๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 19 Şubat 2011, 16:39:09



Konu Başlığı: Âriyetin hükümleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Şubat 2011, 16:39:09
145. Âriyet'in Hükümleri
 


1. Ariyetin Sorumluluğu:
 

Ariyetin hükümleri ise çokturlar. En meşhurları şudur: Ariyet, alanının elinde zayi olduğu zaman kendisi zâmin midir, değil midir?

Kimisi «Kusuru bulunmaksızın zayi olduğuna dair şahit bulunsa bile, kendisi zâmindir» demiştir, ki Eşheb ile İmam Şâfıî bu görüştedirler, imam Mâlik'ten gelen iki rivayetten biri de bu yoldadır. Kimisi de bunun tersini söylemiştir. Yani zayi olduğuna dair şahit bulunsun, bulunmasın, kendisi zâmin değildir. Bunu da diyen İmam Ebû Hanife'dir. Kimisi de «Eğer ariyet, zayi olması gizli kalmayan şeylerden ise ve zayi olduğuna dair şahit bulun­muyorsa, zâmindir. Ariyet, zayi olduğu zaman herkes tarafından bilinen şeylerden ise veyahut zayi olduğuna dair şahit bulunuyorsa, zâmin değildir» demiştir. Bu da tmam Mâlik'in meşhur olan görüşüdür. Ibnu'l-Kasım ile imam Mâlik'in tâbilerinden çoğunluk bu görüştedirler.

Bu ihtilafın sebebi, bu konuda varit olan hadisler arasında bulunan çelişmedir. Zira sıhhati sabit olan hadiste geldiğine göre Peygamber Efendi­miz Safvan b. Ümeyye'ye,

 «Herhangi bir şeyi alan kimse, ariyetin zayi olmasından sorumludur ve ödemesi gereken bir ariyettir» [4] buyurmuştur. Bir rivayete göre Efendimiz,

«Zayi olduğu zaman bedelinin ödenmesi gereken bir âriyyettir» [5] demiştir. Peygamber Efendimiz'in ayrıca,

«Başkasından ariyet olarak herhangi bir şeyi alan kimse, ariyetin zayi olmasından sorumlu değildir» [6] diye buyurduğu da rivayet olunmuştur. Bu hadisi öteki hadise tercih ederek bu hadi­si tutanlar, ariyet alan kimseyi ariyetin zayi olmasından sorumlu tutmamış­tır. Safvan b. Ümeyye'nin hadisini tutanlar ise onu sorumlu tutmuşlardır .

Hadisleri telif etme yolunu tutanlar da, ariyetin zayi olduğu zaman gizli kalıp kalmaması halleri arasında ayırım yaparak zayi olması gizli kalan ari­yetin zayi olmasından onu sorumlu tutmuş, zayi olması gizli kalmayan ariye­tin zayi olmasından sorumlu tutmamışlardır. Ne var ki, Safvan b. Ümey­ye'nin hadisi sahih iken, ariyeti alan

kimsenin ariyetin zayi olmasından so­rumlu olmadığını bildiren hadis meşhur değildir. Ariyeti alan kimsenin ariyetin zayi olmasından sorumlu olmadığını söyleyenler, ayrıca ariyeti, Ve-dia'ya kıyas etmişlerdir. Ariyetle Vedia'yi birbirinden ayıranlar da, «Ve-dia'nın menfaati sahibine aittir. Ariyet ise, kullanılmak üzere alındığı için menfaati onu alana aittir» demişlerdir. İmam Şâfıî, kiradaki malın zayi olma­sı halinde kiracının zâmin olmadığı görüşünde îmanı Ebû Hanife ile imam Mâlik'e uyduğu halde, burada uymaz. Halbuki ariyetin zayi olması halinde onu alanın zâmin olma sebebi maldan menfaat görmesi ise, kiracı da kirası altındaki maldan menfaat görmektedir.

Ulema, mal sahibinin zâmin olmayı şart koştuğu zaman da, ariyet iste­yenin zâmin olup olmadığında ihtilaf ederek, kimisi «Zâmin olur» kimisi «Zâmin olmaz ve şart bâtıldır» demiştir. [7]


[4] Beyhâkî, 6/89; Hâkim, 2/47.

[5] Ebû Dâvûd. 17/90, no: 3562.

[6] Dârakutnî, 3/41, no: 168.

 

[7] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/79-80.