๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ocak 2011, 17:56:37



Konu Başlığı: Hasta ve yolcunun imsak ve iftarı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Ocak 2011, 17:56:37
e-Hasta ve Yolcunun İmsak ve İftarı:



Ulema, yolcu ne zaman yemeğe ve ne zaman yemekten sakınmaya baş­lar diye ihtilâf etmişlerdir.

Kimisi «Kişi yolculuğa çıktığı gün orucunu yer» demiştir. Şa'bî, Hasan Basrî ve îmanı Ahmed bu görüştedir.

Bir kitle de «O günü yemez» demiştir. Bütün islâm uleması da bu görüş­tedir.

Ulemadan bir kitle, sabah faslı evine varacağını bilen kimseye oruç tut­masını müstehab görmüşlerdir. Bunlardan kimisi bu hususta çok şiddet gös­termiş olmakla beraber hiç kimse: «Oruçsuz olarak evine varan kimseye keffaret lâzım gelir» dememiştir. Fakat o gün akşama kadar yiyip içebilir mi, yoksa - yolculuk vasfı, artık üzerinden kalkmış olduğu için- yiyip içmekten Uruç sakınmalı mıdır diye ihtilâf etmişlerdir.

İmam Mâlik ile îmam Şafii «Yiyip içebilir», îmam Ebû Hanife ile tabi­leri ise «Oruçlu imiş gibi davranır» demişlerdir. Günün ortasında aybaşı hali zail olan kadın hakkında da aynı ihtilâf mevcuttur.

Yolcu ne zaman orucunu yiyebilir mes'ele sindeki ihtilâfın sebebi, bu husustaki rivayetin mantıkî düşünceyle çelişmesidir. Çünkü İbn Abbas'ın hadisi ile, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in KEDÎD denilen yere varıncaya kadar bir şey yemediği, ancak oraya vardıktan sonra yemeğe başladığı ve halkın da ona bakarak oruçlarını yediği sabittir. Bunun zahirinden ise, Pey­gamber (s.a.s) Efendimiz'in o gün oruca niyet getirdiği halde sonradan orucunu bozmuş olduğu anlaşılmaktadır. Halkın ise niyet getirdikleri halde oruçlarım bozduklarında şüphe yoktur.

Câbir b. Abdullah'ın «Peygamber (s.a.s), fetih yılı Mekke'ye doğru yola çıktı ve KÜRAÜ'L-AMIM denilen yere varınca su istedi. Halk da oruçlu idi. Peygamber (s.a.s) herkesin gözü önünde bardağı kaldırıp içti. Sonra kendisine 'Bazıları hâlâ oruçludurlar' denildi. Peygamber (s.a.s)

«Onlar âsi insanlardır, onlar âsi in­sanlardır» [58] buyurduğu hadisi de bunu ifâde etmektedir.

Ebû Dâvûd da Ebû Nadra el-Gıfarî'den «Evlerin arasından çıkar çıkmaz yemek sofrasının hazırlanmasını istemiş olduğunu» rivayet etmektedir.

Hadisin ravisi Ca'fer, «Ebû Nadra'ya 'Sen yine evlerin arasına girmiyor musun? diye sordum. Ebû Nadra, 'Rasûlullah (s.a.s)'ın sünnetine uymak zo­rundayız dedi» diye nakletmektedir [59]. Halbuki yolcunun daha evinde olup yola çıkmamışken oruca niyet getirmemesi nasıl caiz değilse, niyet getirdiği orucu bozmasının da caiz olmaması lâzım gelir. Zira Cenâb-ı Hak,

"Amellerinizi bozmayınız" [60] buyurmuştur. Günün ortasında evine varan yolcunun yemeğe devam etmesinin caiz olup olmadığındaki ihtilâfın sebebide, bu adamı, şek günü olduğu için oruç tutmayan ve fakat günün ortasında Ramazan olduğuna hükmedildiğini öğrenen kimseye kıyas etmekte ihtilâf etmeleridir. Bunu ona kıyas edenler, «Onun yemekten sakınması nasıl gerekiyorsa, bunun da evine vardıktan sonra oruçluymuş gibi davranması gerekir» demişlerdir. "Bu, ruhsata binaen

bilerek oruç tutmamıştır. Ötekisi ise bilmeyerek tutmamıştır. Bunun için >u iki kimse arasında benzerlik yoktur» deyip de bu kıyası uygun görmeyen-er ise «Yemeğe devam edebilir» demişlerdir.

Hanefiler, «Günün ortasında kişinin, Ramazan olduğunu öğrenmesi ıasıl artık yemekten sakınmasını gerektiren bir sebep ise, günün ortasında solcunun evine varması da yemekten sakınmasını gerektirir» demişlerdir. [61]

 

f- Yolculuğa Başlayanın Ramazan Orucu:
 

Ramazan ayı girdikten sonra yolculuğa başlayan kimse orucunu sür-pürmek zorunda mıdır, yoksa tutmaya başladığı orucunu kesebilir mi diye [ihtilâf etmişlerdir. Cumhur, sürdürmek zorunda olmayıp kesebildiği görü­şündedir.

Ubeydetü's-Selmânî, Süveyd b. Guflet ve îbn Mücellez'den ise, «Ra-mazan'ın başında yolculukta olmadığı için oruç tutmaya başlayan bir kimse, sonradan yolculuğa çıksa bile orucunu sürdürmek zorunda olup orucunu sa-katlayamaz» dedikleri rivayet olunmuştur.

Bu ihtilâfın sebebi,

"Sizden kim (Ramazan) ayını id­rak ederse onda oruç tutsun"
[62] âyet-i kerimesinin te'viünde ihtilâf etmele­ridir. Zira bu âyetten, bu ayın bir kısmını evinde idrak eden kimsenin ayın hepsini tutmasının vücubu anlaşılabildiği gibi, yalnız yetiştiği kısmı tutma­sının vücubu da anlaşılabilir. Çünkü ayın hepsine yetişildiği. zaman hepsinin tutulması vücubunda icma' bulunduğuna göre, bir kısmına yetişildiği zaman da, yalnız o kısmın tutulması vacib olmalıdır. Peygamber (s.a.s) Efendi-miz'in Ramazan ayı içinde yolculuğa çıkması cumhurun yorumunu te'yid etmektedir. Yolculuk ve hastalık halinde oruç tutmayanın hükmüne gelince: Cenâb-ı Hak,

"O günler sayısınca diğer günlerde tutar" bu­yurduğu için, bunlara kaza lâzım geldiğinde ittifak vardır. Fakat baygın dü­şen veyahut deliren kimselere kaza lâzım gelip gelmediğinde ihtilâf etmiş­lerdir. Bütün islâm uleması, baygın düşen kimseye kaza lâzım geldiği görü­şünde birleşmişlerse de, deliren kimse hakkında ihtilâf etmişlerdir.

İmam Mâlik, ona da kaza lâzım geldiği görüşünde ise de bu, zayıf bir görüştür. Çünkü Peygamber (s.a.s) Efendimiz

 «Deliye de -deliliği devam ettiği müddet­çe- sorumluluk yoktur» [63] buyurmuştur.

. Bayılan veyahut deliren kimselere kaza lâzım gelmediği görüşünde olanlar, orucun bayılma ve delirme ile bozulup bozulmadığında ihtilâf et­mişlerdir.

Kimisi «Bozulur» kimisi «Bozulmaz» demiş, kimisi de, bayılma ile de­lirmenin fecirden önce ve sonra olması halleri arasında ayırım yapmıştır..

Kimisi de «Eğer günün çoğu geçtikten sonra bayılma veyahut delirme olursa tuttuğu oruç kâfi gelir, eğer öğleden Önce olursa kaza lâzım gelir» de­miştir.

Bu görüşlerin hepsi de zayıftır. Çünkü baygınlıkla delilik Öyle hallerdir ki bu hallerde teklif kalkar. Mükellef olmayan bir kimseye de oruçludur ve­yahut değildir denilemez. Şu halde nasıl bir ölünün veya amel ve ibadeti sahih olmayan bir kimsenin orucu bozuldu denilemiyorsa, öylece bayılma ve delirme ile de oruç bozulur denilemez. [64]


[58] Müslim, Sıyâm, 13/15, no: 1114.

[59] Ebû Dâvûd, Savm, 8/45, no: 2412.

[60] Muhammed,47/33.

[61] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/42-44.

[62] Bakara, 2/185.

[63] Ebû Dâvûd  32/16, no: 4402.

[64] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/44-45.



Konu Başlığı: Ynt: Hasta ve yolcunun imsak ve iftarı
Gönderen: Ceren üzerinde 16 Ocak 2020, 16:18:25
Esselamu aleyküm.her konuda kolaylık sağlayan İslam dinine binler kez sübhanallah...


Konu Başlığı: Ynt: Hasta ve yolcunun imsak ve iftarı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Ocak 2020, 13:00:17
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hasta ve yolcunun imsak ve iftarı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Ocak 2020, 16:38:19
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah