Konu Başlığı: Hasattan önce yenilen ürünlerin zekât durumu Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Ocak 2011, 21:13:08 C- Hasattan Önce Yenilen Ürünlerin Zekât Durumu: imam Mâlik ile imam Ebû Hanife, «Kişinin, biçim ve bozum zamanı gelmeden ekin ve meyvalanndan yedikleri, nisaptan sayılır» demişlerdir, imam Şafii «Sayılmaz ve tahmin memuru, mal sahibine kendisinin ve çoluk * çocuğunun yiyecekleri kadar tahmin dışı bırakmalıdır» demiştir. Bu ihtilâfın sebebi, bu husustaki hadislerin gerek Kur"an ve gerek kıyas ile çelişmeleridir. Hadislerden biri Sehl b. Ebû Hasme'nîn, «RasÛlul-lah (s.a.s), Ebû Hasme'yi tahmin memuru olarak gönderdi. Birisi gelip: Ya Rasûlallah, Ebâ Hasme benim aleyhime fazla tahmin koymuştur dedi. Rasûlullah (s.a.s) Ebâ Hasme'ye: «Bak, amcanoğlu, aleyhine fazla {tahmin koyduğunu söylüyor. Ne dersin?» dedi. Ebâ Hasme de: Ya Rasûlallah, çoluk çocuğunun yiyeceklerini kendisine bıraktıktan başka, fakir fukaranın yiyeceklerini ve rüzgârın düşüreceklerini de hesaba kattım» dedi. Bunun üzerine Peygamber (sm.s), «Amcanoğlu sana fazlası ile bırakmış ve senin hakkında insaflı davranmıştır» buyurdu» [78] mealindeki hadisidir. Ayrıca Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in, «(Bir mala) tahmin koyduğunuz zaman, mal sahibine malının üçte birini bırakınız. Şayet üçte birini bırakmazsanız, bari, dörtte birini bırakınız» buyurduğu rivayet olunmuştur [79]. Cabir (r;a.)'den de rivayet olunduğuna göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz, «Tahminde kolaylık gösterin. Zira malın içinde çoluk çocuğun yemesine terk edilmişi var, kurtlusu var, vasiyet var, işçilik var, âfet'e uğrayanı var, gelen gidenin hakkı var» [80]buyurmuştur. Bu hadislerle çelişen Kur'an âyeti ise, "Mahsul (ürün) verdiği zaman mahsulünden yiyiniz ve biçildiği gün de hakkını veriniz" âyet-i kelimesidir [81], Kıyasa gelince: Çünkü bu da, diğer mallar gibi zekât düşen bir mal olduğuna göre zekâtının tıpatıp verilmesi gerekmektedir, işte mallara düşen zekât miktarına dair meşhur mes'eleler bunlardır. Ulema, bu cinslerden zekât düşen malın aynından zekât çıkarmanın cevazında müttefiktirler. Fakat malın aynı yerine kıymetini vermenin caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. îmam Mâlik ile İmam Şafii, «Aynına zekât düştüğü nassen bildirilen malların zekâtında o malın aynı yerine kıymetini vermek caiz değildir» demişlerdir, imam Ebû Hanife ise kıymet vermeği caiz görmüştür. Bu ihtilâfın sebebi, zekât emri bir taabbüd (ibadet) müdür, yoksa yoksulların geçimini sağlamak hedefini taşıyan bir emir midir diye ihtilâf etmeleridir. Taabbüddür diyenler, «Zekât düşen malın aynından başka bir şey vermek caiz değildir. Zira emredildiği şekilde ifa edilmeyen bir ibâdet, fasittir» demişlerdir. Zekât, yoksulların geçimini sağlamak için emredilmiştir diyenlere göre ise, ayn ile aynın kıymeti arasında bir fark yoktur. Şâfıiler: «Diyebiliriz ki: Zekât emri, yoksulların geçimini hedef tutan bir hüküm olsa bile, şeriat sahibi yoksulları, zenginlere zekât düşen mallarında ortak kılmış ve o malın aynından onlara hisse ayırmıştır» demişlerdir. Hanefiler de «Şeriat sahibinin: Şu maldan yoksullara şu kadar veriniz demesi mal sahiplerine kolaylık göstermiş olmasındandır. Zira mal sahiple- rine, ellerinde bulunan malın aynından vermek daha kolaydır. Bunun içindir ki -ceza ve diyetler bahsinde geleceği üzere- bir hadiste, kumaşçılıkla uğraşanlara diyette kumaş verebildikleri bildirilmiştir» demişlerdir. [82] [78] Dârakutnî, 2/134-5, no: 27; Taberânî, Heysemî, Mecmaü'z-Zevâid, 3/76. [79] Ebû Ubeyd, a.g.e., s. 585; Ebû Dâvûd, Zekât, 3/14, no: 165. [80] îbn Ebî Şeybe, 3/195. Ayrıca bkz. Ebû Ubeyd, a.g.e., s. 587. [81] En'am,2/142. [82] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/120-122. |