> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Bidayetül Müctehid > Düşmanı tenkilin çeşitleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düşmanı tenkilin çeşitleri  (Okunma Sayısı 1230 defa)
17 Şubat 2011, 16:58:39
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 17 Şubat 2011, 16:58:39 »



3. Düşmanı Tenkilin Çeşitleri:



Düşmanları tenkil etmek; -mallarını yağma etmek, kendilerini öldür­mek ya da köleleştirmek suretiyle- üç şekilde olur. Tenkil'in üçüncü şeklini -rahipler sınıfı dışında- erkek, kadın, büyük, küçük, genç ihtiyar bütün müş­riklerde uygulamanın caiz olduğunda icma edilmiştir. Rahipler sınıfı hak­kında ise, kimisi, «Onlara dokunulmaz. Çünkü Peygamber (s.a.s) Efendimiz onlar hakkında,

«Kendilerini hangi dinden sayı­yorlarsa onları o dinde serbest bırakın»
[14] buyurmuştur ve aynı zamanda Hz. Ebû Bekir de öyle yapmıştır» demiştir.

Ulemanın çoğu, «Sultan, esirler hakkında birkaç hüküm arasında mu­hayyerdir. İsterse onları bırakır, isterse köleleştirir, isterse öldürür, isterse onları fidye karşılığı salıverir, isterse cizyeye bağlar» demişlerdir.

Kimisi de «Esiri öldürmek caiz değildir» demiştir. Hasan b. Muham-med et-Temimi, «Esiri öldürmenin caiz olmayışı ashabın icmaı'dır» ctemış tir.

Bu ihtilâfın sebebi, bir taraftan Kur'an-ı Kerim'in âyetleri .ıra.Mndu, bir taraftan da Kur'an-ı Kerim'in zahiri ile Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in fi­ili arasında bulunan farklı ifadelerdir. Zira,

"Savaşta kâfirlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun; so­nunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onla­rı ya karşılıksız ya da fidye ile salıverin" [15] âyet-i kerimesinin zahiri, ken­dilerinden bir şey almaksızın ya da fidye karşılığı olarak bırakıl mal arın dan başka bir şey yapmanın caiz olmadığını göstermektedir.

"Hiçbir Peygambere esir almak, yeryüzünde galibiyeti kazanma­dıkça yaraşmaz" [16] âyet-i kerimesi ile bu âyetin nüzul sebebi -ki Bedir esir­leri hakkında nazil olmuştur- esirleri öldürmenin onları köleleştirmekten ef-dal olduğunu göstermektedir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz de birçok savaş­ta esirleri öldürmüş, kadınları köleleştirmiş, bazan da onlardan bir şey al­maksızın onlan salıvermiştir. Ebû Ubeyd, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in Araplardan hür olan erkekleri kol ele sürmediğin i nakletmektedir. Peygam­ber (s.a.s) Efendimiz'den sonra ashab-ı kiram ehl-i kitabın erkek ve kadınla­rının köleleştirilmesinde icma' etmişlerdir.

Bunun için, «âyet-i kerime ile Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in fiili nes-holunmuş» diyenler, «Esir Öldürülemez» demişlerdir. «Ayette esirlerin Öl­dürülüp Öldürülmediği zikredilmemiştir. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in fi­ili âyete dercedilmeyen bir hükümdür ve aynı zamanda Bedi ilrii d yeme ile aldığı İhtara uymaktır» diyenler ise, esirin öldürülmesinin cevazını benimsemişlerdir. Tabiidir ki esiri Öldürmek, -eğer ona eman veril-memişse- caizdir. Kendisine eman verilen esiri Öldürmenin cevazı hiçbir müslüman âlim tarafından söylenmemiştir. Ancak, kim eman verebilir, kim veremez diye ihtilâf etmişlerdir. Sultanın eman verebildiğinde müttefiktir­ler.

Ulemanın cumhuru, her hür ve erkek olan müslüman ferdinin de eman verebildiği görüşündedir. Yalnız îbn Mâcişûn, «Ferdin eman verebilmesi sultanın iznine bağlıdır» demiştir. Kadın ile kölenin ise, eman verebildiklerinde ihtilâf etmişlerdir. Cumhur bunların da eman verebildiklerine kaildir. Îbn Mâcişûn ile Sahnun ise, «Kadının emanı sultanın iznine bağlıdır» demiş­lerdir.

îmam Ebû Hanife de, «Köle eğer savaşa katılmamışsa eman veremez» demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi umumun kıyas ile çelişmesidir. Umum, Pey­gamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«Müslümanlar kan bakımından birbirlerine eşittirler. En aşağıları bi­le sahip odakları eman yetkisine sahiptir ve başkalarına karşı tek bir kuvvet­tirler» [17] hadisidir. Bu hadisteki umum, kişinin -köle de olsa- müslüman olduktan sonra, eman verme yetkisine sahip olduğunu ihtiva etmektedir. Kıyas ise, buna aykırıdır. Zira eman verebilmenin şartlanndan biri kâmil olmaktır. Köle ise, taşıdığı kölelik vasfı ile nakıs sayılmaktadır. Nitekim bu vasfı taşı­dığı için birçok şer! hükümler kendisiden sakıt olmuştur. Bunun için bu yet­kiye de sahip olmaması ve hadisin umumundan istisna edilmesi lâzım gel­mektedir.

Kadının eman verip verememesin deki ihtilâfın sebebide, hem Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

 «Ey Ümmü Hâni, eman verdiğin adama biz de eman verdik» [18] hadisinin te'vilinde, hem de kadını erkeğe kı­yas etmekte ihtilâf etmiş olmalarıdır. Zira bu hadisten, «Biz bu adama verdi­ğin emanı kabul ettik»,mânâsını anlayanlar, «Kadının eman verebilmesi, sultanın izin ve kabulüne bağlıdır» demişlerdir.

Hadisten «Adama eman verdiğin için biz ona dokunmayacağız» mânâsını anlayanlar ise, «Kadının eman vermesi için sultanın izni şart değil­dir» demişlerdir. Çünkü birinci mânâ, «Senin eman vermenin hukukî bir de­ğeri yoktur. Fakat biz seni kırmıyoruz» demektir. İkinci mânâ ise «Adama eman vermiş olmanla onu ölümden kurtarmış bulunuyorsun. Biz artık ona dokunmayız» demektir. Bunun gibi, kadını erkeğe kıyas edenler de: «Erkek nasıl eman verebiliyorsa kadın da verebilir» demişlerdir. Kadını erkekten noksan görüp bu kıyası yapmayanlar ise, kadının eman vermesini caiz gör­memişlerdir. Bununla beraber, esire eman vermek onu yalnız ölümden kur­tarmaya yarar, esirin köleleştirilmesinde esire eman vermenin bir tesiri yok­tur. Bu ihtilâf, cem-i müzekkerlerin (erkeklere mahsus çoğulların) şümulu-na kadınların da -şer'î örfe göre- girip girmediğinde ihtilâf etmelerinden de ileri gelmiş olabilir. îslâm müctehidleri, müslümanlarla bilfiil savaşan er­kekleri savaş esnasında öldürmenin caiz olduğunda müttefiktirler. Fakat on­ları esir aldıktan sonra öldürmekte -yukarıda da söylediğimiz gibi- ihtilâf etmislerdir.

Savaşa kaalmayan kadın ve çocuklan öldürmenin caiz olmadığında da müttefiktirler. Zira Peygamber (s.a.s) Efendimiz kadın ve çocuklan öldür­meyi yasak etmiş [19] ve öldürülmüş bir kadın hakkında,

«Bu, öldürülmemeli idi» [20]demiştir. Halk arasından çekilen kilise adamları ile, kör, sakat, deli, çiftçi, işçi ve savaş yapa­mayan ihtiyarlar hakkında ise ihtilâf etmişlerdir.

imam Mâlik, «Kör, deli ve kilise adamlan öldürülemez ve mallarından yaşayabilecekleri kadar ellerinde bırakılır» demiştir. îmam Mâlik'e göre yıpranıp çöken ihtiyarlarda aynı hükme tabidirler. îmam Ebû Hanife ile tabi­leri de buna katılır. Süfyan Sevrî ise, «Bunlardan, yalnız ihtiyarlar öldürüle­mez» demiştir. Evzâî, «Çiftçilerde öldürülemez» demiştir. îmam Şâfıi ise -kendisinden gelen en sıhhatli rivayete göre- «Bunların hepsi öldürül e bilir» demiştir.

Bu ihtilâfın sebebi, bü mevzudaki bazı hadislerin hususları ile, ge­rek Kur'an-ı Kerim'in ve gerek Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«İnsanlar Lâ ilahe illallah diyene kadar onlarla savaşmakla emredilmişimdir» [21] hadisinin umumları arasında bulunan çelişmedir. Çünkü, "Hürmetli aylar çıkınca müşrikleri nerede bulursanız öldürünüz" [22]âyet-i kerimesi ile bu hadis-i şerifte ne rahipler, ne de başkaları istisna edilmemişken bazı hadislerde bunlar istisna edilmiştir, Bu hadislerden biri, Dâvûd b. Husayn'ın îkrime'den, tkrime'nin de îbn Abbas'tan rivayet ettiği «Rasûl-i Ekrem (s.a.s), askerlerini herhangi bir yere gönderdiği zaman, on­lara           

«Kilise adamlarını öldürmeyin» diyor­du» [23]hadisidir. Biri de, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«Çok yaşlı olan ihtiyarlan, küçük çocukları, kadınları öldürmeyiniz ve aşın gitmeyiniz» [24]buyurduğuna dair Enes b. Mâlik'ten rivayet olunan hadiştir. Bu hadisi Ebû Dâvûd kaydetmiştir. îmam Mâlik de Hz. Ebû Bekir'den «Kendilerini Allah'a ibadete bağladıklarını iddia eden kimseleri göreceksi­niz. Onlan kendi hallerinde bırakınız ve kadın, çocuk ve yaşlanıp yıpranan ihtiyarlan öldürmeyin» dediğini rivayet etmektedir. Bununla beraber öyle görülüyor ki bu mes'eledeki ihtilâfın esas sebebi, "Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın, aşırı gitmeyin. Allah aşırı gidenleri sevmez"[25] âyet-i kerimesi ile, "Hürmetli aylar çıkınca müşrikleri nerede bulursanız onları öldü­rün; onları yakalayıp hapsedin, her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse peşlerini bırakın" âyeti kerimesi arasında bulunan çelişmedir. Önce müslümanlarla savaş açanlara karşı savaşma emri verildiği için ikinci âyetin birinci âyeti neshettiğini söy­leyenler, ikinci âyeti umumî mânâsında bırakmışlardır. Bilinci âyetin nesho-lunmayıp muhkem olduğunu söyleyenler ise, yukanda geçen kimseleri ikin­ci âyetin umumundan istisna etmişlerdir. îmam Şafii, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,

«Müşriklerin ihtiyarla­rını öldürün gençlerini sağ bırakın» [26] buyurduğuna dair Semura'nın hadisi ile de ihticac etmiştir. Herhalde İmam Şafii'ye göre öldürmenin sebebi küfürdür ki bütün kâfirlerin öldürülmesinin cevazını benimsemiştir. «Çiftçiler de öldürül­mez» diyenler ise, Zeyd b. Vehb'ten «Hz. Ömer'den bize mektup geldi. Mek­tupta 'Aşırı gitmeyin, kimseye zulmetmeyin, çocuklan öldürmeyin, ekip biçmekle uğraşanlar hakkında da Allah'tan korkun' deniliyordu» diye gelen rivayet ile ihticac etmişlerdir. Rabah b. Rebia'nin hadisinde de işçileri öldür­menin yasak edildiği rivayet olunmuştur. Bu hadise göre Rabah, Peygamber (s.a.s) Efendimizle birlikte bir savaşta bulunmuş da, Efendimiz (s.a.s) bir ka­dının ölüsüne rastlamış ve bir miktar üzerinde durduktan sonra

«Su, öldürülmcmeli idi» demiş ve birisine:

«Çabuk Halici b. Velid'e yetiş, çocuk, işçi ve kadınları öldürmesin» diye emretmiştir [27]. Kısacası anlaşılıyor ki bu ihtilâfta, öldürmeyi gerektiren sebepte ihtilâf etmelerinin de payı vardır. «Küfür öldürmeyi gerektirir» diyenler, müşriklerden hiç kimseyi istisna etmemişlerdir. «Küfür öldürmeyi gerektirmez. Zira eğer küfür Öldürmeyi gerektirse idi -kadınlar da kâfir ol­dukları halde- onları öldürmek yasak edilmezdi. Kâfirler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düşmanı tenkilin çeşitleri
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:28:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düşmanı tenkilin çeşitleri rüya tabiri,Düşmanı tenkilin çeşitleri mekke canlı, Düşmanı tenkilin çeşitleri kabe canlı yayın, Düşmanı tenkilin çeşitleri Üç boyutlu kuran oku Düşmanı tenkilin çeşitleri kuran ı kerim, Düşmanı tenkilin çeşitleri peygamber kıssaları,Düşmanı tenkilin çeşitleri ilitam ders soruları, Düşmanı tenkilin çeşitleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes