığı: Hükmü ve sözleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 22:01:26
1. Hükmü ve Sözleri:



İmam Ebû Hanife «Namaza başlarken iftitah tekbiresini almak nasıl gerekiyorsa, Hacca başlarken de telbiye etmek gerekir» demiştir. Ancak şu var ki İmam Ebû Hanife'ye göre telbiye yerine aynı mânâyı ifâde eden başka sözler de kâfi gelir. Tıpkı Ona göre Allah'ı tazim etmek mânâsını veren bir başka lâfzın da tekbir yerine geçmesi gibi.
Ulema ayrıca, Peygamber (s.a.s) Efendimizin telbiyesinin,
«Lebbeykellahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete lek ve'l-mülke lâ şerike lek» 77 lafzı olduğunda müttefiktirler. Efendimizin telbiye ederken bunu söylediğini imam Mâlik, Nafi'den, Nâfi, îbn Ömer'den, îbn Ömer de Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den rivayet etmiş bulunmaktadır ki sened bakımından en kuvvetli rivayet budur. Cumhur, bu lafzın müstehab olduğunda müttefiktir. Fakat bu lafzı değiştirmenin veyahut başka lafızları ona katmanın caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir.
İmam Mâlik'in rivayetine göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz,
«Cebrail (a.s.) bana gelip ashabıma ve benimle beraber bulunanlara, telbiye edip ihrama girerlerken seslerini yükseltmelerini söylememi emretti» 78 buyurduğu için cumhur, yüksek sesle telbiye etmenin sünnet olduğu görüşündedir.
Zahirîler ise «Yüksek sesle telbiye etmek vacibtir» demişlerdir. Ebu Ömer'in nakline göre ulemanın hepsi «Kadınlar telbiye ederlerken seslerini ancak kendileri işitecek kadar alçak sesle telbiye etmeleri lâzımdır» demişlerdir.
imam Mâlik «ihramda olan kimse, Mescid-i Haram ve Mina camileri dışında, cemaatle namaz kılınan hiçbir camide sesini yükseltemez. Sesinin, yanındaki adam tarafından işitilmesi kâfidir. Fakat Mescid-î Haram ile Mina camilerinde sesini yükseltir» demiştir.
Cumhur, «Hacı kafilelerinin birbirlerine rast geldikleri veya yüksek bir yere çıktıkları zaman seslerini yükseltmeleri müstehabtır» demiştir. Ebû Hazm «Rasûlullah (s.a.s)'ın ashabı, Revha denilen yere varıncaya kadar bağırarak telbiye etmekten sesleri düşerdi» 79 demiştir.
îmam Mâlik telbiyeyi ihramın rükünlerinden saymamış ve «Terki halinde kurban lâzım gelmez» demiştir.
Diğerleri ise telbiyeyi vacib görmüş ve buna; «Peygamber (s.a,s) Efendimiz'in bir fiili, bir vacibi beyan etmek için olduğu zaman. Nitekim, «Hac fiillerinizi benden öğrenin» buyurmuştur 80 -o fiilin vacib olmadığını gösteren bir delil bulunmadıkça- onu vücuba hamletmek gerekir» diye istidlal etmişlerdir.
Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in telbiye lafızlarının aynını vacib görenler de bununla ihticac etmişlerdir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in lafızlarının aynını vacib görmeyenler ise, rivayet olunan Câbir'in hadisi ile, îbn Ömer, Hz. Ömer, Enes b. Mâlik ve başka ashabın telbiyelerine bir şeyler ilâve ettiklerine dair rivayetlere dayanmışlardır. Zira Câbir bu hadiste: «Rasûlullah (s.a.s) ihramlanarak -îbn Ömer'in hadisinde geçtiği şekilde- telbiye etmeğe başladı ve:
«Halk buna LEBBEYKE ZE'L-MEÂRİCÎ ve benzeri sözleri ilâve ederler. Halbuki Peygamber işitir, hiçbir şey söylemezdi» 81 demiştir. 82


77 Mâlik, Hacc, 20/9, no: 28; Buhârî, Hacc, 25/26, no: 1549.
78 Mâlik, Hacc, 20/10, no: 34.
79 Said b. Mansur, Sünen.
80 Müslim, Hacc, 15/51, no: 1297.
81 Ebû Dâvûd, Menâsik, 5/27, no: 1813.
82 İbn Rüşd K179.