๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 27 Ocak 2011, 18:18:45



Konu Başlığı: Günah işlemenin adanması
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 27 Ocak 2011, 18:18:45
1. Günah İşlemenin Adanması:


İşlenmesi günah olan bir şeyi nezreden kimseye bir şey lâzım gelir mi gelmez mi diye ihtilâf etmişlerdir. İmam Mâlik, İmam Şafii ve ulemanın cumhuru «Ona bir şey lâzım gelmez» demişlerdir. İmam Ebû Hanife, Süfyan Sevrî ve Küfe uleması ise, «Nezri mün'akid olur, fakat kendisine, o günahı iş­lemek değil, bir yemin keffaretini vermek lâzım gelir» demişlerdir.

Bu ihtilâfın sebebi, bu hususta varid olan hadislerin zahirleri ara­sındaki çelişmedir. Zira bu husus hakkında -Hz. Âişe'nin hadisi ile, İmran b. Husayn ve Ebû Hüreyre'nin hadisi olmak üzere- iki hadis bulunmaktadır. Hz. Âişe'nin hadisine göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz,

«Kim Allah'a itaat etmeği nezrederse Allah'a itaat etsin ve kim Allah'a karşı gelmeyi nezrederse Allah'a karşı gelmesin [7]buyurmuştur ki bunun zahirinden, işlenmesi günah olan şeyleri nezretmenin mün'akid olmadığı an­laşılmaktadır.

Diğer hadise göre de, Peygamber (s.a.s) Efendimiz:

«Allah'a karşı gelmekle nezr olunmaz. Böylesi nezrin kefareti bir ye­min kefaretidir» [8] buyurmuştur. Bu hadis i6c, günah olan nezrin mün'akid olduğunda nass'tır. Bunun için kimisi, «Birinci hadis, masiyet nezirleri ile masiyeti işlemenin lâzım gelmediğini, ikinci hadis de keffaret vermenin ge­rekliliğine işaret etmektedir» demek suretiyle her iki hadisi telif etmiş, kimi­si de, İmran ile Ebû Hüreyre'nin hadisini sıhhatli bulmadığı için Hz. Aişe'nin hadisini tercih etmiştir.

Ebû Ömer b. Abdilberr, «Hadis uleması, Ebû Hüreyre'nin hadisi Süley­man b. Erkam'a ulaşmaktadır. Bu adam ise hadisleri metruk olan bir kimse­dir. İmrân b. Husayn'ın hadisi de Züheyr b. Muhammed'e ulaşmaktadır. Zü-heyr ise, bunu babasından rivayet etmiştir. Babası ise, meçhul bir adam olup oğlundan başka, hiç kimse ondan hadis rivayet etmemiştir. Kaldı ki Zü-heyr'in bile birçok münker hadisleri vardır diyerek bu hadisi her iki rivayet yolundan da zayıf addetmişlerdir» demiştir. Fakat Müslim bu hadisi Ukbe b. Amir'in tariki ile rivayet etmiştir. Mâlikîler bu mes'elede hep «Adamın biri güneşte ayakta durmuştu. Peygamber (s.a.s) Efendimiz onu o durumda gö­rünce sebebini sordu. Dediler ki: Kimse ile konuşmamayı, gölgelenmemeyi, oturmamayı ve oruç tutmayı nezretmiştir. Bunun üzerine Peygamber (s.a.s) Efendimiz,

 «Ona söyleyin. Konuşsun ve otursun. Fakat orucunu tamamlasın» [9] mealinde rivayet olunan hadis ile ihticac edegelmişlerdir. Mâlikîler «Peygamber (s.a.s) Efendimiz bu adama sevap ve taat olan şeyi tamamlamasını, günah olan şeyleri ise yapmamasını emretmiştir» derler. Halbuki konuşmamanın günah olduğu, bilinen bir şey değildir. Kaldı ki Meryem (a.s.) tarafından nezredildiği Kur'an-ı Kerim'de bildirilmiştir. Güneşte ayakta durmak da -eğer nefse eza verdiği için olmaz­sa- günah olmamalıdır. Şayet günah olduğu söylense, herhangi bir nass'a dayanarak değil, kıyas yolu ile söylenmiş olur. Şu halde asıl, onun da günah ol­mamasıdır. [10]


[7] Buhârî, Eymân, 83/28, no: 6696.

[8] Müslim, Nezr, 26/5, no: 1654.

[9] Buhârî, Eymân, 83/31, no: 6704.

[10] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/310-311.