> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Bidayetül Müctehid > Diyetin ödenme zamanı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Diyetin ödenme zamanı  (Okunma Sayısı 865 defa)
15 Şubat 2011, 16:01:19
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Şubat 2011, 16:01:19 »



173. Diyetin Ödenme Zamanı



Ulema müttefiktirler ki yanlışlıkla öldürülen kimsenin diyeti üç senede, kasten öldürülen kimsenin diyeti de -eğer vade ile ödenmesi üzerinde anlaş­mazlarsa- hemen ödenir.

Âkilenin kimler olduğu hususuna gelince: Hicaz ulemasının cumhuru, «Âkile, öldürenin baba tarafından erkek yakınlarıdır» demişlerdir ki, bunla­ra ASABE de denilir. Ancak eğer diyetin tamamını vermeye asabenin gücü yetmezse, İmam Dâvûd'tan başka diğer ulema «Âkilenin veremediği kısmı mevalîye yüklenir» demişlerdir.

Herbir asabeye diyetten ne kadar lazım geldiği hususuna gelince: İmam Mâlik'e göre bu hususta belirtilen bir miktar yoktur. İmam Şafiî ise «Zengine bir, fakire yarım dinar lazım gelir» demiştir. Ona göre bu, yakınlıklarına göre olur, babadan akrabalar, ana tarafından yakınlar... Ebû Hanife ve tâbilerine göre, âkile, divan ehlindense bu divan ehlidir. Hicaz'hlarm dayanağı, insan­ların Hz. Peygamber ve Ebû Bekir zamanında âkile yürürlükteydi, divan yoktu, divan Hz. Ömer zamanında kuruldu[12]. Kûfe'liîer ise, Cübeyr b. Mut'im'in Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu naklettiği hadise dayanır: «İs­lam'da hılf (ittifak) yoktur. İslâm, cahiliyye döneminde yapılan hılfın gücü­nü arttırır»[13] Fukaha, asabesi ve mevlası bulunmayanların cinayeti hakkın­da ihtilaf etmiştir ki, bunlar Saibe'dir. Yanlışlıkla cinayet işleyince âkilesi var mı, yok mu, varsa kimedir diye ihtilaf etmişlerdir. Onların mevalisi ol­madığını söyleyenler, Saibe'nin âkilesi olmadığını söylemiştir. Mevaliyi âkile olmadığını söyleyen Dâvûd ve tabileri de aynı görüştedir. Velâsını azad edenlere verenler", onları âkile görmüştür. Velâsını müslümanlara ve­renler, âkilenin beytülmal olduğunu söylemiştir. Saibe'nin dilediği ile velâ akdi yapacağını söyleyenler âkilenin bu velâ akdi yapılanlar olduğunu söy­lemişlerdir. Bütün bu görüşler seleften nakledilmiştir.

Diyetin miktarı da, öldürülen veyahut yaralanan kimsenin vasfına göre değişir. Zira kadınlık, kölelik ve müslüman olmamak, diyetin miktarım azal­tan-vasıflardır. Ulema, öldürülen kadının diyeti öldürülen erkeğin diyetinin yansı olduğunda müttefiktirler. Fakat yaralanan kadının diyetinde -yara ve organların diyeti bahsinde geleceği üzere- ihtilaf etmişlerdir.

îslâm bayrağı altında yaşayan hıristiyan ve yahudiîerin yanlışlıkla öldü­rülmeleri halinde lazım gelen diyetleri hakkında ise, üç çeşit görüşte bulun­muşlardır. Kimisi «Diyetleri müslümanların diyetinin yansıdır» demiştir ki İmam Mâlik ile Ömer b. Abdülaziz bu görüştedirler. Kimisi «Diyetleri miis-lümanlann diyetinin üçtebiridir» demiştir. İmam Şâfıîile tabiînden bir ce­maat da bu görüştedirler. Bu görüş aynı zamanda Hz. Ömer ile Hz. Osman'dan da rivayet olunmuştur. Kimisi de «Diyetleri müslümanlann diyeti kadardır» demiştir. Bunu da İmam Ebû Hanife, Süfyan Sevrî ve tabiinden bir cemaat ile ashâbtan Abdullah b. Mes'ud söylemişlerdir. Birinci grubun da­yanağı, Amr b. Şuayb'ın, babasından, babasının da dedesinden rivayet ettiği «Peygamber Efendimiz,

'Gayrimüslimin diyeti, müslümanın diyetinin yarısıdır' buyurdu» [14] mealindeki hadisidir. Hanefîlerin dayanağı da, "Eğer yanlışlıkla öldürülen kimse, kendileri ile aranızda saldırmazlık sözleşmesi bulunan bir toplumdan ise, sahiplerine ödene­cek bir diyet ile, müslüman bir köleyi azatlamak lazım gelir" [15]âyet-i ke­rimesinin taşıdığı umumdur. Hanefîlerin hadisten dayanağı da, Ma'mer'in ZührTden söylediğini rivayet ettiği, «Yahudi, hıristiyan ve îslâm bayrağı al­tında yaşayan her gayrimüslimin diyeti, müslümamn diyeti kadardır. Pey­gamber Efendimiz ile Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin devirlerinde böyle idi. Ta ki Muaviye geldi. Muaviye, gayri müslimin diyeti­nin yansını sahiplerine verdi. Diğer yansını ise beytülmala ayırdı. Ondan sonra da Ömer b. Abdülaziz, gayrimüslime yan diyetle hükmederek Muavi-ye'nin Beytülmala ayırdığı hisseyi kaldırdı» hadisidir[16]. Zührî demiştir ki: Ömer b. Abdülaziz'e durumu anlatmak ve «Peygamber Efendimiz zamanın­da gayrimüslimin diyeti tamdı» demek isterdim. Bir türlü fırsat bulama­dım.

Yanlışlıkla veyahut -köleyi öldürene kısas lazım gelmez, diyenlere gö­re- kasten öldürülen kölenin diyetine gelince: Kimisi «Köleyi öldüren kim­seye, kölenin -ne kadar tutarsa tutsun, hatta hürün diyetinden fazla bile olsa-kıymeti lazım gelir» demiştir. îmam Mâlik, îmam Şafiî ve İmam Ebû Yûsuf bu görüştedirler. Said b. el-Müseyyeb ile Ömer b. Abdülaziz de bu görüşte­dirler, îmam Ebû Hanife ile îmam Muhammed ise, «Kölenin kıymeti hiçbir zaman hürün diyetinden fazla olamaz» demişlerdir. Küfe fukahasından bir cemaat da, «Kıymeti değil, diyeti lazım gelir. Fakat hürün diyetinden az ol­mak şartı ile» demiştir. Hanefîler, «Çünkü kölelik kişide bir eksikliktir. Bu­nun için öldürülen kölenin kıymetinin, hürün diyetinden fazla olmaması la­zım gelir» demişlerdir. «Hür'ün diyetinden az olması şartı ile diyet lazım ge­lir» diyenler de, «Çünkü köle de -hür gibi- şer'î hükümler karşısında mükel­leftir. Ancak onun mükellefiyeti hüre nazaran daha azdır. Bunun için, hür öl­dürüldüğü zaman nasıl diyet lazım geliyorsa, onun da öldürülmesi halinde diyetin lazım gelmesi gerekir. Ancak kölenin mükellefiyeti hürün mükelle­fiyetinden az olduğu için diyetinin de hürün diyetinden az olması lazım ge­lir. Nitekim köle, zina işlediği veyahut başkasına iftira ettiği ya da içki içtiği zaman ona, hüre lazım gelen cezanın yansı lazım gelir ve nitekim onun talâk sayısı da hürün talâk sayısından azdır» demişlerdir. Bu duruma göre, eğer «Yanlışlıkla öldürülen kölenin diyeti hürün diyetinin yansıdır» diyecek olursak, yerinde bir şey söylemiş oluruz. Fakat ne var ki hiçbir kimse bunu söylememiştir.

îmam Mâlik de «Köle mal olduğu için, yanlışlıkla öldürüldüğü zaman bir mal itlaf edilmiş olur. Bunun için, diyeti değil -diğer mallar gibi- kıymeti­nin lazım gelmesi gerekir» demiştir.

Ulema, kölenin yanlışlıkla öldürülmesi halinde lazım gelen kıymet ve­yahut diyetinin kime lazım geldiği hususunda da ihtilaf etmişlerdir. îmam Ebû Hanife «Öldürenin âkilesine lazım gelir» demiştir, ki îmam Şafiî 'den de gelen en meşhur rivayet bu yoldadır. İmam Mâlik ise, «Bizzat öldürene la­zım gelir» demiştir. îmam Mâlik, köleyi eşyaya benzetirken, îmam Ebû Ha­nife ile İmam Şafiî onu hüre kıyas etmişlerdir.

Bu babın meselelerinden biri de, dövülen gebe kadının düşürdüğü ço­cuğun diyeti hakkındaki ihtilaflarıdır. Zira bu çocuk, her ne kadar annesi kasten dövülmüş ise de, kendisi kasten öldürülmemiş tir.

Bu mes'ele ile ilgili olan konuşmamız, "Düşen çocuk için diyet olarak ne lazım gelir? Düşen çocuk nasıl olursa diyet lazım gelir? Diyet kime lazım gelir? Kimler için lazım gelir?" konulan hakkındadır.

Ulema, hür olan kadının çocuğu ile, efendisinden gebe olan cariyenin çocuğu için diyet olarak, bir köle veyahut cariye lazım geldiğinde müttefik­tirler. Zira Ebû Hüreyre'den rivayet olunduğuna göre, sabittir ki Hüzeyl kabilesinden bir kadının aynı kabileden bir başka kadını iterek yere atması ve yere atılan kadının çocuk düşürmesi üzerine Peygamber Efendimiz, düşen çocuğa diyet olarak bir köle veyahut cariye ile hükmetmiştir [17].

Ulemanın cumhuru, şunda da müttefiktirler ki lazım gelen köle veyahut cariyenin kıymeti, çocuğu düşüren kadının diyetinin yirmide birinden fazla olamaz. Gümüşü olanlar için tam diyetin onbin dirhem olduğunu söyleyen­ler, «Düşük çocuğun diyeti beşyüz dirhemdir», oniki bin dirhem olduğunu

söyleyenler «Altıyüz dirhemdir» demişlerdir. Lazım gelen köle veyahut ca­riyenin belli bir değerle sınırlı olmadığını ve köle yerine kölenin kıymetini vermenin caiz olduğunu söyleyenler de, «Köle veyahut cariyenin kıymeti neye vanrsa varsın, kıymeti lazım gelir» demişlerdir. Tahmin ederim ki imam Dâvûd ile Zahirîler de, «Kıymeti ne olursa olsun, bizzat köle veyahut Cariyeyi vermek gerekir. Kıymeti kâfi gelmez» demişlerdir.

Ulema, cariye ile gayrimüslim olan kadının çocukları hakkında da ihti­laf etmişlerdir. İmam Mâlik ile İmam Şâfıî, «Cariyenin çocuğu ister erkek, ister kız olsun, diyeti annesinin kıymetinin ondabiridir» demişlerdir. Kimisi de erkek ile kız arasında ayırını yaparak, «Eğer düşen çocuk kız ise, annesi­nin kıymetinin ondabiri, erkek ise, kendisi sağ olduğu takdirde kıymeti ne ise, kıymetinin beştebiri lazım gelir» demiştir, ki İmam Ebû Hanife de buna katılır. Cariyenin çocuğunun canlı olarak düşmesi halinde ise, kıymetinin ta­mamının lazım geldiğinde ihtilaf yoktur. İmam Ebû Yûsuf da, «Cariyenin çocuğu ölü olarak düştüğü zaman, annesinin kıymeti ne kadar eksiliyorsa, eksilen miktar lazım gelir» demiştir.

Gayrimüslim olan kadının çocuğuna gelince: İmam Mâlik, İmam Şafiî ve İmam Ebû Hanife, «Annesinin diyeti ne ise, ondabiri lazım gelir» demiş­lerdir. Ancak şu var ki İmam Ebû Hanife, «Gayri müslimin diyeti müslümanm diyeti kadardır», İmam Şafiî «Gayri müslimin diyeti müslümanın diyeti­nin üçtebiridir», İmam Mâlik de «Yarısıdır» demişlerdir.

"Düşen çocuk nasıl olursa diyet lazım gelir?" konusuna gelince:

Ulema, diyetin lazım gelmesi için çocuğun ölü olarak düşmesinin ve an­nesinin de dövülmekten dolayı ölmemesinin şart olduğunda müttefik iseler de, annesi dövülmekten dolayı öldükten sonra ölü olarak düşen çocuğun di­yeti hakkında ihtilaf etmişlerdir. Leys b. Sa'd, Eşheb, Rabia ve Zührî «Bir kö­le veyahut cariye lazım gelir» demişlerse de, İmam Mâlik ile İmam Şâfıî «Bir şey lazım gelmez» demişlerdir.

Ulema, bu bâbtan olmak üzere birkaç meselede daha ihtilaf etmişlerdir. Biri, çocuğun canlı veyahut ölü olarak düştüğünün alametleri hakkındaki ih­tilaflarıdır. İmam Mâlik ile tabileri, «Düşerken ağlaması, canlı olarak düştüğünün alametidir. Düşerken ağlamayan çocuk, ölü olarak düşm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Diyetin ödenme zamanı
« Posted on: 27 Nisan 2024, 10:27:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Diyetin ödenme zamanı rüya tabiri,Diyetin ödenme zamanı mekke canlı, Diyetin ödenme zamanı kabe canlı yayın, Diyetin ödenme zamanı Üç boyutlu kuran oku Diyetin ödenme zamanı kuran ı kerim, Diyetin ödenme zamanı peygamber kıssaları,Diyetin ödenme zamanı ilitam ders soruları, Diyetin ödenme zamanıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes