๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 17:39:52



Konu Başlığı: Hacc azad ve talâk yemini
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Ocak 2011, 17:39:52
C- Hacc, Azad ve Talâk Yemini:


Cumhur, bir kimse 'Eğer şu işi yaparsam bana, yaya olarak hacca git­mek vacib olsun* veyahut 'Kölem azad, yada karan boş olsun' gibi bir şey söyler ve ondan sonra o işi yaparsa, ona keffaret lâzım gelir mi gelmez mi? diye ihtilâf etmişlerdir.

imam Mâlik, «Bu adama keffaret lâzım gelmez, iltizam ettiği şeyi yap­ması gerekir. Aksi halde günah işlemiş olun> demiştir.

İmam Şafii, îmam Ahmed ve Ebû Ubeyd, «Boşama ve azatlama yemin­lerinden başka bu kabil yeminlerin hepsi ile keffaret lâzım gelir» demişler­dir.

Ebû Sevr de, «Kölesinin azatlanmasına yemin eden kimse keffaret ve­rir» demiştir. İmam Şafii'nin görüşü, Hz. Aişe'den de rivayet olunmuştur.

Bu ihtilâfın sebebi, bu kabil yeminler yemin midir, yoksa nezir mi­dir diye ihtilâf etmeleridir.

Yemindir diyenler, «bununla keffaret lâzım gelir. Çünkü "Bunun kef­fareti on yoksulu doyurmaktır" âyet-i kerimesinin şümulüne girmektedir» demişlerdir.

Nezir kabilindendir diyenler ise, «Nezredilen şeyin yerine getirilmesi lâzımdır, keffaret lâzım gelmez» demişlerdir. Fakat Mâlikîler buna da yemin dedikleri halde bununla nasıl keffaret lâzım gelmez diyebilmişlerdir? Olabi­lir ki Mâlikîler buna mecaz yolu ile yemin demişlerdir. Zira lügatte buna ye­min denilemez. Çünkü Arap dilinde yeminlere has birtakım sigalar vardır ki, bu onlardan değildir. Sonra, yemin ancak ta'zim edilen şeylere edilir. Şart sı­ğaları ile yemin sigalan birbirinden ayrıdırlar. Şeriat örfünde de buna yemin denilip denilmediğinde ve yeminin hükmüne tabi olup olmadığında tereddüt vardır. Çünkü Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sabit olan «Nezrin kejfareti bir yeminin kefaretidir» [15] hadisinin zahirinden, nezre yemin denilmediği ve fakat yeminin hükne tabi olduğu anlaşılmaktadır:

"Ey Peygamber, eşlerinin rızasını gözeterek, Allah'ın sana helâl kıl­dığı şeyi niçin haram ediyorsun? Allah bağışlayıcı ve merhametlidir. Allah size, yeminlerinizi keffaretle geri almanıza izin vermiştir" [16] âyet­lerinin zahiri, şartlı ve şartsız olarak edilen nezirlere şeriatte yemin adı veril­diğini göstermektedir.

Bunun için, talâk gibi icma ile müstesna olan lafızlardan başka, bu du­rumda olan bütün lafızlara yemin demek gerekmektedir. îmam Dâvûd ile tabileri de, «şartlı olarak edilen bu kabil nezirler, ne ne­zirdirler ki, yerine getirilmesi vacib olsun, ne de yemindirler ki keffaret ver­meyi gerektirsinler. Şu halde eğer birisi, 'Şu işi yaparsam, üzerime yaya ola­rak hacca gitmek vacib olsun' derse, ona yaya olarak hacca gitmek vacib ol­maz. Fakat eğer şartsız olarak söylerse ona vacib olur. Çünkü şartsız olan ne­zirler ittifakla nezirdirler. Peygamber (s.a.s) Efendimiz de, «Kim Cenâb-ı Allah'a taat ve kulluk sayılan bir şeyi nezrederse o şeyi yapsın ve kim masiyet ve günah sayılan bir işi nezrederse, o işi yapmasın» buyurmuştur» [17] demişlerdir.

Şu halde bu gibi sözler hakkındaki ihtilâfın sebebi, bunlar yemin midir, nezir midir, yoksa bunların hiçbiri de değil midir diye ihtilâf etmeleri­dir. [18]

 

D- Yemin ve Tanıklık Ederim Sözleri:


Ulema 'Yemin ederim' ve 'Şahitlik ederim' gibi lafızlar yemin midir, değil midir diye ihtilâf etmişlerdir: 

Kimisi 'Yemin değildir* demiştir. Bu îmanı Şafii'nin iki kavlinden biri­dir.           

Kimisi 'Yemindir', demiştir. îmam Ebû Hanife de bu görüştedir.

Kimisi de «Eğer kişi bundan «Allah'a yemin ederim» mânâsım kaste­derse yemindir yoksa yemin değildir» demiştir. îmam Mâlik de bu görüşte­dir.

Bu ihtilâfınsebebi, lafzın şekline mi, yoksa ondan anlaşılan mânâya mı veyahut kasıt ne ise ona mı itibar olunur diye ihtilâf etmeleridir.

Lafzın ekline itibar olunur diyenler, «Yemindir. Çünkü ondan «Allah'a ye­min ederim» mânâsı anlaşılmaktadır» demişlerdir. Kasıt ne ise ona itibar olunur diyenler ise, «Eğer «Allah'a yemin ederim» mânâsı kastolunursa yemindir yoksa değildir. Çünkü lafız, her iki mânâ ihtimalini de taşımaktadır» demişlerdir. [19]

                                                                     

54. Yeminde İstisnalar ve Yemin Keffareti
 

Bu bölüm iki kısımdır. Birinci kısım istisnalar, ikinci kısım keffaretler hakkındadır. [20]


[15] Müslim, Nezr, 26/5, no: 1654.

[16] Tahrim, 66/1.                                                             

[17] Buhârî, Eyman, 16/22, no: 3289.                                                       

[18] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/287-288.

[19] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/288-289.