๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 17 Şubat 2011, 16:47:54



Konu Başlığı: Ganimette devletin payı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 17 Şubat 2011, 16:47:54
1. Ganimette Devletin Payı



 Cenâb-ı Hak,

"Bilin ki, ele geçirdiğiniz ganimetin beşte biri Allah'ın, Peygamber'in, yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır"  buyur­duğu için, bütün İslâm uleması, Rumların elinden cebren ve savaş yolu ile alman arazi dışındaki ganimet mallarının beşte bir payının Beytü'l-Mal'ın ve beşte dördünün de ganimeti ele geçiren askerlerin olduğunda müttefik iseler de, Beytü'l-Mal'e ait olan bu beşte bir sehmin (hisse) kaç sehim üzerinden taksimi gerektiği hususunda dört meşhur görüşe ayrılmışlardır:

1- Ayet-i kerimenin nassı uyarınca beş sehim üzerinden taksim edilir. Zira

kavl-i celîli ayrı bir sehim olmayıp teberrük ve söze başlan­gıç olarak söylenmiştir. îmam Şâfü bu görüştedir.

2- Dört sehim üzerinden taksim edilir. Zira Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sehmi onun vefatı ile sakıt olmuştur.
                                                 
3- Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yakınlarının sehmi de sakıt olup üç sehim üzerinden taksim edilir.

4- Bu beşte bir sehmin tamamı fey'in hükmüne tabi olup yoksula da, zengine de verilebilir. İmam Mâlik ile fukahanın büyük ekseriyeti bu görüş­tedir. Peygamber (s.a.s) Efendimizle yakınlarına ait olan sehimlerin sakıt ol­madığını söyleyenler de onun vefatından sonra bu sehimlerin kimlere veril­diği hususunda ihtilâf etmişlerdir:

Kimisi «Geri kalan diğer üç sınıfa», kimisi «Beşte dört sehmine sahip olan askerlere, kimisi «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sehmi, İmama ve ya­kınlarının sehmi de imamın yakınlarına verilir», kimisi de «Ordunun silah ve teçhizatlarına harcanır» demiştir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yakınları­nın kimler olduğu hususunda da ihtilâf etmişlerdir. Kimisi «Yalnız Haşimo-ğullan'dir», kimisi «Haşim ve Muttali boğu İlan'nın ikisidir» demiştir.

Birinci ihtilâfın sebebi, bu âyet-i kerimede beş sınıfın zikredilme­sinden maksat, o beş sınıfın belirlenmesi midir, yoksa -hâss'tan umum murad olmak üzere- onlarla başkalarına da verilebildiğine işaret etmek midir diye ihtilâf etmeleridir. Ayet'in kendisinden husus murad olan hass'lar kabilinden olduğunu söyleyenler, «Âyet'te zikredilen sınıflardan başkasına verilemez» demişlerdir. Cumhur bu görüştedir.

Ayet her ne kadar hâs ise de ondan umum kastedilmiştir diyenler ise, «îmam bu beşte bir sehmini, müslümanlar için yararlı gördüğü herhangi bir işte harcayabilir» demişlerdir.

Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e ait olan sehmin imama verildiğini söyle­yenler de, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'den rivayet olunan,   

«Cenâb-ı Allah bir Peygamber'e bir şeyi rızık olarak verdiği zaman, o şey, ondan sonra onun yerine geçen kimsenindir» [51] hadisidir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sehmi âyette zikredilen sınıflan ya da beşte dört sehmine sahib olan askerlere verilir diyenler de bunu aile vakfına kıyas edip, «Ailenin bir ferdi öldüğü zaman onun vakıftaki hissesi nasıl diğer fertlere geçiyorsa, bu da Öyledir» demişlerdir.

Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yakınları Haşimî ile Muttaliboğulla-n'nın ikisidir diyelerin delili de, Cübeyr b, Müt'am'ın «Rasûlullah (s.a.s) ya­kınlarının sehmini Haşim ve Muttaliboğulları'na verir ve,

«Haşimoğulları ile Muttaliboğullan bir sınıftırlar» [52] mealindeki hadişidir.

Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in yakınları yalnız Haşimoğullarıdır di­yenler ise, «Çünkü yalnız Haşimoğulları'na zekât almak caiz değildir» de­mişlerdir.

Ulema, Peygamber (s.a.s) Efendimiz, ganimetin taksimi sırasında hazır bulunsun bulunmasın ganimetin beşte birin beşte birinin (= % 4) kendisine ait olduğunda müttefiktirler. Fakat ganimette bundan başka bir alacağı olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir.

Kimisi «Safiy (seçme) isminde bir alacağı daha vardı. Peygamber (s.a.s) Efendimiz ganimet daha taksim edilmemişken ortadan kendine - bir at bir cariye veya köle gibi- bir şeyi seçerdi [53] ve anamız Safîye'nin bu safiy'den olduğu [54] rivayet olunmaktadır» demiştir. Ulema, bunun Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e mahsus bir hüküm olup ondan sonra bu yetkinin kimseye verilmediği hususunda müttefiktirler. Yalnız Ebû Sevr, «Safi de Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sehmi hükmündedir» demiştir. [55]



[51] Ahmed, 1/4; Ebû Dâvûd, Haraç, 14/19, no: 2973.

[52]  Ebû Ubeyd, Emval, s. 415, no: 843; Buhârî, Megâzî, 64/38, no: 4229.

[53] Ebû Dâvûd, Harâc, 14/21, no:2991.

[54]  Ebû Dâvûd, Harâc, 14/21, no: 2994.

[55] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/259-261.